İmam Rıza’ya suikast düzenlenmesi ve vefatı -2-
Memun onu veliahtı ilan ederek insanlara onu dünyanın peşinde olan biri olarak göstermek istemişti. Böylece insanlar nezdindeki değeri düşecekti. Ancak, bu beklentinin tam tersi oldu
19.02.2024 08:37:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ahmed b. Ali el-Ensarî, Ebu Salt el-Herevî'den şöyle rivayet etmiştir: "Memun onu veliahtı ilan ederek insanlara onu dünyanın peşinde olan biri olarak göstermek istemişti. Böylece insanlar nezdindeki değeri düşecekti.
Ancak, bu beklentinin tam tersi oldu. İnsanların nezdinde fazileti daha da yükseldi. Onların kalplerinde daha yüksek bir yer edindi.
Bunun üzerine Memun, ülkenin çeşitli bölgelerinden kelamcılar çağırdı. Maksadı, bu kelamcılardan birinin onun delillerini çürütmesini ve değerini düşürmesini sağlamaktı.
O zaman âlimler aracılığıyla İmam Rıza'nın ilmî yetersizliği halk nezdinde bilinir olacaktı. Ama ne var ki Yahudi, Hıristiyan, Mecusi, Sabii, Brahmanist, Mülhit ve Natüralist herhangi bir bilgin ya da Müslüman gruplara mensup herhangi bir âlim ona karşı çıktığı zaman, İmam derhal onun kanıtını çürütüyor, onu susmak zorunda bırakıyordu.
Bu arada halk, 'Allah'a and olsun ki, o, Memun'dan daha çok halifeliğe layıktır' diyordu. Memun'un casusları bu gibi şeylerin konuşulduğunu mutlaka ona iletiyorlardı. Memun da bunlardan dolayı öfkeleniyordu. Ve kıskançlığı bir kat daha artıyordu.
Öte yandan, İmam Rıza hak söz konusu oldu mu Memun'a müsamaha göstermezdi. Birçok durumda Memun'un hoşuna gitmeyen cevaplar verirdi. Bu da Memun'u kızdırırdı, kinini daha da arttırırdı. Ama bu kini dışa vurmazdı. Ancak, onunla ilgili hileyi bulunca da onu zehirleyerek öldürmekte tereddüt etmedi."
İmam, bazılarının hoşlanmamasından dolayı kendisini veliahtlıktan uzaklaştırmasını Memun'a önermişti.
İbrahim es-Savlî bu öneri için şu değerlendirmeyi yapar: "Allah'a yemin ederim ki, işin bu noktaya varmasının sebebi buydu."
Memun'un bazı vezirleri ve yakın adamları da İmam Rıza'ya öfke duyuyorlardı. Onu kıskanıyor ve aleyhine jurnalcilik yapıyorlardı.
İMAM RIZA'NIN VEFATI
Tarihî kayıtlara göre, İmam Rıza, Memun'un kendisine verdiği narı veya üzümü yedikten sonra ölüm belirtileri kendisinde görülmeye başladı.
Memun'un ayrılmasından sonra durumu iyice ağırlaştı. Son sözleri şunlar oldu: "De ki: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi."
"Allah'ın emri mutlaka yerine getirilecek yazılmış bir kaderdir."
Memun ağlayarak İmam'ın naaşının bulunduğu yere girdi. Sonra yalın ayak, başı açık olarak cenazenin arkasından yürüyor ve şöyle diyordu: "Ey kardeşim! Hiç şüphesiz senin ölümünle İslam'ın duvarında bir gedik açılmış oldu. Kader seninle ilgili planlarına galip geldi."
Sonra Harun Reşid'in lahdini yarıp İmam Rıza'yı yanına defnetti.
Di'bil el-Huzaî, İmam Rıza'nın arkasından şu mersiyeyi yazdı: "Öldürürlerse Emevileri mâzur görürüm ama Abbasoğulları'nı mâzur göremem.
Tûs'ta pak zâtın bulunduğu kabrin başında ağla.
Eğer tehlikede olan din için ağlayacaksan
Tûs'ta iki kabir, biri bütün insanların en hayırlısının
Öbürü bütün insanların en şerlisinin
İşte bu bir ibrettir.
Pislik tertemize yakın olmakla bir fayda sağlamaz;
Gelmez temiz olana da pise yakın olmasından bir zarar."
İmam Rıza, Hicri 203 senesi Safer ayının sonunda vefat etti. Tarihçilerin ve râvilerin birçoğu bu görüştedir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Ancak, bu beklentinin tam tersi oldu. İnsanların nezdinde fazileti daha da yükseldi. Onların kalplerinde daha yüksek bir yer edindi.
Bunun üzerine Memun, ülkenin çeşitli bölgelerinden kelamcılar çağırdı. Maksadı, bu kelamcılardan birinin onun delillerini çürütmesini ve değerini düşürmesini sağlamaktı.
O zaman âlimler aracılığıyla İmam Rıza'nın ilmî yetersizliği halk nezdinde bilinir olacaktı. Ama ne var ki Yahudi, Hıristiyan, Mecusi, Sabii, Brahmanist, Mülhit ve Natüralist herhangi bir bilgin ya da Müslüman gruplara mensup herhangi bir âlim ona karşı çıktığı zaman, İmam derhal onun kanıtını çürütüyor, onu susmak zorunda bırakıyordu.
Bu arada halk, 'Allah'a and olsun ki, o, Memun'dan daha çok halifeliğe layıktır' diyordu. Memun'un casusları bu gibi şeylerin konuşulduğunu mutlaka ona iletiyorlardı. Memun da bunlardan dolayı öfkeleniyordu. Ve kıskançlığı bir kat daha artıyordu.
Öte yandan, İmam Rıza hak söz konusu oldu mu Memun'a müsamaha göstermezdi. Birçok durumda Memun'un hoşuna gitmeyen cevaplar verirdi. Bu da Memun'u kızdırırdı, kinini daha da arttırırdı. Ama bu kini dışa vurmazdı. Ancak, onunla ilgili hileyi bulunca da onu zehirleyerek öldürmekte tereddüt etmedi."
İmam, bazılarının hoşlanmamasından dolayı kendisini veliahtlıktan uzaklaştırmasını Memun'a önermişti.
İbrahim es-Savlî bu öneri için şu değerlendirmeyi yapar: "Allah'a yemin ederim ki, işin bu noktaya varmasının sebebi buydu."
Memun'un bazı vezirleri ve yakın adamları da İmam Rıza'ya öfke duyuyorlardı. Onu kıskanıyor ve aleyhine jurnalcilik yapıyorlardı.
İMAM RIZA'NIN VEFATI
Tarihî kayıtlara göre, İmam Rıza, Memun'un kendisine verdiği narı veya üzümü yedikten sonra ölüm belirtileri kendisinde görülmeye başladı.
Memun'un ayrılmasından sonra durumu iyice ağırlaştı. Son sözleri şunlar oldu: "De ki: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi."
"Allah'ın emri mutlaka yerine getirilecek yazılmış bir kaderdir."
Memun ağlayarak İmam'ın naaşının bulunduğu yere girdi. Sonra yalın ayak, başı açık olarak cenazenin arkasından yürüyor ve şöyle diyordu: "Ey kardeşim! Hiç şüphesiz senin ölümünle İslam'ın duvarında bir gedik açılmış oldu. Kader seninle ilgili planlarına galip geldi."
Sonra Harun Reşid'in lahdini yarıp İmam Rıza'yı yanına defnetti.
Di'bil el-Huzaî, İmam Rıza'nın arkasından şu mersiyeyi yazdı: "Öldürürlerse Emevileri mâzur görürüm ama Abbasoğulları'nı mâzur göremem.
Tûs'ta pak zâtın bulunduğu kabrin başında ağla.
Eğer tehlikede olan din için ağlayacaksan
Tûs'ta iki kabir, biri bütün insanların en hayırlısının
Öbürü bütün insanların en şerlisinin
İşte bu bir ibrettir.
Pislik tertemize yakın olmakla bir fayda sağlamaz;
Gelmez temiz olana da pise yakın olmasından bir zarar."
İmam Rıza, Hicri 203 senesi Safer ayının sonunda vefat etti. Tarihçilerin ve râvilerin birçoğu bu görüştedir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.