Hüseyin Baş, Afrika'daki Kenya'dan değil Anadolu'nun bağrındaki Konya'dan konuştu, başlığını attım ki, herkes duysun, baksın, sorgulasın, diye.
BTP Lideri Hüseyin Baş 'mevzu ekonomi' diyerek çıktığı Anadolu turunda halkımıza, ülkemizin sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerini anlatıyor ve çözemeyeceğimiz hiçbir başlık yoktur, mesajını veriyor.
Diğer taraftan bu zenginliklerimizi ya inkar eden, ya gündem etmeyen ya da birilerine peşkeş çeken siyasetçileri deşifre ediyor. Yaşanan ekonomik buhranı nasıl aşılacağını ortaya koyarak destek istiyor.
Sayın Baş geçtiğimiz hafta sonu Konya'daydı. Gündemi yine Türkiye idi. Milli ve manevi değerlerimiz idi. Kaynaklarımız ve bu kadar kaynağa, zenginliğe rağmen açlığa, fakirliği mahkum edilen milletimiz idi.
Tabi Konya denilince aklımıza tarım-buğday gelirdi (!). Sayın Baş'ta bu soruyu sordu: 'Konya denilince aklınıza ne geliyor?'
Salondaki binlerce kişi otomatik olarak 'tarım' dedi. Sayın Baş, 'Konya'nın sahip olduğu maden yataklarını biliyor musunuz' diye sordu. Derin bir sessizlik.
Kimse bilmiyor. Anlatılmamış, açıklanmamış. Sayın Baş hepsini kaynak göstererek açıklıyor.
Biz, Konya ve tarım üzerinden gidelim. Malum tarım başlığında Konya örneği her daim Hollanda ile kıyaslanırdı.
Neden? Çünkü toprak büyüklüğü Konya kadar olan Hollanda, tarım ihracatında Avrupa'nın bir numarası. Ya Konya?
Bakın! Konya'nın yüz ölçümü 38 bin kilometrekare, nüfusu ise 2 milyon 250 bin civarında.
Hollanda ise Konya'dan sadece 3 bin kilometrekare daha büyük (41 bin kilometrekare). Onu da denizi doldurarak büyütmüşler.
Topraklarının % 40'ı deniz seviyesinin altında. Hollanda'nın nüfusu ise 19 milyon civarında.
Konya'nın tarım arazisi miktarı 2.6 milyon hektar. Hollanda'nın ise 1 milyon hektar.
Hollanda 1 milyon hektar alanda 116 milyar dolarlık tarımsal ürün ihracatı yaparken, Hollandalılar Antalya'ya, Konya'ya veya dünyanın dört bir köşesine gezmek, eğlenmek için giderken Konyalılar geçinmek için başka illere göç ediyor.
Evet, 2018 rakamlarına göre Konya nüfusuna kayıtlı olduğu halde başka şehirlerde yaşayan Konyalı sayısı 800 bin civarında.
Tabloyu Türkiye bazında ölçü alırsak, AKP döneminde Hollanda'nın tarım yaptığı alanın 4 katı tarım alanı devre dışı kalmasına rağmen hala elde 23 milyon hektar tarım alanımız var.
Anadolu'da güneş var. Arazi, su, insan gücü vs. hepsi var. Ama ülkemizin gündemi buğday, şeker, arpa, Ayçiçek yağı, et, süt gibi temel gıda maddeleri.
Neden? Çünkü Türk tarımını AB'ye kurban eden, 'paramız var ki alıyoruz' diyen bir iktidar 20 yıldır iş başında.
Daha hazin olanı ise iktidar hala gerçeğin farkında olmayışıdır. Sudan'da 'ada' kiralamıştılar. Tarımda atılım yapacaklardı. Fos çıktı.
Şimdi ise buğday ithalatında dünyada ilk 10'na giren hükümetimiz, Venezuela'da buğday üretimi yapacağız, müjdesi veriyor. Akıl alır gibi değil.
Kenya'dan değil Konya'dan seslenen Hüseyin Baş'a kulak ver Türkiye.
Konya'da ne dedi Hüseyin Baş?
"Bağımsız Türkiye Partisi ne yapacak, derseniz gayrette ve samimiyette Atatürk'ün yaptığını yapacağız, sistemde ve modelde de Haydar hocanın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağız."
O modelde tarım ve çiftçiler için neler var?
* Tahditler, kotalar kaldırılacak.
* Devlete ait topraklar uzun vadeli, sembolik ücretler karşılığında kiraya verilecek.
* Ürün fiyatları çiftçiler tarafından üretici kooperatif üzerinden belirlenecek. Hem devlet desteğini, hem de iç piyasa fiyatını beraber alacak.
* Devlet, üreticinin yetiştirdiği ürünün yüzde 50'sine en az 6 ay evvelinden avans verecek.
* Çiftçiye emeklilik desteği ve doğal afetlere karşı sigorta desteği sağlanacak.
* İthal ürünlere karşılık yerli üreticinin korunması devlet garantisinde olacak.
* Tarım içim gerekli olan finansman elde edilen üretim karşılığı senyoraj geliri ile karşılanacak.
* Devlet tarıma bağlı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere, 'proje mukabili sıfır faizli krediler' ve 'gerekirse geri ödemesi üretim veya ürün' olacak türden kredi verecek.
* Devlet ürünlere pazar garantisi verecek.
* Gübre ve tarım ilaçları konusunda yatırımlar teşvik edilecek.
Şimdi tarlada ürünüme alıcı bulamıyorum, satış fiyatı maliyetleri karşılamıyor diye ağlayan çiftçi kardeşime, markette, manavda fahiş fiyatlardan şikayetçi vatandaşlarımıza soruyorum; Ağlamaktan, şikayetten bıkmadınız mı? Çözümden, bereketten neden kaçıyorsunuz?
Hakkına, kendine sahip çık ki, ülkene de sahip çıkmış olasın.
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025