Özellikle son çeyrek asırda gerek medya ve gerekse siyasilerin oldukça sıklıkla kullandıkları bir kelime globalizm. Ama bu kelimenin ne anlamını, ne mahiyetini ve ne de felsefesini kimse millete açıklamadı, anlatmadı. Belki globalizmin ne olduğunu bu global hayranları bile bilmiyordu. Dillerine doladıkları birkaç süslü kelimeyle milleti çıkmazlara soktular. Sloganlar oluşturdular; Globalleşen dünyaya ayak uydurmak vb. İyi de böyle bir ihtiyaç, milletlerin ve devletlerin isteğinden dolayı mı ortaya çıktı?Devletler ve milletler kendi değer anlayışlarından sıkıldılar mı ki, ortak değer ve değerler arayışına içine girdiler?
Globalizm nedir?
"Globalizm, kelime olarak iktisadi, siyasi, kültürel ve sosyal sahada bazı kavramların milli ve yerel sınırlarını aşarak dünya çapında kabul görmesi olarak ifade edilebilir." (Sosyal DevletMilli Devlet 37)Beş bin yıllık geçmişi, bin yıllık İslam kültürü olan Türk Milleti, tarihe yön veren Türk Milleti hangi değerini aşabilir? Sahip olduğumuz değerler insanlığın gıpta ettiği değerler. İnsan olmanın kuralı olan bu değerleri neden aşalım? Devlet bazında, adalet ve hizmetin sembolü olmuş yönetimler göstermişiz dünya arenasında. Tarihimize neden sırtımızı dönelim ki. Ha şimdi bu gerçekleri yaşayamıyorsak bu tarihin değil, işbaşındaki yöneticilerin suçudur.
Globalizmin hedefi nedir?
"Globalleşme, halkların elindeki zenginlikleri birkaç global sermaye sahibine aktarmak. Bu amaçlarına ulaşmalarının önündeki tek engel ise ulus devlet anlayışı ve bu anlayışı hayata geçiren devletler. Bu tür devletleri tavsiye etmek için gerek sosyal, gerek ekonomi ve gerekse siyasi sahada birçok karalar dayatılmış ve bu dayatmaların neticesinde ulus devletler tavsiye sürecine girdikleri gibi bu odaklara da bağımlı hale gelmişlerdir."
Globalleşmenin felsefesi nedir?
"Globalleşme, her ne kadar ekonomik kaygılara dayansa da, aynı zamanda ideolojik ve politik temelleri de olan bir projedir. Soğuk savaşın bitmesinden sonra yeryüzünde "tek kutuplu bir dünyaya" gidişin yol haritası olarak karşımızda durmaktadır. Batı kültürü, dünyanın sonuna doğru dünyada "tek dünya krallığına karşılık gelen devlet" olduğuna inanmaktadır?Tek egemen devlet, tek kültür ve tek inanç anlayışına giden bu sömürgeci teopolitik yaklaşım, kendi dışında olanları iki sınıfa ayırmaktadır; Ya kendisine bağımlı olunacak, ya da düşman ilan edilip, parçalanacak?Amerika da yayınlanan NPQ Dergisi; "Bundan sonraki dünya düzeninin en önemli yapı taşları, silahlı uluslar yerine, global ölçekli şirketlere ev sahipliği yapan, teknolojik olarak gelişmiş şehir devletleri olacaktır" tespitinde bulunmaktadır?Yeni dünya düzeni, savaşla ele geçirilemeyen toprakları, globalizmin kuralları ile masa başında kazanmaktadır. Bu bağlamda dinler arası diyalog ile kimliğini ve değerini yitiren milletlerin, her türlü psikolojik etkiye ve işgale karşı dirençsizleşmesi de etkilidir.Proje (yeni dünya düzeni) yukarıda ifade ettiğimiz felsefi ve ideolojik temellerle desteklenen globalizm ile hedef devletlerin sahip olduğu zenginliklerin ve gelirlerin, gelişmiş ülkelerde konumlanmış olan global sermaye sahipleri tarafından ele geçirilmesidir.Bu zenginlikler, yeraltı zenginlikleri, enerji kaynakları, yer üstü kaynakları, vergi gelirleri ve halkın topyekûn emeği olarak ifade edebiliriz. Bütün bunların ele geçirilmesinde global sermaye sahiplerinin karşısında duran tek engel, güçlü ve bağımsız devletlerdir.Bu nedenle, globalleşme kaideleri, gelişmekte olan ülkelere mutlak doğruymuşçasına dayatılmaktadır. Bütün bunların hayata geçirilmesi ile varılacak nokta, sahip olduğu bütün kaynakları ve gelirleri global tefecilere kaptırmış ve dilenci konumuna itilmiş, kendisine devlet bile denemeyecek güçsüz ve zayıf topluluklar olacaktır. (Sosyal Devlet-Milli Devlet 57)Yarın: Globalizmin kuralları?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025