Her gün bıkmadan usanmadan, siyaset, dış politika, komplo teorileri, iç tehdit, dış tehdit, ekonomik bunalım, kriz, kaos ve gelecek kaygısıyla ilgili yazılarımdan sıkılanlar için Pazar gününe uygun rahat, kimilerine göreyse "light" bir yazı yazayım dedim. Haberlere, köşe yazılarına ve gündeme baktığımda gözüme "light" olarak ilk takılan; Milliyet gazetesinden Tuba Akyol'un, "idrak yolları" isimli köşesinden ve gerçekten "idrak yollarını" zorlayan bir yazısı oldu. Akyol'un İdrak yollarındaki yazısının başlığı, "Her millet layık olduğu şarkıyı dinler"di. Tuba Akyol, Özal'dan günümüze liderlerin dinlediği veya dinlettiği şarkıların kısa bir tarihçesini çıkardıktan sonra bugüne, AKP hükümetine lafı getirmiş: "Artık hepimiz biliyoruz, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" Tayyip Erdoğan'ın ve AKP'nin şarkısı.Kayserililer de Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığını meydanlarda çalan "Gülüm Benim"le kutladılar.Evlerde de söyleniyordur belki. Eş-dost bir araya toplandığında, ev gezmelerinde falan, ya da diyelim düğünlerde, Abdullah Gül'ün şerefine, Tayyip Erdoğan'ın hatrına, ne bileyim, bir "Gülüm benim", bir "Beraber yürüdük biz bu yollarda" patlatılıyordur."Ve Akyol kendi favori şarkısını da, şarkıcı Gökçe'nin, nakarat kısmı uzunca"Nana naaaa nana nana naaaa" ile biten şarkı olarak duyurmuş.Bildiğim kadarıyla "na" kelimesi Farsça'da olumsuzluk ön eki. Farsça, Arapça ve Türkçe'nin aynı potada eritildiği Osmanlı lisanında da bu ön ek sıkça kullanılır. Yani İngilizce "no", Arapça "la" ayarında bir kelime. O kelime gelmiş Gökçe'nin şarkısının nakaratı, bizim de bugünkü yazımızın belkemiği oluvermiş. Ama benim en çok hoşuma giden bu şarkı değil, "her millet layık olduğu şarkıyı dinler" cümlesi. Öyle ya, her liderin, her partinin, her cumhurbaşkanının, her başbakanın bir şarkısı, hatta bazı partilerin kendilerine malettikleri marşları bile var. Daha da ulusal düzeye çekersek, ülkelerin bile şarkıları var. Özellikle Türkiye'de, her yıl düzenlenen ve bizim "milli yarışmamız" ünvanını hak eden "Eurovizyon" şarkı yarışmasına katılan şarkımız, o yıl bizim "milli şarkımız" olmuş olmuyor mu?Sertap Erener'den başlarsak; bir yıl "Every way That I Can", bir sonraki yıl Athena'nın "For real", bir sonraki yıl Gülseren'in "Rimi rimi ley" ve son olarak Kenan Doğulu'nun "Shake it up shekerim" şarkıları Türkiye'nin "milli şarkıları" oldu! Hepsi milli ama hiçbirinin ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Sadece en son "milli şarkımızın" "çalkala, kıvır" manalarına geldiği çok tartışılmıştı, oradan biliyoruz. Demek ki ülke olarak son 4-5 yıldır dinlemeye layık olduğumuz şarkıları anlamamamız gerekiyormuş. Şimdi kalkıp da milli şarkıları sorgulayacak ve hatta eleştirecek halimiz yok ya. Neyse çok uzatmayalım, Ebru Akyol'un yazısından nerelere geldik. Akyol, "her millet layık olduğu şarkıyı dinler" deyince aklıma bir de, "her millet layık olduğu şekilde idare edilir" veciz ifadesi geldi. Yani her millet layık olduğu Başbakan, layık olduğu Cumhurbaşkanı, layık olduğu Genelkurmay Başkanı, layık olduğu Meclis Başkanı, layık olduğu Meclis tarafından idare edilir. Nizam, düzen, gelenek böyle. Değiştirmek ise imkansız!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012