'Hepsi birbirinin ardınca gelir'
İmam Ca'fer (a.s.), Hz. Mehdi'nin zuhurundan önceki alametler hakkında buyurdu ki: "Abbasi'nin helakı, Süfyani'nin zuhuru, Nefsi Zekiyye'nin öldürülmesi, Beyda'nın yere çökmesi ve gökten gelecek olan ses. Bunlar tıpkı zincirin halkaları gibidir. Hepsi birbirinin ardınca gelir"
22.03.2018 00:00:00
İbni ebi Yafûr'dan rivayetle;
İmam Ca'fer es-Sâdık (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "Filancanın (Ben-i Abbas'tan birinin ismi) helakını elinde sakla ve say: Süfyani'nin zuhuru, Nefs'in ölümü, yere girecek olan bir ordu ve ses."
Arz ettim ki: "O ses nedir? O bir münadi midir?"
Buyurdu ki: "Evet, işte bu emir sahibi Mehdi o ses ile tanınır. Farac ve zuhurun tümü Ben-i Abbas'tan olan filancanın helakı iledir."
Ababe bin Reb'i-i Esedi der ki:
Yanımdaki dört kişi ile birlikte Emirü'l-Mü'minin Ali (aleyhisselam)'ın huzuruna gittim ve ben, yaşta onların en küçüğü idim. Emirü'l-Mü'minin şöyle buyurduğunu duydum: "Kardeşim Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alih) bana şöyle buyurdu: Şüphesiz Ben bin peygamberin hatemiyim. Sen ise bin vasinin hatemisin. Ama sana yüklenen görevler, daha önce hiç kimseye yüklenmedi."
Arz ettim ki: "Ey Emirü'l-Mü'minin! Bu kavim sana insaflı davranmadı."
Buyurdu ki: "Ey kardeşimin oğlu! Durum senin zannettiğin gibi değildir. Allah'a and olsun ki, ben öyle bin kelime biliyorum ki benden ve Muhammed (sallallahu aleyhi ve alih)'den başka kimse onu bilmez. Halbuki bu kavim, Allah Azze ve Celle'nin kitabında bir ayetten bunu okuyorlar. O, 'Artık onların vakitleri sona erdiğinde onlarla konuşsun diye yerden bir canlı çıkarırız, ki halk bizim delillerimize inanmazlar der' ayetidir. Ve halk onun hakkında gerçekten düşünmez. Sizlere filanca oğullarının hükümetinin sonunu haber vereyim mi?"
Arz ettik ki: "Evet, ey Emirü'l-Mü'minin!"
Buyurdu ki: "Haram bir günde ve haram bir yerde Kureyş'ten bir kavimden olan haram bir nefsin öldürülmesi; tohumları yaran ve insanı yaratana and olsun ki, o olaydan sonra sadece on beş gece hüküm sürecekler."
Arz ettik ki: "Ondan önce veya sonra bir şey olacak mı?"
Buyurdu ki: "Ramazan ayındaki ses uykuda olmayanı dehşete salacak, uyuyanı uyandıracak ve genç kızları ziffaflarından dışarı çıkaracak."
Ebu Bekr-i Hazrami'den rivayetle;
İmam Muhammed Bâkır (aleyhisselam)'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Abbasoğulları mutlaka hükümet edeceklerdir. Onlar hükümet edip, sonra ihtilaf edip ayrılığa düşünce Horasani ve Süfyani onların aleyhinde kıyam edecekler. Biri doğudan, diğeri batıdan tıpkı süratli iki at gibi Kûfe'ye koşacaklar. Biri oradan, biri buradan. Hatta öyle ki onların helakı o ikisinin eliyle gerçekleşecek. O ikisi onlardan hiç kimseyi asla sağ bırakmayacak."
Muhammed bin Samit der ki:
İmam Ca'fer es-Sâdık (aleyhisselam)'a şöyle arz ettim: "Bu zuhurun vuku bulmasından önce bir alamet var mı?"
Buyurdu ki: "Evet."
"Nedir onlar?" diye sordum.
Şöyle buyurdu: "Abbasi'nin helakı, Süfyani'nin zuhuru, Nefsi Zekiyye'nin öldürülmesi, Beyda'nın yere çökmesi ve gökten gelecek olan ses."
Arz ettim ki: "Bu işin çok uzamasından korkuyorum."
Buyurdu ki: "Hayır, bunlar tıpkı zincirin halkaları gibidir. Hepsi birbirinin ardınca gelir." (Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).
OKAN EGESEL
İmam Ca'fer es-Sâdık (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "Filancanın (Ben-i Abbas'tan birinin ismi) helakını elinde sakla ve say: Süfyani'nin zuhuru, Nefs'in ölümü, yere girecek olan bir ordu ve ses."
Arz ettim ki: "O ses nedir? O bir münadi midir?"
Buyurdu ki: "Evet, işte bu emir sahibi Mehdi o ses ile tanınır. Farac ve zuhurun tümü Ben-i Abbas'tan olan filancanın helakı iledir."
Ababe bin Reb'i-i Esedi der ki:
Yanımdaki dört kişi ile birlikte Emirü'l-Mü'minin Ali (aleyhisselam)'ın huzuruna gittim ve ben, yaşta onların en küçüğü idim. Emirü'l-Mü'minin şöyle buyurduğunu duydum: "Kardeşim Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alih) bana şöyle buyurdu: Şüphesiz Ben bin peygamberin hatemiyim. Sen ise bin vasinin hatemisin. Ama sana yüklenen görevler, daha önce hiç kimseye yüklenmedi."
Arz ettim ki: "Ey Emirü'l-Mü'minin! Bu kavim sana insaflı davranmadı."
Buyurdu ki: "Ey kardeşimin oğlu! Durum senin zannettiğin gibi değildir. Allah'a and olsun ki, ben öyle bin kelime biliyorum ki benden ve Muhammed (sallallahu aleyhi ve alih)'den başka kimse onu bilmez. Halbuki bu kavim, Allah Azze ve Celle'nin kitabında bir ayetten bunu okuyorlar. O, 'Artık onların vakitleri sona erdiğinde onlarla konuşsun diye yerden bir canlı çıkarırız, ki halk bizim delillerimize inanmazlar der' ayetidir. Ve halk onun hakkında gerçekten düşünmez. Sizlere filanca oğullarının hükümetinin sonunu haber vereyim mi?"
Arz ettik ki: "Evet, ey Emirü'l-Mü'minin!"
Buyurdu ki: "Haram bir günde ve haram bir yerde Kureyş'ten bir kavimden olan haram bir nefsin öldürülmesi; tohumları yaran ve insanı yaratana and olsun ki, o olaydan sonra sadece on beş gece hüküm sürecekler."
Arz ettik ki: "Ondan önce veya sonra bir şey olacak mı?"
Buyurdu ki: "Ramazan ayındaki ses uykuda olmayanı dehşete salacak, uyuyanı uyandıracak ve genç kızları ziffaflarından dışarı çıkaracak."
Ebu Bekr-i Hazrami'den rivayetle;
İmam Muhammed Bâkır (aleyhisselam)'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Abbasoğulları mutlaka hükümet edeceklerdir. Onlar hükümet edip, sonra ihtilaf edip ayrılığa düşünce Horasani ve Süfyani onların aleyhinde kıyam edecekler. Biri doğudan, diğeri batıdan tıpkı süratli iki at gibi Kûfe'ye koşacaklar. Biri oradan, biri buradan. Hatta öyle ki onların helakı o ikisinin eliyle gerçekleşecek. O ikisi onlardan hiç kimseyi asla sağ bırakmayacak."
Muhammed bin Samit der ki:
İmam Ca'fer es-Sâdık (aleyhisselam)'a şöyle arz ettim: "Bu zuhurun vuku bulmasından önce bir alamet var mı?"
Buyurdu ki: "Evet."
"Nedir onlar?" diye sordum.
Şöyle buyurdu: "Abbasi'nin helakı, Süfyani'nin zuhuru, Nefsi Zekiyye'nin öldürülmesi, Beyda'nın yere çökmesi ve gökten gelecek olan ses."
Arz ettim ki: "Bu işin çok uzamasından korkuyorum."
Buyurdu ki: "Hayır, bunlar tıpkı zincirin halkaları gibidir. Hepsi birbirinin ardınca gelir." (Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).
OKAN EGESEL