Üniversiteye hazırlık için gittiğim kurstan çıktım ve Cuma namazına gittim. Ezan okundu, sünnet kılındı ve hutbe başladı. Hutbenin başları israfla ilgiliydi. İmam devam etti:
"Kardeşlerim!
Bugün insanı daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden, ne kadar harcarsa o kadar değerli olacağını iddia eden bir zihniyet yaygınlaşıyor."
Bu sözler dikkatimi çekti ve kafamı kaldırdım dinlemeye başladım.
Düşünmeye başladım. Milli Ekonomi Modeli'nin işlemesi için tüketimin önemli olduğunu biliyordum. "Acaba Diyanet Mili Ekonomi Modeli'ne karşı mı hazırlamıştı bu hutbeyi" diye geçirdim içimden.
Camileri kendi düşüncelerini yaymak için kullanıyor olamazlar, herhalde bana öyle geldi dedim ve dinlemeye devam ettim. Camiler Allah'ın emirlerinin müminlere hatırlatıldığı, birlik beraberliği sağlamak üzere hutbe irad edilen kutsal mekânlardır. Siyasî emellere alet edilemezler değil mi?
Biraz sonra hoca "nimetlerin sınırlı olduğunu unutmayalım" dedi ve ben şok oldum. Kulaklarıma inanamıyordum. Kutsal mekânımızı yapılan yanlışlarını meşrulaştırmak için alet mi ediyorlardı? Milletimize nasıl bir mesaj verilmek isteniyordu?
Eve gittim internetten Diyanet'in cuma hutbesini açtım, okudum, evet aynen öyle yazıyordu "nimetler sınırlı."
Hutbenin konusu israf gibi görünse de seçim öncesi ekonomideki kötü vaziyet muhalefete bu kadar malzeme olmuşken; Diyanet hükümete destek amacıyla "sorun ekonomide değil, Allah'ın nimetleri sınırlı" diyordu.
Oysa; kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bunun tam tersini buyuruyor Allah (c.c.): "Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız." (14/İbrahim-34). Bu meali de Diyanet'ten aynen aldım. Bunun gibi birçok ayette nimetlerin sonsuz olduğu ifade ediliyor.
Din adına hizmet verdiğini iddia edenler Allah'ın bu buyruğunu nasıl ters-yüz ederler. "Kaynaklar sınırlıdır" iddiası bizim inancımızla bağdaşmaz. İslam'a ve Kur'an'a göre insanların ihtiyaçları sınırlıdır fakat kaynaklar sınırsızdır ve kıyamete kadar yeteceği Allah tarafından vaad edilmiştir. "Kaynaklar sınırlı ve ihtiyaçlar sınırsızdır" düşüncesi kapitalizme aittir ve bizim kutsal mekanımızdan içeri giremez, girmemelidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, Millî Ekonomi Modeli tezinde Allah'ın vaad ettiği şekilde "kaynaklar sınırsızdır" diyor. Ama bunu milletimiz de siyasilere de anlamıyor. Anlamaya da pek niyetleri yok. İnsanlar batan ekonomide aç biilaç gezsinler. Ama dert değil, Allah'ın nimetleri sınırlı. Zaten fazlası israf olurdu diyen Diyanet de bu durumu sanki Allah'tanmış gibi duyursun. "Hazır Ramazan'da insanlar aç kalmaya alıştı, biz de böyle bir şey diyelim de Ramazan'dan sonra da aç kaldıklarında sorun çıkarmasınlar" diye düşündüler herhalde.
Haydar Hoca'yı dinlemeyen milletimiz de Ramazan'dan sonra niyetsiz oruç tutacak gibi görünüyor. Allah, bizleri son günlerine girmiş olduğumuz Ramazan ayı vesilesiyle ıslah eylesin. Ramazan hürmetine bu oyunları görmeyi ve Ehl-i Beyt'in ekonomi anlayışını ve bereketini bize yaşatacak olan Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmeyi nasip eylesin.
"Kardeşlerim!
Bugün insanı daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden, ne kadar harcarsa o kadar değerli olacağını iddia eden bir zihniyet yaygınlaşıyor."
Bu sözler dikkatimi çekti ve kafamı kaldırdım dinlemeye başladım.
Düşünmeye başladım. Milli Ekonomi Modeli'nin işlemesi için tüketimin önemli olduğunu biliyordum. "Acaba Diyanet Mili Ekonomi Modeli'ne karşı mı hazırlamıştı bu hutbeyi" diye geçirdim içimden.
Camileri kendi düşüncelerini yaymak için kullanıyor olamazlar, herhalde bana öyle geldi dedim ve dinlemeye devam ettim. Camiler Allah'ın emirlerinin müminlere hatırlatıldığı, birlik beraberliği sağlamak üzere hutbe irad edilen kutsal mekânlardır. Siyasî emellere alet edilemezler değil mi?
Biraz sonra hoca "nimetlerin sınırlı olduğunu unutmayalım" dedi ve ben şok oldum. Kulaklarıma inanamıyordum. Kutsal mekânımızı yapılan yanlışlarını meşrulaştırmak için alet mi ediyorlardı? Milletimize nasıl bir mesaj verilmek isteniyordu?
Eve gittim internetten Diyanet'in cuma hutbesini açtım, okudum, evet aynen öyle yazıyordu "nimetler sınırlı."
Hutbenin konusu israf gibi görünse de seçim öncesi ekonomideki kötü vaziyet muhalefete bu kadar malzeme olmuşken; Diyanet hükümete destek amacıyla "sorun ekonomide değil, Allah'ın nimetleri sınırlı" diyordu.
Oysa; kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bunun tam tersini buyuruyor Allah (c.c.): "Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız." (14/İbrahim-34). Bu meali de Diyanet'ten aynen aldım. Bunun gibi birçok ayette nimetlerin sonsuz olduğu ifade ediliyor.
Din adına hizmet verdiğini iddia edenler Allah'ın bu buyruğunu nasıl ters-yüz ederler. "Kaynaklar sınırlıdır" iddiası bizim inancımızla bağdaşmaz. İslam'a ve Kur'an'a göre insanların ihtiyaçları sınırlıdır fakat kaynaklar sınırsızdır ve kıyamete kadar yeteceği Allah tarafından vaad edilmiştir. "Kaynaklar sınırlı ve ihtiyaçlar sınırsızdır" düşüncesi kapitalizme aittir ve bizim kutsal mekanımızdan içeri giremez, girmemelidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, Millî Ekonomi Modeli tezinde Allah'ın vaad ettiği şekilde "kaynaklar sınırsızdır" diyor. Ama bunu milletimiz de siyasilere de anlamıyor. Anlamaya da pek niyetleri yok. İnsanlar batan ekonomide aç biilaç gezsinler. Ama dert değil, Allah'ın nimetleri sınırlı. Zaten fazlası israf olurdu diyen Diyanet de bu durumu sanki Allah'tanmış gibi duyursun. "Hazır Ramazan'da insanlar aç kalmaya alıştı, biz de böyle bir şey diyelim de Ramazan'dan sonra da aç kaldıklarında sorun çıkarmasınlar" diye düşündüler herhalde.
Haydar Hoca'yı dinlemeyen milletimiz de Ramazan'dan sonra niyetsiz oruç tutacak gibi görünüyor. Allah, bizleri son günlerine girmiş olduğumuz Ramazan ayı vesilesiyle ıslah eylesin. Ramazan hürmetine bu oyunları görmeyi ve Ehl-i Beyt'in ekonomi anlayışını ve bereketini bize yaşatacak olan Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmeyi nasip eylesin.
Mehmet Emin Özdemir / diğer yazıları
- Atatürk panzehiri / 31.10.2022
- Ezbere olmaz / 25.10.2022
- Türk milletini hak ettiği noktaya taşımak / 19.09.2021
- İlginç Cuma hutbesi / 13.06.2018
- Bu yalana artık kimse kanmaz / 10.04.2018
- İnsanlığın baharı / 04.04.2018
- Ezbere olmaz / 25.10.2022
- Türk milletini hak ettiği noktaya taşımak / 19.09.2021
- İlginç Cuma hutbesi / 13.06.2018
- Bu yalana artık kimse kanmaz / 10.04.2018
- İnsanlığın baharı / 04.04.2018