Hastaneye ulaşamadan ölüyorlar
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Kara, aort damarında yırtılma olan hastaların üçte ikisinin hastaneye ulaşana kadar hayatını kaybettiğine dikkati çekti
18.01.2016 00:00:00
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Kara, sigara kullanımı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, aşırı kilo, obezite, damar sertliği ve genetik nedenlerden dolayı 40 yaş üstü kişilerde kalpten mideye inen aort damarında yırtılma riskinin yüksek olduğunu ifade etti.
Aort damarında anevrizma (balonlaşma) olması durumunda damar duvarının sağlamlık ve mukavemetini kaybettiğini ve yırtılma ihtimalinin başladığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Damar ne kadar genişlerse damar duvarındaki gerilimi o kadar artırarak, inceltir ve sonuçta yırtılma ihtimalini yükseltir. Aort damarında yırtılma olan hastaların üçte ikisi, hastaneye ulaşana kadar hayatını kaybediyor. Hastaneye ulaşabilen hastalarda ise başarı şansı düşük oluyor. Hastaneye ulaşabilen kişilere acil şartlarda kasıktan girip oraya suni damar yerleştiriyoruz ama hayati riski çok yüksek oluyor. Ayda bu tip 6 veya 7 ameliyat yapıyoruz."
Doç. Dr. Kara, damar anevrizmasının sinsi şekilde geliştiğine işaret ederek, "Damar anevrizması yani balonlaşmaların çoğu, yıllar içinde sinsice büyür ve patlayıncaya kadar hiçbir şikayete yol açmazlar. Eğer şikayet oluşturursa bu genelde, karın ve sırtta derin ve batıcı ağrı ya da karın bölgesinde saatler veya günlerce devam eden yanma tarzında ağrılardır fakat oluşan bu şikayetler birçok sebepten dolayı olabileceğinden kolaylıkla gözden kaçabilir" ifadelerini kullandı.
"Mevsim geçişleri risk unsuru"
Damar yırtılmasının mevsimsel değişmelerle özellikle yazdan kışa, kıştan yaza geçerken çok sık görüldüğünü aktaran Kara, hava değişimiyle damar duvarındaki esnekliğin bozulduğunu belirtti.
Kara, risk altındaki kişilerin rutin taramaları mutlak yapması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"40 yaş üstü erkeklerde risk daha da yüksektir. Düzensiz şeker hastalığı da kalp hastalığı için bir risk faktörüdür. Bunun için de rutin tarama yapılması ve ilaçlarını kullanıp şekerini kontrol altına alınması gerekir. Kişiler günlük hayatta hafif eforlu aktiviteler yapmalı ve kilosuna dikkat etmelidir. Bir diğer faktör de sigara kullanımı. Bunlar önlenebilir risk faktörleridir. Aşırı kilo, hem şeker hastalığı hem de koroner kalp hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür. Bazı hastaları aşırı kilonun getirdiği yüksek risklerden dolayı ameliyat etmekten çekiniyor ya da edemiyoruz çünkü ameliyat ettiğimizde sağlanılan fayda çok az derecededir. Bu nedenle obezite çok önemlidir."
Kara, aort anevrizmasının önüne geçmek için sigaradan uzak durulması, tuz kullanımının azaltılması, beslenmeye dikkat edilmesi, aşırı kilodan kaçınılması, risk grubunda bulunan hastaların düzenli kontrollerini yaptırmaları tavsiyesinde bulundu.
Aort damarında anevrizma (balonlaşma) olması durumunda damar duvarının sağlamlık ve mukavemetini kaybettiğini ve yırtılma ihtimalinin başladığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Damar ne kadar genişlerse damar duvarındaki gerilimi o kadar artırarak, inceltir ve sonuçta yırtılma ihtimalini yükseltir. Aort damarında yırtılma olan hastaların üçte ikisi, hastaneye ulaşana kadar hayatını kaybediyor. Hastaneye ulaşabilen hastalarda ise başarı şansı düşük oluyor. Hastaneye ulaşabilen kişilere acil şartlarda kasıktan girip oraya suni damar yerleştiriyoruz ama hayati riski çok yüksek oluyor. Ayda bu tip 6 veya 7 ameliyat yapıyoruz."
Doç. Dr. Kara, damar anevrizmasının sinsi şekilde geliştiğine işaret ederek, "Damar anevrizması yani balonlaşmaların çoğu, yıllar içinde sinsice büyür ve patlayıncaya kadar hiçbir şikayete yol açmazlar. Eğer şikayet oluşturursa bu genelde, karın ve sırtta derin ve batıcı ağrı ya da karın bölgesinde saatler veya günlerce devam eden yanma tarzında ağrılardır fakat oluşan bu şikayetler birçok sebepten dolayı olabileceğinden kolaylıkla gözden kaçabilir" ifadelerini kullandı.
"Mevsim geçişleri risk unsuru"
Damar yırtılmasının mevsimsel değişmelerle özellikle yazdan kışa, kıştan yaza geçerken çok sık görüldüğünü aktaran Kara, hava değişimiyle damar duvarındaki esnekliğin bozulduğunu belirtti.
Kara, risk altındaki kişilerin rutin taramaları mutlak yapması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"40 yaş üstü erkeklerde risk daha da yüksektir. Düzensiz şeker hastalığı da kalp hastalığı için bir risk faktörüdür. Bunun için de rutin tarama yapılması ve ilaçlarını kullanıp şekerini kontrol altına alınması gerekir. Kişiler günlük hayatta hafif eforlu aktiviteler yapmalı ve kilosuna dikkat etmelidir. Bir diğer faktör de sigara kullanımı. Bunlar önlenebilir risk faktörleridir. Aşırı kilo, hem şeker hastalığı hem de koroner kalp hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür. Bazı hastaları aşırı kilonun getirdiği yüksek risklerden dolayı ameliyat etmekten çekiniyor ya da edemiyoruz çünkü ameliyat ettiğimizde sağlanılan fayda çok az derecededir. Bu nedenle obezite çok önemlidir."
Kara, aort anevrizmasının önüne geçmek için sigaradan uzak durulması, tuz kullanımının azaltılması, beslenmeye dikkat edilmesi, aşırı kilodan kaçınılması, risk grubunda bulunan hastaların düzenli kontrollerini yaptırmaları tavsiyesinde bulundu.