İkinci bir Kerbela mı yaşanıyor?

Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen “Dini Liderler Zirvesi”nin açılış konuşmasında Suriye'de yaşananları Kerbela'da yaşanan olaylara benzetti.
"1332 yıl önce Kerbela'da yaşanan neyse, açık söylüyorum bugün Suriye'de yaşanan da odur. Hz. Ömer'le Hz. Ali Kerremallahü veche efendimiz aralarında herhangi bir sıkıntı yoktu. Onlar aynı idealler için bir mücadeledeydi. Peki, bugünkü yaklaşım niye böyle. Bunların üzerinde durmak lazım... Mazlum değişik olabilir, zalim değişik olabilir... Ama yaşananlar, yeni birer Kerbela'dır"
Keşke bu cümleleri Sayın Başbakandan duymamış olsaydık. Bu cümleler bir yanılgının ya da bilgi eksiklinin ifadesidir.
Keşke mümkün olsa da Sayın Başbakana Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt Külliyatı ulaştırılsa da okuması temin edilseydi bu yanılgıya düşülmezdi.
Çünkü bu cümleler Kerbela’yı gerçek yönüyle bilen birinin cümleleri değildir. Kerbela’da yaşananlar Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin ciğer paresi Hz. Hüseynin kurtarıcı olarak davet edilmesi ve tuzağa düşürülmesi neticesinde katil Yezit ve onun yardakçılarının zulmüdür. Peygamberimizin soyunun kurutulması için yapılan katliamdır. Orada Hak ve batılın mücadelesi vardır.
Burada iş böyle değildir. Suriye’de yaşananlar, halkın çeşitli vaatlerle kandırılarak isyana teşvik edilerek, kendi elleriyle hem ülkelerini, hem kendileri ateşe atma hareketidir. Birilerinin sebep olduğu bir iç savaştır…
Daha düne kadar Esad Nusayri diye propaganda yapılıyordu. Nusayriliğin dinsizlik olmadığı, Şia’nın bir kolu olduğunu bilmeyenler nerdeyse ona dinsizlik damgası vurmaya kakıştılar. Halk gerçeği öğrenince plak değişti.
Daha sonra Esad’a Alevi dendi. Sonra cübbeli sarıklı hoca taifesi Suriye’ye müdahale davulları çalarak uydurma fetvalar icat ederek, Suriye’deki Alevileri öldürmenin günah olmayacağını, hatta bu savaşta ölen askerlerimizin şehit olacağını söylediler. O plan da tutmadı. Gene plak değişti.
Şimdi de “İkinci bir Kerbela yaşanıyor” denilerek dikkatler başka bir yöne çekilmeye çalışılıyor.
Bu benzetmeyle neredeyse; ABD den, İsrail’den, küresel güçlerden, içerden, dışarıdan destekli oluşturulan haçlı ittifaklının savaşını Hz. Hüseynin kıyamına benzetmeye kalkışmak ne kadar gerçeği yansıtır.
Zulüm ve işkence eden her kimse Allah(c.c.) er ya da geç belasını versin! Kimse de Suriye’de ki Deccal oyununu, haçlı batının BOP kapsamındaki Ortadoğu’yu işgal planının bir parçasını, kardeş kavgalarını, farklı yerlere çekerek haklı sebepler çıkartmaya kalkışmasın.  
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin şu Hadisi Şerifiyle konumuzu bitirelim “bizi aldatan bizden değildir”