Dün, Ebu Talip iman etti mi? Ettiyse neden bu iftiralara maruz kaldı? Diye sormuş ve cevapları bugüne bırakmıştık. Şimdi Prof. Dr. Haydar Baş'ın, İmam Ali eserinden cevaplara bakalım.
"Ebu Tâlib'in imanı geçmişten günümüze kadar tartışma konusu olmuştur. Birçokları onun (Allah'a sığınırız) imansız dünyadan göçtüğüne inanmaktadır. Ama güvenilir rivayetlerle onun mümin olarak dünyadan göçtüğü hususunda asla şek edilmemektedir.
Bazıları Resulüllah'ın (s.a.v.) bu fedakâr koruyucusunun küfrüne hükmederken tarih, hadis ve tefsir kitaplarında naklettikleri zayıf ve meçhul rivayetlere dayanmışlardır.
İslam araştırmacılarına göre Ebu Tâlib'e isnat edilen bu asılsız iddialar, Ben-i Ümeyye'nin, Hz. Ali'ye olan düşmanlığı yüzünden uydurulmuştur.
Ebu Talib'in annesi Amr b. Aziz'in kızı Fatıma'dır. Babası Abdulmuttalib'dir. Abdulmuttalib asla putlara tapmadı ve putlar adına kesilen bir hayvanın etini de yemedi. O şöyle buyurmaktaydı: "Ben ceddim İbrahim'in (a.s.) dini üzereyim."
Abdulmuttalib, Ebu Tâlib'e şöyle buyurdu: "Sana bir şey tavsiye etmek istiyorum." Ebu Tâlib, "O nedir?" diye sorunca şöyle dedi;
"Ey oğlum! Sana, kendimden sonra göz nurum Muhammed'e iyi bakmanı tavsiye ediyorum. O'nun ne ölçüde bana yakın ve yanımda ne kadar değerli olduğunu biliyorsun. O'nun değerini bil ve O'na saygılı davran. Sağ olduğun müddetçe O'nu kendinden ayırma; O'nu koru ve O'na hürmette kusur etme."
Yine çocuklarına hitaben şöyle diyordu: "Muhammed'e (s.a.v) saygı gösterin, O'na iyilikte kusur etmeyin. Yakın gelecekte O'nun büyük makamını göreceksiniz."
Kavmine de hitap ederek şöyle diyordu: "Oğlum Muhammed b. Abdullah'a iyi bakın. O'na saygılı davranın; O'na iyilik edin ve eziyet etmekten sakının."
Abdulmuttalib'in vefatından sonra Ebu Tâlib kendisine edilen vasiyet üzerine kardeşinin oğlu Muhammed'i (s.a.v) kendi himayesine aldı.
Fatıma bint-i Esed (Ebu Talib'in hanımı) şöyle diyor: "Abdulmuttalib vefat edince Ebu Tâlib, Resulüllah'ın koruyuculuğunu üstlendi. Ben, Resulüllah'a bakıyordum, O ise beni anne diye çağırıyordu."
Hz. Ebu Talib, Hz. Muhammed'in peygamberliğinden tam 28 yıl önce peygamber olacağına anlamış ve inanmıştı. Nasıl mı?
Kaynaklarda Hz. Ebu Talib'in ticaret için Şam'a yolculuğu anlatılır. Şam yakınlarındaki gerçekleşen Rahip Bahira olayını hemen herkes bilir. Bu rahibin anlattıklarına inanan Ebu Talip ticaret için geldiği binlerce kilometrelik yolu daha 12 yaşında olan Peygamberimize zarar gelmesin diye Şam'a çok az bir mesafe kalmasına rağmen geri dönmüştür.
Rahip Bahira ne demişti? 12 yaşlarında olan Peygamberimizle sohbet eden, bazı sorular soran rahip en son sırtına bakıp o mübarek mührü gördükten sonra Ebu Tâlib Hazretlerine, "İlahi kitaplarda bu çocuğun Peygamber olacağı bildirilmiştir. Sakın bu çocuğu Yahudiler görmesin, zira Yahudiler, O'na düşmandır" dedi ve Ebu Talib geri döndü. (Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali, Sire-i İbn-i İshak, s. 73-76; Sire-i İbn-i Hişam, c. 1, s. 191-194; Taberi Tarihi, c. 2, s. 32-33)
O yıllarda Hıristiyanlarda, Yahudilerde artık yeni bir peygamber geleceğini biliyorlardı. Kendilerinden olacağına inanıyorlar, Araplara karşı böbürleniyorlardı.
Abdülmüttalib Hazretlerinin vasiyetinde de bu gerçek vurgulanıyordu. Bu gerçekleri bizzat gören ve yaşayan ve de gerçekler doğrultusunda duruş gösteren Hz. Ebu Talib'e nasıl iman etmedi denilebilir ki!
Bugün Hz. Abdülmüttalib'in vasiyetini aktardım. Yarın da Hz. Ebu Talib'in vasiyetini aktaralım.
"Ebu Tâlib'in imanı geçmişten günümüze kadar tartışma konusu olmuştur. Birçokları onun (Allah'a sığınırız) imansız dünyadan göçtüğüne inanmaktadır. Ama güvenilir rivayetlerle onun mümin olarak dünyadan göçtüğü hususunda asla şek edilmemektedir.
Bazıları Resulüllah'ın (s.a.v.) bu fedakâr koruyucusunun küfrüne hükmederken tarih, hadis ve tefsir kitaplarında naklettikleri zayıf ve meçhul rivayetlere dayanmışlardır.
İslam araştırmacılarına göre Ebu Tâlib'e isnat edilen bu asılsız iddialar, Ben-i Ümeyye'nin, Hz. Ali'ye olan düşmanlığı yüzünden uydurulmuştur.
Ebu Talib'in annesi Amr b. Aziz'in kızı Fatıma'dır. Babası Abdulmuttalib'dir. Abdulmuttalib asla putlara tapmadı ve putlar adına kesilen bir hayvanın etini de yemedi. O şöyle buyurmaktaydı: "Ben ceddim İbrahim'in (a.s.) dini üzereyim."
Abdulmuttalib, Ebu Tâlib'e şöyle buyurdu: "Sana bir şey tavsiye etmek istiyorum." Ebu Tâlib, "O nedir?" diye sorunca şöyle dedi;
"Ey oğlum! Sana, kendimden sonra göz nurum Muhammed'e iyi bakmanı tavsiye ediyorum. O'nun ne ölçüde bana yakın ve yanımda ne kadar değerli olduğunu biliyorsun. O'nun değerini bil ve O'na saygılı davran. Sağ olduğun müddetçe O'nu kendinden ayırma; O'nu koru ve O'na hürmette kusur etme."
Yine çocuklarına hitaben şöyle diyordu: "Muhammed'e (s.a.v) saygı gösterin, O'na iyilikte kusur etmeyin. Yakın gelecekte O'nun büyük makamını göreceksiniz."
Kavmine de hitap ederek şöyle diyordu: "Oğlum Muhammed b. Abdullah'a iyi bakın. O'na saygılı davranın; O'na iyilik edin ve eziyet etmekten sakının."
Abdulmuttalib'in vefatından sonra Ebu Tâlib kendisine edilen vasiyet üzerine kardeşinin oğlu Muhammed'i (s.a.v) kendi himayesine aldı.
Fatıma bint-i Esed (Ebu Talib'in hanımı) şöyle diyor: "Abdulmuttalib vefat edince Ebu Tâlib, Resulüllah'ın koruyuculuğunu üstlendi. Ben, Resulüllah'a bakıyordum, O ise beni anne diye çağırıyordu."
Hz. Ebu Talib, Hz. Muhammed'in peygamberliğinden tam 28 yıl önce peygamber olacağına anlamış ve inanmıştı. Nasıl mı?
Kaynaklarda Hz. Ebu Talib'in ticaret için Şam'a yolculuğu anlatılır. Şam yakınlarındaki gerçekleşen Rahip Bahira olayını hemen herkes bilir. Bu rahibin anlattıklarına inanan Ebu Talip ticaret için geldiği binlerce kilometrelik yolu daha 12 yaşında olan Peygamberimize zarar gelmesin diye Şam'a çok az bir mesafe kalmasına rağmen geri dönmüştür.
Rahip Bahira ne demişti? 12 yaşlarında olan Peygamberimizle sohbet eden, bazı sorular soran rahip en son sırtına bakıp o mübarek mührü gördükten sonra Ebu Tâlib Hazretlerine, "İlahi kitaplarda bu çocuğun Peygamber olacağı bildirilmiştir. Sakın bu çocuğu Yahudiler görmesin, zira Yahudiler, O'na düşmandır" dedi ve Ebu Talib geri döndü. (Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali, Sire-i İbn-i İshak, s. 73-76; Sire-i İbn-i Hişam, c. 1, s. 191-194; Taberi Tarihi, c. 2, s. 32-33)
O yıllarda Hıristiyanlarda, Yahudilerde artık yeni bir peygamber geleceğini biliyorlardı. Kendilerinden olacağına inanıyorlar, Araplara karşı böbürleniyorlardı.
Abdülmüttalib Hazretlerinin vasiyetinde de bu gerçek vurgulanıyordu. Bu gerçekleri bizzat gören ve yaşayan ve de gerçekler doğrultusunda duruş gösteren Hz. Ebu Talib'e nasıl iman etmedi denilebilir ki!
Bugün Hz. Abdülmüttalib'in vasiyetini aktardım. Yarın da Hz. Ebu Talib'in vasiyetini aktaralım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025