Hesapsız kitapsız bir açıklama

Başbakan Erdoğan, Erzincan'daki konuşmasında şöyle demiş:"Diyorlar ki 'Mazotun fiyatını indireceğiz' Kardeşim bunu söylüyorsun, bizim petrol kuyularımız mı var? Bu yatırımları, dışarıdan alacağımız bu petrolü neyle alacağız'. Biz gece rüya görüp, sabah kalkıp meydanlarda üfürenlerden değiliz. Biz, mazotu ucuzlatacağım derken, siyaseti ucuzlatan, o sulu şaka yapan siyasetçilerden değiliz. Hesapsız, kitapsız bunlar söylenmez."Başbakan Erdoğan'a bu sözleri söyleten, birçok siyasi partiye de "mazotun fiyatını indirme vaadinde" bulunduran ilham kaynağı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Daha kimsenin gündeminde yokken, BTP lideri yıllar önce mazotun fiyatını 1 YTL'nin altına indireceğini, her Türk vatandaşına 500 YTL vatandaşlık maaşı vereceğini, her kadına 15 bin YTL doğum ikramiyesi verileceğini, fındığın 10 YTL, çayın 1.5 YTL, buğdayın da 1.3 YTL olacağını söylemişti. BTP lideri sadece bunları söylememişti?Çiftçi kesime vereceği avansları, esnaf ve KOBİ'lere verilecek kredileri, evlenmek, iş kurmak isteyen gençlere nasıl imkanlar sağlanacağını, madenlerin nasıl işletileceğini, terör sorununun nasıl çözüleceğini, dış politikanın nasıl onurlu hale getirileceğini, iç güvenlik ve huzurun nasıl temin edileceğini, kısaca Türkiye'nin nasıl ayağa kalkacağını, Türk milletinin nasıl şahlanacağını tam 5 yıldır bıkmadan usanmadan gittiği her yerde anlatıyor. BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ı, 5 yıldır en az benim kadar dikkatli takip eden Başbakan Erdoğan, zaman zaman isim vermeden cevaplar yetiştirse de, Türkiye genelinde uygulanan-uygulatılan genel karartma politikasına uygun olarak BTP liderinin proje ve söylemlerine değinmemeyi uygun görüyordu. Ne zaman ki, BTP liderinin bu projeleri başta CHP, MHP, GP ve DP olmak üzere diğer partiler tarafından aşırılmaya başlandı, işte o zaman Başbakan Erdoğan cephesinde ciddi bir panik başladı. Erdoğan, BTP'nin projelerinin halka nasıl malolduğunu ve gösterilen teveccühün diğer siyasi partileri de bu projeleri taklide yönelttiğini çok net bir şekilde gördü. İşte bu yüzden şu sıralar sataşmaları daha sıklaştırdı. Şimdi Erdoğan'ın sözlerine cevap verelim.Erdoğan diyor ki, "bizim petrol kuyularımız mı var!"Peki sayın Başbakan, madem bizim petrol kuyularımız yok, o halde neden Petrol Kanunu'nu apar topar çıkarmak istiyorsunuz. Öyle ya, petrolü olmayan bir ülkenin petrol kanunu mu olurmuş! Derdiniz ne, madem petrolümüz yok, bırakın mevcut yasa devam etsin.Demek ki öyle değil, Türkiye'de şu anda petrol kuyuları az olabilir ama, toprağın altındaki rezerv birilerinin iştahını fena halde kabartıyor. İşte bu yüzden, size verilen petrol yasasını çıkarma misyonunu usul usul yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Ayrıca, Türkiye'de mazotun fiyatının düşmesi için, petrol kuyularına da gerek yok. Unakıtan ağabeyinizle birlikte vatandaşın cebine kadar indirdiğiniz vergi hortumlarını geri çektiğinizde, yani mazottaki ÖTV'yi almadığınızda zaten fiyat otomatik olarak düşüyor. Bilmeyenler için hatırlatalım:Bir litre mazotun rafineri satış fiyatı 74 Yeni Kuruş. ÖTV'si 83, KDV'si de 61 Yeni Kuruş. Toplam vergi 1.44 YTL, pompa satış fiyatı da 2.26 YTL. Yani şu anki mazot fiyatının tam yüzde 64'ü vergi.Tabi siz, IMF'ye göbekten bağlı olduğunuz için, bu tip eylemler, sizin için sonu olmayan hayal ve hatta kâbus hükmünde. Son olarak, "hesapsız, kitapsız bunlar söylenmez" diyorsunuz. Sayın Başbakan, Prof. Dr. Haydar Baş, bu projelerini tam 5 yıldır söylüyor ve hepsinin matematik hesapları da dahil bütün formülleri, planları ve projeleri hazır durumda. Belki sizin diliniz söylemeye varmıyor ama 3 adet uluslar arası kongre ile onlarca ülkeden katılan yüzlerce ilim adamı Prof. Dr. Haydar Baş'ın hesabına, kitabına hayran kaldı, Milli Ekonomi Modeli'ni ayakta alkışladı. Yani hesapsız kitapsız söylenen bir şey yok, proje var, model var, lider var. Hesapsız kitapsız bir şey varsa, o da sizin 5 yıldır yaptıklarınız ve BTP liderinin projelerini fütursuzca aşıranların düştükleri komik durumdur.