Profesyonelleri bilmem ama sokak dövüşünde altın kural, rakip karşısında göz kırpmamaktır. Çünkü ilk gözünü kırpan kaybeder.
Nedir göz kırpmamak? Rakibin duruşunu, nefes alış-verişini, harekete hazır pozisyonu tam takip edip, gelecek hamleyi anında karşılamak veya göz kırptığı anda rakibi etkisiz hale getirecek hamleyi yapmaktır.
Şu an ABD ile de bir sokak dövüşü yapıyoruz. Çünkü ABD kural tanımıyor, ahlak tanımıyor, uluslararası hukuku, karşısındaki ülkenin hukukunu vs. tanımıyor. Ben ne dersem o olur, mantığıyla bir duruş gösteriyor.
Baştan şunu söyleyeyim ki, Sayın Erdoğan, ABD'nin siyasi, hukuki ahlaktan yoksun her çıkışına, ekonomik yaptırım kararlarına karşı bir an bile göz kırpmamalıdır.
Çünkü son 15 günlük süreçte gözlemlediğim kadarıyla Sayın Erdoğan ve iktidarını hemen her kesimden en sert sözlerle eleştiren yazarlar, akademisyenler, sosyal yapılar vs. ABD karşısında, 'Seni, ABD'ye yem etmeyiz, sonuna kadar seni savunuruz' mantığıyla olaylara yaklaşıyorlar. Doğru olan budur.
Sayın Erdoğan ve AKP'yi sevmeyebilirsiniz, icraatlarını eleştirebilirsiniz, izledikleri siyaset mantığını hiç ama hiç kabul etmeyebilirsiniz. Bu bizim iç meselemizdir. Ama söz konusu ABD veya herhangi bir başka devlet olursa, bırakın Cumhurbaşkanını, bu ülkenin herhangi bir vatandaşının tırnağını bile yem etmeyiz.
Biz böyle bakıyoruz, görüyoruz. Onun için Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum; sakın ola göz kırpma, geri adım atma, karşılıklı ekonomik menfaat dışında hiçbir yakınlaşmayı kabul etme.
Çünkü ABD yılandır ve milletimiz, devletimiz bu yılan tarafından çok ısırıldı. Bir daha ısırılma. Çünkü artık elimizde panzehir yok.
Doğu ve güneydoğumuzda sınır ve sınır ötesi gelişmeler malum. Mülteci sorunu ortada... Enerji ve tarımda ithalat ülkesi olduğumuz da bir gerçek. Para piyasaları ve ülkemiz bankalarının % 70'e yakınının yabancı sermaye hâkimiyetinde olduğu da ortada. Ekonomik veriler zaten ortada.
Bu şartlarda ABD karşısındaki duruşumuzda ani bir gevşeme, bir göz kırpma kendimizi yerde bulma anlamına gelir ki, eğer bu şartlarda yere düşersek kalkmamız çok büyük bedeller ister. O bedeller insandır, sensin, benim.
ABD neden hedef Türkiye dedi?
Bu sorunun birçok cevabı var. Ama temeldeki cevabı inanç kaynaklıdır. Hıristiyanların 'Tanrı Krallığını' kurabilmeleri için Yahudilerin, 'Arz-ı Mev'ud'a sahip olmaları lazımdır. Bunun için Müslümanların ya öldürülmeleri ya da köleleştirilmeleri şart.
Siyasi boyutuna gelince artık dünya tek kutuplu değil. Rusya ve Çin gerek askeri ve gerekse ekonomik olarak ABD'yi tahtından etti. Dünya da bu gerçeği gördü ve kabul etti.
İşte ABD bu gerçeği hazmedemiyor ve suları bulandırmak istiyor. Bir Rusya'ya ekonomik ambargo kararı alıyor. Çin'i düşman kabul ediyor. K. Kore ile dalaşıyor. İran'a yaptırımlar uygulamaya kalkıyor. AB'ye gümrük duvarları koyuyor vs.
Tabi Rusya, Çin, Kore, AB, İran ABD'nin bu tavırlarına anında karşılık veriyor. ABD dönüyor Rusya ile Çin ile İran ile diyalog zemini kurmaya hazır olduklarını açıklıyor. Yani ABD suyu bulandırıp balık tutmaya çalışıyor.
Şimdi o bulanık suya Türkiye'yi atmaya kalktı. Biz balık olmayalım.
Unutmayın artık ABD, askeri anlamda dünyanın en güçlü devleti değil. Sosyal anlamda halkı mutsuz, insan hakları ihlallerinin, ırkçılığın en üst düzeyde yaşandığı bir ülke. ABD'yi ayakta tutan sadece parasıdır.
Bu gücünü kıracak olan yerli ve milli paradır. BRICS ülkeleri ile (ki, bu birliğin temeli Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ekseninde yapılanmıştır) ABD'nin dolarını bitirip, ABD'yi elsiz, ayaksız bırakabiliriz.
Yeter ki eğilmeyelim, yeter ki yeniden dost olabiliriz, aldatmasına kanmayalım, yeter ki milli duruşumuzu bozmayalım?
Nedir göz kırpmamak? Rakibin duruşunu, nefes alış-verişini, harekete hazır pozisyonu tam takip edip, gelecek hamleyi anında karşılamak veya göz kırptığı anda rakibi etkisiz hale getirecek hamleyi yapmaktır.
Şu an ABD ile de bir sokak dövüşü yapıyoruz. Çünkü ABD kural tanımıyor, ahlak tanımıyor, uluslararası hukuku, karşısındaki ülkenin hukukunu vs. tanımıyor. Ben ne dersem o olur, mantığıyla bir duruş gösteriyor.
Baştan şunu söyleyeyim ki, Sayın Erdoğan, ABD'nin siyasi, hukuki ahlaktan yoksun her çıkışına, ekonomik yaptırım kararlarına karşı bir an bile göz kırpmamalıdır.
Çünkü son 15 günlük süreçte gözlemlediğim kadarıyla Sayın Erdoğan ve iktidarını hemen her kesimden en sert sözlerle eleştiren yazarlar, akademisyenler, sosyal yapılar vs. ABD karşısında, 'Seni, ABD'ye yem etmeyiz, sonuna kadar seni savunuruz' mantığıyla olaylara yaklaşıyorlar. Doğru olan budur.
Sayın Erdoğan ve AKP'yi sevmeyebilirsiniz, icraatlarını eleştirebilirsiniz, izledikleri siyaset mantığını hiç ama hiç kabul etmeyebilirsiniz. Bu bizim iç meselemizdir. Ama söz konusu ABD veya herhangi bir başka devlet olursa, bırakın Cumhurbaşkanını, bu ülkenin herhangi bir vatandaşının tırnağını bile yem etmeyiz.
Biz böyle bakıyoruz, görüyoruz. Onun için Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum; sakın ola göz kırpma, geri adım atma, karşılıklı ekonomik menfaat dışında hiçbir yakınlaşmayı kabul etme.
Çünkü ABD yılandır ve milletimiz, devletimiz bu yılan tarafından çok ısırıldı. Bir daha ısırılma. Çünkü artık elimizde panzehir yok.
Doğu ve güneydoğumuzda sınır ve sınır ötesi gelişmeler malum. Mülteci sorunu ortada... Enerji ve tarımda ithalat ülkesi olduğumuz da bir gerçek. Para piyasaları ve ülkemiz bankalarının % 70'e yakınının yabancı sermaye hâkimiyetinde olduğu da ortada. Ekonomik veriler zaten ortada.
Bu şartlarda ABD karşısındaki duruşumuzda ani bir gevşeme, bir göz kırpma kendimizi yerde bulma anlamına gelir ki, eğer bu şartlarda yere düşersek kalkmamız çok büyük bedeller ister. O bedeller insandır, sensin, benim.
ABD neden hedef Türkiye dedi?
Bu sorunun birçok cevabı var. Ama temeldeki cevabı inanç kaynaklıdır. Hıristiyanların 'Tanrı Krallığını' kurabilmeleri için Yahudilerin, 'Arz-ı Mev'ud'a sahip olmaları lazımdır. Bunun için Müslümanların ya öldürülmeleri ya da köleleştirilmeleri şart.
Siyasi boyutuna gelince artık dünya tek kutuplu değil. Rusya ve Çin gerek askeri ve gerekse ekonomik olarak ABD'yi tahtından etti. Dünya da bu gerçeği gördü ve kabul etti.
İşte ABD bu gerçeği hazmedemiyor ve suları bulandırmak istiyor. Bir Rusya'ya ekonomik ambargo kararı alıyor. Çin'i düşman kabul ediyor. K. Kore ile dalaşıyor. İran'a yaptırımlar uygulamaya kalkıyor. AB'ye gümrük duvarları koyuyor vs.
Tabi Rusya, Çin, Kore, AB, İran ABD'nin bu tavırlarına anında karşılık veriyor. ABD dönüyor Rusya ile Çin ile İran ile diyalog zemini kurmaya hazır olduklarını açıklıyor. Yani ABD suyu bulandırıp balık tutmaya çalışıyor.
Şimdi o bulanık suya Türkiye'yi atmaya kalktı. Biz balık olmayalım.
Unutmayın artık ABD, askeri anlamda dünyanın en güçlü devleti değil. Sosyal anlamda halkı mutsuz, insan hakları ihlallerinin, ırkçılığın en üst düzeyde yaşandığı bir ülke. ABD'yi ayakta tutan sadece parasıdır.
Bu gücünü kıracak olan yerli ve milli paradır. BRICS ülkeleri ile (ki, bu birliğin temeli Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ekseninde yapılanmıştır) ABD'nin dolarını bitirip, ABD'yi elsiz, ayaksız bırakabiliriz.
Yeter ki eğilmeyelim, yeter ki yeniden dost olabiliriz, aldatmasına kanmayalım, yeter ki milli duruşumuzu bozmayalım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025