Gündem Fırat'ın doğusuna yönelik askeri operasyon… Neden? Bu bölgede yapılandırılan PYD-PKK terör örgütünün silahlı ve gelecekte etnik kimlik üzerinden ülkemizi direkt olarak tehdit ediyor hale gelmesi.
Hemen soralım; bu terör örgütünü bu bölgeye kim getirdi, baktı ve büyüttü? Cevap, ABD.
Geçtiğimiz yıl iktidar, PKK-PYD'nin adeta komuta merkezi olan Münbiç'e harekât kararı aldı. Kesin girecek ve terör odaklarını devre dışı bırakacaktık. Başta Cumhurbaşkanı ve ilgili bakan olmak üzere bütün yetkililer harekâtın muhakkak olacağını ifade ediyordu.
Ama olmadı, yapamadık, giremedik, terör örgütünü haliyle de ülkemize yönelen tehditleri yok edemedik!
Neden? Çünkü Münbiç'te ABD askerleri vardı. ABD o gün, aynen bugün gibi ülkemizi bir taraftan tehdit ederken diğer taraftan da heyetler gönderiyordu.
Birkaç hafta karşılıklı restleşmelerle geçti.
Kararı kapılı kapılar arkasında görüşen heyetler kapılar açtılar ve Münbiç'te ortak mutabakata vardık, dediler.
Haliyle ABD istediğini aldı ve askeri operasyon rafa kalktı.
Peki, ABD sözünü tuttu mu? Hayır. Yanılmıyorsam 100'den fazla şehit verdik. Diğer taraftan da terör örgütü daha da güçlenmek için zaman kazandı. Yani Türkiye oyalandı.
Şimdi bir soru daha sorayım; O gün Münbiç'te, ABD'nin verdiği sözü tutacağına inanan var mıydı? Yok. ABD'nin bugüne kadar ülkemizin menfaatine olan herhangi bir sözünü tuttuğuna şahit olan var mı?
İşte bu gelişmeler ışığında geldik bu günlere. Fırat'ın doğusuna PKK-PYD örgütünün kontrol altında tuttuğu yerlere askeri operasyon şarttır.
TSK gerekli hazırlıkları yaptı. Cumhurbaşkanı gireceğiz, her an girebiliriz, derken ABD'den o bildik açıklamalar geldi.
"Giremezsiniz, ilişkilerimize zarar gelir, kabul edilemez" gibi. Hatta Pentagon, "bölgeye girerseniz karşınızda bizi bulursunuz" restini bile çekti. Tabi ABD heyetleri de peş peşe Ankara'ya gelip, gitmeye başladı.
Sonuç; ABD ile mutabakat yapmışız!
Ama hükümet tedbirliydi! Polemiklerin önünü kesmek için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu anında açıklama yaparak; Güvenli bölge çalışmasının, Münbiç yol haritasına dönüşmesine müsaade edilmeyeceğini, söyledi.
Bu açıklamanın bir de itiraf boyutu vardı. Hükümet resmen Münbiç'te dost, müttefik dediği ABD tarafından oyalandığını, aldatıldığını itiraf ediyordu.
* * *
Şimdi! Hükümetin açıklamalarına bakınca Fırat'ın doğusundan ülkemize yönelik terör tehdidinin tamamen yok edilmesi için en az 35 kilometre derinliğinde ve Irak sınırına kadar olan 480 kilometre uzunluğundaki alanın tamamen bizim kontrolümüzde olması şarttır. Ki, bu noktada emekli asker, stratejik uzmanlar ve hükümete muhalif eden kalemler de aynı kanaatte olduklarını yazdılar, söylediler.
ABD ise "tamam, Fırat'ın doğusuna girin. Ama en fazla 5 kilometre derinliği ve 180 kilometre uzunluğu kontrol edebilirsiniz" diyor.
Artı bu kontrolü tek başınıza değil beraber yapacağız, diye de ekliyor.
Haliyle soruyoruz; ABD ile nasıl bir mutabakat yapıldı? Bu mutabakatın şartları nelerdir? Türkiye mi taviz verdi yoksa ABD mi?
Eğer dün dediğimizin yani 35 kilometre derinlik 480 kilometre uzunluktan taviz verildiyse ve altına imza atılmadıysa sonuç kesindir; İkinci Münbiç aldatması!..
* * *
Bölge gerçeklerini anlamak için emekli asker veya stratejik uzman olmaya gerek yok. ABD, PKK-PYD'den vazgeçmez. Hangi imzayı atarsa atsın ABD, Türkiye'yi aldatıyor.
Sayın Erdoğan, ABD ile mutabakat yaptık, beraber adım atacağız, dedi. 2 gün sonra ABD 80 tır ile ağır iş makinelerini terör örgütüne gönderdi. Neden? Hendek, çukur kazacaklar.
Ha! Hükümet B ve C planlarımız hazır, diyor. Bence, ABD ile mutabakata filan gerek yok. Ortada Suriye devleti ile imzalanmış bir Adana mutabakatı var.
Türkiye bu mutabakatı devreye koymalıdır. Yoksa sonuç farklı olmayacaktır…
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025