İki alıntı, bir yorum

"Soru şu: Atatürk bugün Samsun'a çıksaydı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu karşısına mı alırdı, onunla mı çalışırdı? Şimdi bu soruya cevap arayalım.1919'da Ankara'ya girerken Atatürk'ü Seymenler karşıladı. Seymenlerle birlikte o karşılamada 10 kadı, 17 müftü, 42 müderris ve 9 şeyh bulunuyordu ve bu karşılama törenini hazırlayan kişi de bir tarikat şeyhi idi?? Mustafa Kemal'in, iki Meclis Başkan vekilinden birinin Bektaşi diğerinin de Cerrahi Tarikatı şeyhi olduğu, İstanbul'dan Anadolu'ya, Osmanlı Ordusu depolarından silahları çalıp Anadolu'ya sevkin, Özbek Tekkesi ile Hatuniye Dergâhı'ndan olduğunu bilmeyen var mı? Atatürk bunlara müteşekkir değil miydi?Ve yine bu savaş bir "Fetvalar Savaşı" değil miydi ve Mustafa Kemal'i, İstanbul'daki fetvalar karşısında, Anadolu'daki 100 din âliminin fetvaları rahatlatmadı mı?.." Evet, bu alıntıyı Hasan Demir Beyin, Yeniçağ'daki yazısından aldım. Neden aldım? Atatürk'ü, dinden uzak gösteren solcu ve Atatürkçü geçinenlere kapak olsun. Olsun ki, günümüzün birlik ve beraberlik günü olduğunu anlasınlar, diye.  Aldım ki, dinciler, "iki sarhoş" iftiralarıyla, cumhuriyet tarihindeki istisna olaylarla insanımızı aldatmasınlar? Kendi değerlerine düşman olmasınlar, diye aldım? Mandacılar, din istismarcıları Büyük Önder'in şu sözünü asla unutmasınlar; "Bir gün, cihan harbinden sonra Ortadoğu'da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı'nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir?" Nasıl bir cumhurbaşkanı, sorusunun cevabını ise BTP'nin ortak aday arayışları sırasında hazırladıkları maddelerden aldım? * Kuvvetler ayrılığı ilkesine, devlet ve millet adına sahip çıkan,  * Halkın nazarında yok olmuş adalet duygusunu ve devlet adamına güveni tazeleyecek, * Olayları siyasi bir gözle değil de, hukukun üstünlüğü ve anayasaya saygı çerçevesinde değerlendirecek, * Siyasi manevralardan etkilenmeyecek, * Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık makamını beraber yürütmeye çalışmayacak, * Kuvvetler ayrılığını temin edecek,* Laik, demokratik, sosyal hukuk devletini korumak hassasiyetinde, * Medeniyet, siyaset ve kültür anlayışı, Türk Milleti ve Türk Devleti ile yoğrulmuş olan, * Emperyalist güç odaklarına karşı ülkeyi ve milleti savunacak cesarette, tehlikeleri görebilecek bir ufka, olayları doğru okuyabilecek bir ferasete sahip olan, * Kamplaşmanın önüne geçerek, birliğin sembolü kabul edilebilecek, her görüşe açık ve toplumun tamamını kucaklayıcı olan,* İnsan haklarına, evrensel değerlere, kültüre ve sanata önem veren, * Sağ ve sol; Alevi ve Sünni bütün seçmenlerden oy alabilecek, maksadını açık ve net olarak halka anlatabilen ve de ikna kabiliyeti olan?  Yine tarihten bir not: TBMM açıldığında herkes vardı. Memuru, askeri, sivili, çiftçisi, solcusu, sağcısı, komünisti, liberali, Alevisi, Sünnisi, Şiisi? Hepsi Büyük Millet Meclisi çatısı altında beraberce çalıştılar. Amaçları birdi; "Ulusal bağımsızlığı gerçekleştirmek. Vatanı düşman işgalinden kurtarmak."  Yani söz konusu vatan olunca gerisi teferruat oluyor. Birilerinin algılamayıp, sağa sola saldırmasının, laf atmasının sebebi bu?