Genç kızlarımıza sohbetlerimizde Hz. Fatıma anamızdan bahsediyoruz.
Onun hayâsından, örtünmesinden, ibadet hayatından, eşi ile ilişkilerinden anlatıyoruz. Bizleri can kulağı ile dinliyorlar. Anlattıklarımız gözlerini dolduruyor, Allah aşkı ile yanan bir hurinin hayatı onların kalplerini de yumuşatıyor.
Ama önemli olan dinlenen örneklerin bizim yaşamımıza da geçirilmesidir.
Hz. Fatıma, öldüğünde dahi vücudunun hatları belli olması diye, gece gömülmek istemiş, bir sandık içinde gömüleceği yere gitmeyi vasiyet etmiştir. Bu, İslam tarihindeki ilk tabut uygulamasıdır.
Örtünmek konusunda tereddüdü olanlar var; örtünmüş ama tesettüre riayet etmeyenler var, makyaj yaparak sokağa çıkmakta mahsur görmeyenler var, çok dar giyinenler var? Hulasa hatalarımız çok.
Eğer örtünmek Allah'ın emridir diyorsak bunu O'nun emrettiği şekilde yerine getirmeye mecburuz.
Örnek bir Müslüman Hanım olmak istiyorsak da Hz. Fatıma gibi olmalıyız.
O, Resûlullah (s.a.v.)'ın, "parçam " dediği kişidir.
O, "Allah'ın terbiye ettiği" kişi tarafından terbiye edilendir.
Hz. Fatıma, gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü ve cennet kadınlarının efendisidir.
Hz. Fatıma'nın bir lakabı Tahire olmasıdır. Tahireliği, diğer kadınların gördüğü adetten dahi pak olmasındandır.
Hz. Fatıma (a.s.), Resûlullah (s.a.v.)'ın neslini devam ettirten kişidir.
Ve ondan devam soy, kıyamete kadar İslam dininin savunuculuğunu yapacak olan masum İmamlar olacaktır.
Bu sebeple Hz. Fatıma'nın hayatının her anı Cenab-ı Hak tarafından tanzim edilmiş, ilahi emirler ile şekillenmiştir.
O, sevilmiş ve seçilmiştir.
O'nun hayatını okumak sadece, geçmişte yaşamış bir mü'minenin hayatını öğrenmek değildir.
Onun hayatı, İslam dininin emanet edildiği beş kişiden birini tanımaktır.
Ve O'nda gördüklerimizi ne kadar hayatımıza geçirebilirsek kulluk yolunda bizi öne geçirecektir.
Hakim, Hz. Aişe'den rivayet ediyor:
"Ben, Fatıma kadar konuşmasında ve sohbetinde Resûlullah'a benzeyen birisini görmedim. Fatıma, Resûlullah'ın bulunduğu yere geldiğinde, Peygamber ona hoş geldin der, (sonra) yerinden kalkıp Fatıma'ya doğru gider; elinden tutup öper ve kendi yerinde oturturdu. (Müstedrekü's-sahihayn, c.3 say 154 ve 159)
Sahih-i Tirmizi de (cilt 2, say. 319)
Hakim, Ebu Hureyre'den naklen, Hz. Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kıyamet günü peygamberler kendi kavimlerinden olan mü'minlerle mülakat edebilmek için at üzerinde mahşere gelirler. Hz. Salih kendi devesine binerek mahşere gelir ve ben Burak'ın üzerinde mahşere gelirim. Burak her bir adımıyla gözün görebildiği en son noktaya kadar yol alır ve Fatıma, benim önümde hareket eder." (Müstedrekü's -sahihayn, marifetu's sahabe kitabı, zikru Menakıbı Fatıma Binti Resulillah(s.a.v.) (c.3, s.152)
İmam Muhammed Bakır (a.s.) babalarından şöyle nakletmiştir:
"Resûlullah (s.a.v.)'ın kızı Fatıma (a.s.)'nın "Tahire" lakabıyla adlandırılması, her denes ve refesden (kir, leke ve çirkin şeylerden) tertemiz olduğu içindir." (Bihar'ül-envar, c. 43, s. 19)
Hz. Fatıma (a.s.) buyurmuştur ki:
"Ben Resûlullah (s.a.v.)'tan şöyle buyurduğunu duydum: "Cuma günü öyle bir saat vardır ki, kim onu gözetler de o anda Allah'tan hayır dilerse, Allah u Teâlâ istediği şeyi ona bağışlar? O vakit, güneşin yarısının battığı andır."
Hz. Fatıma (a.s.) hizmetçisine şöyle buyuruyordu: "Git, tepenin üzerine çık, güneşin yarısının battığını gördüğünde dua etmem için bana haber ver." (meani'l-Ahbar, s.399)
Hz. Resûlullah (s.a.v.) Selman'a şöyle buyurdu.
"Ey Selman! Kim kızım Fatıma (a.s.)'yı severse cennette benimle birlikte olur. Kim de ona düşman olursa ateşe atılır.
Ey Selman! Fatıma (a.s.)'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydası dokunur; o yerlerin en kolayı şunlardır: Ölüm zamanı, kabre koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde, sorgu sual zamanı.
Ey Selman! O'na ve kocası Ali (a.s.)'ye onun torunları ve sevenlerine zulüm edenlerin vay haline!" (Feraid'us-simtayn, c.2, s.68) (Kaynak, Hz. Fatıma, Prof. Dr. Haydar Baş)
Cenab-ı Hak, Hz. Fatıma anamızı sevmeyi, tanımayı, O'nun gibi olmayı ve yaşamayı hepimize nasip eylesin.
Onun hayâsından, örtünmesinden, ibadet hayatından, eşi ile ilişkilerinden anlatıyoruz. Bizleri can kulağı ile dinliyorlar. Anlattıklarımız gözlerini dolduruyor, Allah aşkı ile yanan bir hurinin hayatı onların kalplerini de yumuşatıyor.
Ama önemli olan dinlenen örneklerin bizim yaşamımıza da geçirilmesidir.
Hz. Fatıma, öldüğünde dahi vücudunun hatları belli olması diye, gece gömülmek istemiş, bir sandık içinde gömüleceği yere gitmeyi vasiyet etmiştir. Bu, İslam tarihindeki ilk tabut uygulamasıdır.
Örtünmek konusunda tereddüdü olanlar var; örtünmüş ama tesettüre riayet etmeyenler var, makyaj yaparak sokağa çıkmakta mahsur görmeyenler var, çok dar giyinenler var? Hulasa hatalarımız çok.
Eğer örtünmek Allah'ın emridir diyorsak bunu O'nun emrettiği şekilde yerine getirmeye mecburuz.
Örnek bir Müslüman Hanım olmak istiyorsak da Hz. Fatıma gibi olmalıyız.
O, Resûlullah (s.a.v.)'ın, "parçam " dediği kişidir.
O, "Allah'ın terbiye ettiği" kişi tarafından terbiye edilendir.
Hz. Fatıma, gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü ve cennet kadınlarının efendisidir.
Hz. Fatıma'nın bir lakabı Tahire olmasıdır. Tahireliği, diğer kadınların gördüğü adetten dahi pak olmasındandır.
Hz. Fatıma (a.s.), Resûlullah (s.a.v.)'ın neslini devam ettirten kişidir.
Ve ondan devam soy, kıyamete kadar İslam dininin savunuculuğunu yapacak olan masum İmamlar olacaktır.
Bu sebeple Hz. Fatıma'nın hayatının her anı Cenab-ı Hak tarafından tanzim edilmiş, ilahi emirler ile şekillenmiştir.
O, sevilmiş ve seçilmiştir.
O'nun hayatını okumak sadece, geçmişte yaşamış bir mü'minenin hayatını öğrenmek değildir.
Onun hayatı, İslam dininin emanet edildiği beş kişiden birini tanımaktır.
Ve O'nda gördüklerimizi ne kadar hayatımıza geçirebilirsek kulluk yolunda bizi öne geçirecektir.
Hakim, Hz. Aişe'den rivayet ediyor:
"Ben, Fatıma kadar konuşmasında ve sohbetinde Resûlullah'a benzeyen birisini görmedim. Fatıma, Resûlullah'ın bulunduğu yere geldiğinde, Peygamber ona hoş geldin der, (sonra) yerinden kalkıp Fatıma'ya doğru gider; elinden tutup öper ve kendi yerinde oturturdu. (Müstedrekü's-sahihayn, c.3 say 154 ve 159)
Sahih-i Tirmizi de (cilt 2, say. 319)
Hakim, Ebu Hureyre'den naklen, Hz. Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kıyamet günü peygamberler kendi kavimlerinden olan mü'minlerle mülakat edebilmek için at üzerinde mahşere gelirler. Hz. Salih kendi devesine binerek mahşere gelir ve ben Burak'ın üzerinde mahşere gelirim. Burak her bir adımıyla gözün görebildiği en son noktaya kadar yol alır ve Fatıma, benim önümde hareket eder." (Müstedrekü's -sahihayn, marifetu's sahabe kitabı, zikru Menakıbı Fatıma Binti Resulillah(s.a.v.) (c.3, s.152)
İmam Muhammed Bakır (a.s.) babalarından şöyle nakletmiştir:
"Resûlullah (s.a.v.)'ın kızı Fatıma (a.s.)'nın "Tahire" lakabıyla adlandırılması, her denes ve refesden (kir, leke ve çirkin şeylerden) tertemiz olduğu içindir." (Bihar'ül-envar, c. 43, s. 19)
Hz. Fatıma (a.s.) buyurmuştur ki:
"Ben Resûlullah (s.a.v.)'tan şöyle buyurduğunu duydum: "Cuma günü öyle bir saat vardır ki, kim onu gözetler de o anda Allah'tan hayır dilerse, Allah u Teâlâ istediği şeyi ona bağışlar? O vakit, güneşin yarısının battığı andır."
Hz. Fatıma (a.s.) hizmetçisine şöyle buyuruyordu: "Git, tepenin üzerine çık, güneşin yarısının battığını gördüğünde dua etmem için bana haber ver." (meani'l-Ahbar, s.399)
Hz. Resûlullah (s.a.v.) Selman'a şöyle buyurdu.
"Ey Selman! Kim kızım Fatıma (a.s.)'yı severse cennette benimle birlikte olur. Kim de ona düşman olursa ateşe atılır.
Ey Selman! Fatıma (a.s.)'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydası dokunur; o yerlerin en kolayı şunlardır: Ölüm zamanı, kabre koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde, sorgu sual zamanı.
Ey Selman! O'na ve kocası Ali (a.s.)'ye onun torunları ve sevenlerine zulüm edenlerin vay haline!" (Feraid'us-simtayn, c.2, s.68) (Kaynak, Hz. Fatıma, Prof. Dr. Haydar Baş)
Cenab-ı Hak, Hz. Fatıma anamızı sevmeyi, tanımayı, O'nun gibi olmayı ve yaşamayı hepimize nasip eylesin.
Yorumlar
Emir
Çok guzel
Çok guzel
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018