AKP Erzurum milletvekili İbrahim Özdoğan'ın yaklaşık bir hafta önce gazetelere yansıyan ve baştan sona Yahudilere yağ çekmekten ibaret olan açıklaması üzerine, ben bu başlığı atmış fakat yazı yazmamıştım. Erzurum kulislerinde konuşulanlara kulak misafiri olunca anladım ki, sayın vekilimiz rüya değil ama "ya tutarsa" cinsinden bir hayal uğruna Kur'anî ve tarihî hakikatleri alt üst etme pahasına bir takım inciler döktürmüş.
Erzurum'da kulislerden sokaklara yansıyan söylentiler şöyle; bazı özellikleri sıralanan fakat kendisi şimdilerde sır gibi saklanan bir derbent prensi varmış. Zaten İbrahim Özdoğan'ı 3 Kasım seçimleri öncesinde İl Başkanlığı koltuğuna oturtan da bu prensmiş. İşte bu meçhul prens şimdi kolları sıvamış İbo'yu Bakanlık koltuğuna oturtmak için seferber olmuş. Bilindiği gibi AKP, Erzurum'dan yedi vekil çıkardı ve mecburen birini, Recep Akdağ'ı Sağlık Bakanı yaptı. Geçen iki yıl içinde, ilaç sanayinin yüzde doksanına hükmeden Yahudi sabatayist tüccarlar Recep Akdağ'ın Bakanlığından pek memnun kalmamışlar, dolayısıyle kabinede düşünülen değişiklikten ilk nasiplenecek olan da bu Bakanlıkmış. Hükumet ya da AKP, kendisine yedi vekil veren Erzurum'dan Bakanlığı tamamen almayı göze alamayacağına göre, alın size nur topu gibi bir Bakan; İbrahim Özdoğan.
Baştan sona yağcılık kokan açıklamalarının sebeb-i hikmeti de bu hayalî beklenti imiş.
Gelelim sayın vekilimizin söylediklerine:
"İnsanlık bugün ulaştığı başdöndürücü teknolojik ve bilimsel ilerlemelerde Yahudi ırkına çok şey borçludur. Museviler, hak bir dinin mensubudurlar. Hak semavi dinlerin kitapları olan Tevrat ve Kur'an bir çok hususiyetleriyle Musevi'leri övmektedir..."
Bu minval üzere devam eden açıklamaları okuyup da "İbo hayırdır, rüya mı gördün?" sorusunu sormamak mümkün değil.
Aslı bozulan, hahamlar tarafından yeniden yazılan muharref Tevrat'ın, Yahudileri övdüğü doğrudur ama, Kur'an-ı Kerim hem hahamları hem de İbrahim Özdoğan'ı yalanlamaktadır. Sayın Vekilin, Kur'an'ı açıp ilgili ayetleri okumaya vakti yoksa, basiretli bir gözle gündemi takip etse, her günün sonunda, Ortadoğu'da ortalama elli-yüz Müslümanın katledildiğine bakarak yanıldığını, yanlış konuştuğunu, şehitlerin kemiklerini sızlattığını anlayacaktır. İnsanlık hem tarihte hem de günümüzde ne çekmişse, ne çekiyorsa, sözünü ettiği o kavimden çektiğini görecektir.
Al-i İmran Süresi'nin 112. ayetini alıyoruz buraya, sayın Vekilimiz okusun da bari Kitabımıza iftirada bulunmasın, "Kur'an Yahudileri övüyor" demesin.
"Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa, boyunlarına zillet ve horluk takılmıştır. Meğer ki, cizye vermek suretiyle Allah'ın ve Müminlerin barış ve emniyeti altına girmiş olsunlar. Onlar dönüp Allah'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi şu: Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini inkar etmişler, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi. Çünkü onlar isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi."
Mücadele Süresi'nin 22. ayetine de bir zahmet kendisi baksın sayın Vekilimizin.
Erzurum'da kulislerden sokaklara yansıyan söylentiler şöyle; bazı özellikleri sıralanan fakat kendisi şimdilerde sır gibi saklanan bir derbent prensi varmış. Zaten İbrahim Özdoğan'ı 3 Kasım seçimleri öncesinde İl Başkanlığı koltuğuna oturtan da bu prensmiş. İşte bu meçhul prens şimdi kolları sıvamış İbo'yu Bakanlık koltuğuna oturtmak için seferber olmuş. Bilindiği gibi AKP, Erzurum'dan yedi vekil çıkardı ve mecburen birini, Recep Akdağ'ı Sağlık Bakanı yaptı. Geçen iki yıl içinde, ilaç sanayinin yüzde doksanına hükmeden Yahudi sabatayist tüccarlar Recep Akdağ'ın Bakanlığından pek memnun kalmamışlar, dolayısıyle kabinede düşünülen değişiklikten ilk nasiplenecek olan da bu Bakanlıkmış. Hükumet ya da AKP, kendisine yedi vekil veren Erzurum'dan Bakanlığı tamamen almayı göze alamayacağına göre, alın size nur topu gibi bir Bakan; İbrahim Özdoğan.
Baştan sona yağcılık kokan açıklamalarının sebeb-i hikmeti de bu hayalî beklenti imiş.
Gelelim sayın vekilimizin söylediklerine:
"İnsanlık bugün ulaştığı başdöndürücü teknolojik ve bilimsel ilerlemelerde Yahudi ırkına çok şey borçludur. Museviler, hak bir dinin mensubudurlar. Hak semavi dinlerin kitapları olan Tevrat ve Kur'an bir çok hususiyetleriyle Musevi'leri övmektedir..."
Bu minval üzere devam eden açıklamaları okuyup da "İbo hayırdır, rüya mı gördün?" sorusunu sormamak mümkün değil.
Aslı bozulan, hahamlar tarafından yeniden yazılan muharref Tevrat'ın, Yahudileri övdüğü doğrudur ama, Kur'an-ı Kerim hem hahamları hem de İbrahim Özdoğan'ı yalanlamaktadır. Sayın Vekilin, Kur'an'ı açıp ilgili ayetleri okumaya vakti yoksa, basiretli bir gözle gündemi takip etse, her günün sonunda, Ortadoğu'da ortalama elli-yüz Müslümanın katledildiğine bakarak yanıldığını, yanlış konuştuğunu, şehitlerin kemiklerini sızlattığını anlayacaktır. İnsanlık hem tarihte hem de günümüzde ne çekmişse, ne çekiyorsa, sözünü ettiği o kavimden çektiğini görecektir.
Al-i İmran Süresi'nin 112. ayetini alıyoruz buraya, sayın Vekilimiz okusun da bari Kitabımıza iftirada bulunmasın, "Kur'an Yahudileri övüyor" demesin.
"Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa, boyunlarına zillet ve horluk takılmıştır. Meğer ki, cizye vermek suretiyle Allah'ın ve Müminlerin barış ve emniyeti altına girmiş olsunlar. Onlar dönüp Allah'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi şu: Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini inkar etmişler, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi. Çünkü onlar isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi."
Mücadele Süresi'nin 22. ayetine de bir zahmet kendisi baksın sayın Vekilimizin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025