Yıl 1936.
Atatürk'ün anavatana katılması için 'şahsi meselem' dediği Hatay Fransız mandasındadır.
Bu sorunu 'savaşsız' çözmeye kararlı olan Atatürk, 1936'da Fransa'ya bir nota verip Hatay'ın bağımsızlığını istedi ve aynı yıl konuyu Milletler Cemiyeti gündemine taşıdı.
Bunların yaşandığı günlerde Hasan Rıza Soyak, Atatürk'e, 'Savaşmaktan başka çare kalmazsa ne yaparsınız?' diye sordu.
Atatürk bu soruya şöyle cevap verdi:
"Hatay'a şahsi davam olarak bakıyorum. Sözünü ettiğim bir durumda tutacağım yolu çoktan kararlaştırmış bulunuyorum: Cumhurbaşkanlığı'ndan ve milletvekilliğinden istifa edeceğim, serbest bir Türk vatandaşı olarak bu işte çalışan arkadaşlarla birlikte Hatay topraklarına geçeceğim. Bildiğin gibi bunun emin yolları var. Oradaki mücahitlerle ve anavatandan bize katılacak kuvvetlerle sorunu yerinde ve içten halledeceğim. İsterse Türkiye Hükümeti, beni ve arkadaşlarımı asi ilan eder, hakkımda soruşturma da açar. Ben Fransızların, Suriye ve Lübnan'a kolayca bağımsızlık vereceklerini sanmıyorum. Biz hareketimizi onlara da yayarak Suriye ve Lübnan'ın gerçek bağımsızlıklarını da sağlayabiliriz. Ama göreceksin, dava yakında istediğimiz gibi çözülecektir." (Hasan Rıza Soyak-Atatürk'ten Hatıralar.)
Atatürk, Cumhurbaşkanlığı'ndan ve milletvekilliğinden istifa etmez, ancak tam da dediği gibi olur.
Atatürk'ün diplomatik çabaları sonucu Fransa geri adım atar, 1938'de Hatay Cumhuriyeti kuruldu. 1939'da ise Hatay anavatana katılır.
Bunları niye mi anlattım?
Çünkü Atatürk'ün bin bir zorlukla anavatana kattığı Hatay'da şimdi adeta tersine bir süreç yaşanıyor.
Dün yaptığı açıklamalarda Suriye'deki savaşın Hatay'a olan etkilerini değerlendiren Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, çok dikkat çekici ifadelerde bulundu.
Savaş, "Reyhanlı'nın kendi nüfusu 80 bin ama şu andaki görünen nüfusu 230 bin. Diğer ilçelerimizde de Suriyeliler var. Böyle giderse şu anda belli ilçelerimizde belediye başkanlığına aday olsalar rahatça kazanırlar" dedi.
Hatay'ın anavatandan kopması asla düşünmek istemediğimiz bir şey elbette ancak Suriyeli sığınmacıların Hatay başta olmak üzere bir çok Güneydoğu şehirlerinde yaşanan Suriyeli sığınmacılar lehine yaşanan demografik değişim, çok büyük sorunlara neden oldu. Bu sorunlar hem çözümsüz kalıyor hem de sürekli palazlanıyor.
Üstüne üstlük Suriyeli sığınmacılar yetmiyormuş gibi şimdi de Afganistanlı mülteciler eklenmeye başladı.
Sığınmacı ve mültecilerin oluşturduğu giderek büyüyen sorunlar belli ancak asıl sorun bunları sorun olarak dahi görmeyen hükümetin iş başında olmasıdır.
Hükümet yetkililerine göre Türkiye'deki vatandaşlar artık Suriyelilerle yaşamaya alışmalı. Zira Suriye'de barış sağlansa dahi Suriyelilerin büyük çoğunluğu Türkiye'de kalmaya devam edecekler.
Peki, bu sığınmacı ve mülteci sorunları başımıza neden geldi?
Bütün bu sorunlar başımıza Türkiye'nin çözülmesi gereken hayati meselelerini 'şahsi meselesi' gören Atatürk gibi liderlerin yerine 'kendi şahsi meselelerini' Türkiye'nin meselesi haline getiren siyasiler yüzünden geliyor.
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024