‘Her haliyle hamd Allah’a mahsustur’
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah Resûlü (s.a.a) sevindirici bir şeyle karşılaştığında, ‘Allah’a bu nimet sebebiyle şükürler olsun’ derdi. Kendisini üzecek bir şeyle karşılaştığında ise, ‘Her haliyle hamd Allah’a mahsustur’ diye buyururdu”
![‘Her haliyle hamd Allah’a mahsustur’](resimler/haberler/29/her-haliyle-hamd-allaha-mahsustur-H1338419-11.jpg)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![‘Her haliyle hamd Allah’a mahsustur’](resimler/haberler/29/her-haliyle-hamd-allaha-mahsustur-H1338419-12.jpg)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kime Allah bir nimet verir de kalbiyle o nimeti (Allah'ın verdiği bir nimet olarak) tanırsa şüphesiz o nimetin şükrünü eda etmiştir." (el-Kafi, 2/96/15).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kula nimet verir de o kul bu nimetin Allah nezdinden olduğunu bilirse Allah henüz kendisini övmeden onu bağışlar." (a.g.e., s.427/8).
İmam Sâdık (a.s), kendisine, "Şükreden kulun eda ettiği takdirde şükredici sayıldığı şükrün bir sınırı var mıdır?" diye soran Ebu Basir'e şöyle buyurmuştur: "Evet vardır."
Ebu Basir, "O sınır nedir?" diye sordu.
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Allah'ın, ailesi ve malı hususunda kendisine verdiği her nimete şükretmesidir. Allah'ın, malı hususunda kendisine verdiği bir nimet sebebiyle (Allah için) ödemesi gereken bir hakkı vardır. Aziz ve Celil olan Allah'ın şu ayeti de bunu ifade etmektedir: Bunları buyruğumuza veren ne yücedir; zaten bizim takatımız bunlara yetmezdi." (a.g.e., s.96/12).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Küçük veya büyük, Allah'ın kula verdiği her nimete karşı kul, 'Allah'a hamd olsun' dediğinde o nimetin şükrünü eda etmiş olur." (a.g.e., h.14).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Resûlü (s.a.a) sevindirici bir şeyle karşılaştığında, 'Allah'a bu nimet sebebiyle şükürler olsun' derdi. Kendisini üzecek bir şeyle karşılaştığında ise, 'Her haliyle hamd Allah'a mahsustur' diye buyururdu." (a.g.e., s.97/19; el-Bihar, 71/33, 51 ve c.93/211, 214).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şükrün en düşük mertebesi insanın nimeti direkt olarak Allah'tan bilmesi ve nimet için hiçbir sebep tanımamasıdır. Allah'ın kendisine bağışta bulunduğu şeyden hoşnut olması, onun nimetiyle günah işlememesi ve nimetini emir ve yasaklarına muhalefet yolunda kullanmamasıdır." (Misbah'uş Şeria, 53; en-Ni'met, 3908. Bölüm). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL