İmam Sadık’ın (a.s) bazı hikmetli sözlerinden
Aklı olmayan, ıslah olamaz. İlmi olmayan anlayamaz. Anlayan, nezaketli olur. Halim ve olgun olan, muzaffer olur. İlim siperdir. Doğruluk izzettir. Cehalet zillettir
18.03.2025 17:23:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Aklı olmayan, ıslah olamaz. İlmi olmayan anlayamaz. Anlayan, nezaketli olur. Halim ve olgun olan, muzaffer olur. İlim siperdir. Doğruluk izzettir. Cehalet zillettir.
Anlayış ululuktur. Cömertlik başarıdır. Güzel ahlâk, dostluğa yol açar. Zamanını tanıyana, şüpheler saldırmaz. Sağduyu, zannın kandilidir.
Allah, kendisini tanıyanın dostudur ve O'nu tanımadığı hâlde tanıyor gibi görünenin de düşmanıdır. Akıllı insan, bağışlayıcı olur; cahil ise gaddar.
Saygı görmek istiyorsan, yumuşak davran. Hakir olmak istiyorsan, haşin ol. Asaletli olanın, kalbi yumuşak olur. Haşin olanın, kalbi katı olur. Vazifesini yapmada kusur eden, uçuruma düşer. İşin sonundan endişesi olan, bilmediği şeyde ihtiyatlı davranmalıdır.
Bilmeyerek bir işe teşebbüs eden, kendi burnunu yere sürter (zillete duçar olur). İlmi olmayan, anlamaz; anlamayan kurtulmaz; kurtulmayan, kıymetli olmaz; kıymetli olmayan, ezilir; ezilen, çok kınanır; böyle olan bir kimseye ise pişmanlık yakışır. Tanınmamaya güç yetirebilirsen bunu yap. Halkın seni övmemesi sana bir zarar vermez.
Emirü'l-Müminin Ali aleyhi's-selâm şöyle buyuruyordu: "İki kişi hariç, hayatın hiç kimseye hayrı yoktur: Her gün iyiliklerini artıran, günahlarını tövbe ile telafi eden."
Evinden çıkmamaya gücün yetiyorsa bunu yap. Dışarı çıktığında ise sakın gıybet etme, yalan konuşma, haset etme, gösteriş yapma, kendini güzel gösterme, dalkavukluk yapma.
Müslümanın inzivaya çekildiği mabedi, nefsini, gözünü, dilini ve tenasül organını hapsettiği kendi evidir. Kim kalbiyle Allah'ın nimetini tanırsa, daha şükrünü dilinde izhar etmeden nimetin artmasını hak etmiş olur.
İmam Sadık aleyhi's-selâm, sonra şöyle buyurdu: "Nice insanlar var ki, Allah'ın kendilerine verdiği nimete aldanırlar. Nice kimseler var ki, Allah'ın örtüsü vasıtasıyla helak olmaya doğru ilerlerler. Nice kişiler var ki, halkın övmesiyle kendilerini kaybederler.
Bu ümmetten üç kimse hariç bizleri hakkıyla tanıyan kimseler için kurtuluş ümit ediyorum: Zalim sultanla birlikte olan, heva ve hevese uyan ve açıkça günah işleyen fasık.
Sevgi, korkudan üstündür. Allah'a andolsun ki, dünyayı seven ve bizden başkasına tabi olan kimse, Allah'ı sevmemiştir. Kim bizleri hakkıyla tanır ve bizi severse, mutlaka Allah'ı sever. Daima kuyruk ol, baş olma.
Resulullah şöyle buyurmuştur: "Korkan kimsenin dili tutulur (ağzına gelen her şeyi söylemez)."
Kim insanlarla arasındaki ihtilafında onlara hak verirse, başkaları hakkında hakem olmasına rızayet gösterilir.
Zaman zulüm dönemi, ehli de hain olursa, herkese itimat etmek acizlik olur.
Belalar peş-peşe geldiğinde afiyet (ve kurtuluş) zamanı ulaşır.
Dostunun samimiyetini öğrenmek istersen, onu öfkelendir; dostluğu sabit kalırsa dostundur, aksi takdirde dostun değildir.
Hiç kimseyi üç defa öfkelendirmedikçe dostluğunu bir şey sayma.
Dostuna tam güvenme (bütün sırlarını ona açıp söyleme.) Çünkü güvenme sonucu düşmenin telafisi mümkün olmaz.
İslâm bir derecedir; iman da İslâm'ın üzerinde bir derecedir; yakin de imanın üzerinde bir derecedir; insanlara yakinden daha az bir şey verilmemiştir.
Dağları harekete geçirmek, kalpleri harekete geçirmekten daha kolaydır.
İman kalptedir, yakin ise ilhamlardır.
Dünyaya ilgi göstermek gam ve üzüntü doğurur. Dünyaya ilgisizlik kalp ve bedenin rahatlığına sebep olur.
Kiralanan ev ve alınan ekmek, geçim için gerekli olan harcamadandır.
İmam aleyhi's-selâm, birbirleriyle tartışan iki kişiye şöyle buyurdu: Biliniz ki zulmeden, hayra kavuşmaz. İnsanlara kötülük yapan kimse, aynı şeyle karşılaşırsa, onu çirkin görmemelidir.
Dostlarla ilişki, vatanda onları ziyaret etmekle, gurbette ise mektuplaşmakla olur.
Mümin ancak üç şeyle ıslah olur: Dinde bilgi sahibi olmak, güzel tedbirli olmak ve zorluklara karşı sabretmek.
Mümine tenasül organı galip gelmez; karnı da onu rezil ve rüsva etmez.
Yirmi yıllık arkadaşlık akrabalıktır.
İyilik, ancak asaletli ve dindar kimseye uygundur. İhsan ve iyiliğin kadrini bilip teşekkür eden ne de azdır!
Sadece öğüt alan mümin ve öğrenen cahil iyiliğe emredilip kötülükten sakındırılır; ama kırbaç ve kılıç sahibi olan kimse değil. (Çünkü emir ve nehiy onu zulüm yapmaktan alıkoymak için yeterli değildir.)
Ancak üç haslete sahip olan kimse iyiliğe emredip kötülükten sakındırabilir: Emir ve nehiy ettiği şeyi bilen, emir ve nehiy ettiği şeyde adil olan (haddi aşmayan), emir ve nehiy ettiği şeyde yumuşak davranan." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Anlayış ululuktur. Cömertlik başarıdır. Güzel ahlâk, dostluğa yol açar. Zamanını tanıyana, şüpheler saldırmaz. Sağduyu, zannın kandilidir.
Allah, kendisini tanıyanın dostudur ve O'nu tanımadığı hâlde tanıyor gibi görünenin de düşmanıdır. Akıllı insan, bağışlayıcı olur; cahil ise gaddar.
Saygı görmek istiyorsan, yumuşak davran. Hakir olmak istiyorsan, haşin ol. Asaletli olanın, kalbi yumuşak olur. Haşin olanın, kalbi katı olur. Vazifesini yapmada kusur eden, uçuruma düşer. İşin sonundan endişesi olan, bilmediği şeyde ihtiyatlı davranmalıdır.
Bilmeyerek bir işe teşebbüs eden, kendi burnunu yere sürter (zillete duçar olur). İlmi olmayan, anlamaz; anlamayan kurtulmaz; kurtulmayan, kıymetli olmaz; kıymetli olmayan, ezilir; ezilen, çok kınanır; böyle olan bir kimseye ise pişmanlık yakışır. Tanınmamaya güç yetirebilirsen bunu yap. Halkın seni övmemesi sana bir zarar vermez.
Emirü'l-Müminin Ali aleyhi's-selâm şöyle buyuruyordu: "İki kişi hariç, hayatın hiç kimseye hayrı yoktur: Her gün iyiliklerini artıran, günahlarını tövbe ile telafi eden."
Evinden çıkmamaya gücün yetiyorsa bunu yap. Dışarı çıktığında ise sakın gıybet etme, yalan konuşma, haset etme, gösteriş yapma, kendini güzel gösterme, dalkavukluk yapma.
Müslümanın inzivaya çekildiği mabedi, nefsini, gözünü, dilini ve tenasül organını hapsettiği kendi evidir. Kim kalbiyle Allah'ın nimetini tanırsa, daha şükrünü dilinde izhar etmeden nimetin artmasını hak etmiş olur.
İmam Sadık aleyhi's-selâm, sonra şöyle buyurdu: "Nice insanlar var ki, Allah'ın kendilerine verdiği nimete aldanırlar. Nice kimseler var ki, Allah'ın örtüsü vasıtasıyla helak olmaya doğru ilerlerler. Nice kişiler var ki, halkın övmesiyle kendilerini kaybederler.
Bu ümmetten üç kimse hariç bizleri hakkıyla tanıyan kimseler için kurtuluş ümit ediyorum: Zalim sultanla birlikte olan, heva ve hevese uyan ve açıkça günah işleyen fasık.
Sevgi, korkudan üstündür. Allah'a andolsun ki, dünyayı seven ve bizden başkasına tabi olan kimse, Allah'ı sevmemiştir. Kim bizleri hakkıyla tanır ve bizi severse, mutlaka Allah'ı sever. Daima kuyruk ol, baş olma.
Resulullah şöyle buyurmuştur: "Korkan kimsenin dili tutulur (ağzına gelen her şeyi söylemez)."
Kim insanlarla arasındaki ihtilafında onlara hak verirse, başkaları hakkında hakem olmasına rızayet gösterilir.
Zaman zulüm dönemi, ehli de hain olursa, herkese itimat etmek acizlik olur.
Belalar peş-peşe geldiğinde afiyet (ve kurtuluş) zamanı ulaşır.
Dostunun samimiyetini öğrenmek istersen, onu öfkelendir; dostluğu sabit kalırsa dostundur, aksi takdirde dostun değildir.
Hiç kimseyi üç defa öfkelendirmedikçe dostluğunu bir şey sayma.
Dostuna tam güvenme (bütün sırlarını ona açıp söyleme.) Çünkü güvenme sonucu düşmenin telafisi mümkün olmaz.
İslâm bir derecedir; iman da İslâm'ın üzerinde bir derecedir; yakin de imanın üzerinde bir derecedir; insanlara yakinden daha az bir şey verilmemiştir.
Dağları harekete geçirmek, kalpleri harekete geçirmekten daha kolaydır.
İman kalptedir, yakin ise ilhamlardır.
Dünyaya ilgi göstermek gam ve üzüntü doğurur. Dünyaya ilgisizlik kalp ve bedenin rahatlığına sebep olur.
Kiralanan ev ve alınan ekmek, geçim için gerekli olan harcamadandır.
İmam aleyhi's-selâm, birbirleriyle tartışan iki kişiye şöyle buyurdu: Biliniz ki zulmeden, hayra kavuşmaz. İnsanlara kötülük yapan kimse, aynı şeyle karşılaşırsa, onu çirkin görmemelidir.
Dostlarla ilişki, vatanda onları ziyaret etmekle, gurbette ise mektuplaşmakla olur.
Mümin ancak üç şeyle ıslah olur: Dinde bilgi sahibi olmak, güzel tedbirli olmak ve zorluklara karşı sabretmek.
Mümine tenasül organı galip gelmez; karnı da onu rezil ve rüsva etmez.
Yirmi yıllık arkadaşlık akrabalıktır.
İyilik, ancak asaletli ve dindar kimseye uygundur. İhsan ve iyiliğin kadrini bilip teşekkür eden ne de azdır!
Sadece öğüt alan mümin ve öğrenen cahil iyiliğe emredilip kötülükten sakındırılır; ama kırbaç ve kılıç sahibi olan kimse değil. (Çünkü emir ve nehiy onu zulüm yapmaktan alıkoymak için yeterli değildir.)
Ancak üç haslete sahip olan kimse iyiliğe emredip kötülükten sakındırabilir: Emir ve nehiy ettiği şeyi bilen, emir ve nehiy ettiği şeyde adil olan (haddi aşmayan), emir ve nehiy ettiği şeyde yumuşak davranan." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.