Kader başa geldiği zaman gönderene kafa tutmak, inancı öldürür. Tevhid -Allah'ı birleme- nurunu söndürür; tevekkül ve ihlası yok eder. İman sahibinin kalbi; niçin ve neden oldou, gibi sözleri bilmez. "Belki, şundan veya bundan oldu" gibi yersiz lafları da dile getirmez Bildiği tek şey vardır; o da:- Başüstüne... Hoş geldi, safalar getirdi.Diye karşılamaktır...Nefis, tümüyle muhalefet safında durur. Durmadan niza çıkarır, daima karşılık isterb Onun ıslahını dileyen, cihad ehli olsun; tâ şerrinden emin oluncaya kadar. O nefis, şer içinde şerdir. Onunla cihad edersen emin olabilirsin. Neticede göreceksin ki, hayır içinde hayır oluyor. Cihad devam ettiği müddetçe, onu her iyiliğe uyar bulursun. İbadetleri hoşlukla yapmaya koyulur. Ve bu uyarlık mükafatı olarak şu ilahî hitap ona gelir.- "Ey mutmain olmuş nefis, Rabbi'ne dön. O, senden razı, sen de O'ndan hoşnut olarak..." (89/27, 28, 29).Bu cihad sonunda nefse itimad caiz olur. Çünkü nefsin şerli yönü ıslah olmaştur...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.