İlmiyle âmil olmayana şaşılır
Âlim olup da ilmiyle âmil olmayana şaşılır... Bu kimse neden ilmiyle amel etmez. Neden akıbetini göz önüne getirmez. Yolunda karşılaşacağı (dinin haber verdiği) büyük tehlikeleri ve sonunun ne olacağı üzerinde hiç düşünmez?
25.05.2023 21:00:00





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurdu:
Bazı âlimler der ki: "Şu dört kimseye teaccüp ederiz şaşarız:
Birincisi: Akıllı olup da âlim olmayana... Bu kimse, başlangıcını, sonunu; dünyadaki hallerini ve bu âleme geliş sebebini niçin öğrenmeye çalışmıyor, neden düşünmüyor, kıyametin dehşetini düşünüp ona göre tedarikini yapmıyor. Nitekim Cenab-ı Hak buyuruyor: "Onlar (Allah'ın) göklerde ve yerdeki o muazzam mülk ve saltanatına, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye belki ecellerinin yaklaşmış olduğuna da hiç bakmadılar. Artık bundan sonra hangi bir söze inanacaktır?" (A'raf, 185).
Ve yine Cenab-ı Hak buyuruyor: "Sahiden onlar (öldükten sonra) diriltileceklerini sanmıyorlar mı? Büyük bir günde."
İkincisi: Âlim olup da ilmiyle âmil olmayana. Bu kimse neden ilmiyle amel etmez. Neden akıbetini göz önüne getirmez. Yolunda karşılaşacağı (dinin haber verdiği) büyük tehlikeleri ve sonunun ne olacağı üzerinde hiç düşünmez?
Üçüncüsü: İlmiyle âmil olup da ihlaslı olmayana. Bu kimse niçin basiret gözü ile bakıp bu ayet-i kerimeye göre amel etmez. "De ki: Ben ancak sizin gibi bir insanım. (Şu kadar ki) bana yalnız Allah'ın bir tek ilah olduğu vahyediliyor. Artık kim Rabbine kavuşmayı ümit (ve arzu) ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir kimseyi ve hiçbir şeyi ortak tutmasın." (Kehf, 110).
Dördüncü: İhlas sahibi olup da akıbetinden (sonundan) korkusu olmayana ve onun öfkesinden haşyet duymayana. Bu kimse, Cenab-ı Hakkın, velileriyle ve sâlih kullarıyla muamelesi üzerinde niçin düşünmüyor, onlara nasıl hitap edip kınadığını, kendilerini nasıl tehdit ettiğini neden görmüyor?
Nitekim Cenab-ı Hak, habibi Hz. Peygamber Efendimize bile şöyle hitap etmiştir. "And olsun ki Habibim sana da, senden evvelki peygamberlere de şu vah- yolunmuştur! Eğer (bilfarz Allah'a) ortak tanırsan, Celâlim hakkı için (bütün) amel (ve hareketlenin boşa gider ve muhakkak hüsrana düşenlerden olursun." (Zümer, 65).
Hz. Peygamber (s.a.v.), bu hitaptan sonra şöyle buyuruyor: "Hûd sûresiyle bu mealdeki diğer sûreler beni ihtiyarlattı." Ve devam ediyorlar: "Mü'minler, Cenab-ı Hakkın indirdiği Hûd sûresiyle benzerlerindeki şu dört ayeti niçin okumuyor ve üzerinde iman fikredip düşünmüyorlar:
1- "Ya sizi ancak boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" (Mü'minun, 115).
2- "Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes, yarın için önden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah, ne yaparsanız hakkiyle haberdardır." (Haşr, 18).
3 - "Bizim uğrumuzda mücâhede edenler(e gelince), biz onlara elbette yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her halde ihsan erbabıyla beraberdir." (Ankebut, 69).
4- "Kim savaşırsa ancak kendisi için savaşmış olur. Zira Allah, elbette (bütün) âlemlerden gani (müstağni)dir." (Ankebut, 6).
(Âbidlerin Yolu'ndan...)
Bazı âlimler der ki: "Şu dört kimseye teaccüp ederiz şaşarız:
Birincisi: Akıllı olup da âlim olmayana... Bu kimse, başlangıcını, sonunu; dünyadaki hallerini ve bu âleme geliş sebebini niçin öğrenmeye çalışmıyor, neden düşünmüyor, kıyametin dehşetini düşünüp ona göre tedarikini yapmıyor. Nitekim Cenab-ı Hak buyuruyor: "Onlar (Allah'ın) göklerde ve yerdeki o muazzam mülk ve saltanatına, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye belki ecellerinin yaklaşmış olduğuna da hiç bakmadılar. Artık bundan sonra hangi bir söze inanacaktır?" (A'raf, 185).
Ve yine Cenab-ı Hak buyuruyor: "Sahiden onlar (öldükten sonra) diriltileceklerini sanmıyorlar mı? Büyük bir günde."
İkincisi: Âlim olup da ilmiyle âmil olmayana. Bu kimse neden ilmiyle amel etmez. Neden akıbetini göz önüne getirmez. Yolunda karşılaşacağı (dinin haber verdiği) büyük tehlikeleri ve sonunun ne olacağı üzerinde hiç düşünmez?
Üçüncüsü: İlmiyle âmil olup da ihlaslı olmayana. Bu kimse niçin basiret gözü ile bakıp bu ayet-i kerimeye göre amel etmez. "De ki: Ben ancak sizin gibi bir insanım. (Şu kadar ki) bana yalnız Allah'ın bir tek ilah olduğu vahyediliyor. Artık kim Rabbine kavuşmayı ümit (ve arzu) ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir kimseyi ve hiçbir şeyi ortak tutmasın." (Kehf, 110).
Dördüncü: İhlas sahibi olup da akıbetinden (sonundan) korkusu olmayana ve onun öfkesinden haşyet duymayana. Bu kimse, Cenab-ı Hakkın, velileriyle ve sâlih kullarıyla muamelesi üzerinde niçin düşünmüyor, onlara nasıl hitap edip kınadığını, kendilerini nasıl tehdit ettiğini neden görmüyor?
Nitekim Cenab-ı Hak, habibi Hz. Peygamber Efendimize bile şöyle hitap etmiştir. "And olsun ki Habibim sana da, senden evvelki peygamberlere de şu vah- yolunmuştur! Eğer (bilfarz Allah'a) ortak tanırsan, Celâlim hakkı için (bütün) amel (ve hareketlenin boşa gider ve muhakkak hüsrana düşenlerden olursun." (Zümer, 65).
Hz. Peygamber (s.a.v.), bu hitaptan sonra şöyle buyuruyor: "Hûd sûresiyle bu mealdeki diğer sûreler beni ihtiyarlattı." Ve devam ediyorlar: "Mü'minler, Cenab-ı Hakkın indirdiği Hûd sûresiyle benzerlerindeki şu dört ayeti niçin okumuyor ve üzerinde iman fikredip düşünmüyorlar:
1- "Ya sizi ancak boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" (Mü'minun, 115).
2- "Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes, yarın için önden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah, ne yaparsanız hakkiyle haberdardır." (Haşr, 18).
3 - "Bizim uğrumuzda mücâhede edenler(e gelince), biz onlara elbette yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her halde ihsan erbabıyla beraberdir." (Ankebut, 69).
4- "Kim savaşırsa ancak kendisi için savaşmış olur. Zira Allah, elbette (bütün) âlemlerden gani (müstağni)dir." (Ankebut, 6).
(Âbidlerin Yolu'ndan...)
HAKAN AKKUŞ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.