Güzel ahlakı, yüce değerleri Anadolu'ya getiren Hünkar Hacı Bektaşi Veli'ye, kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bu topraklarda güzel ahlakın yaşanmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk'e, günümüzde güzel ahlakı yaşayıp etrafına yaşatan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e selam olsun.
Anadolu'nun maddi ve manevi genel kurmay başkanı Hacı Bektaşi Veli Anadolu'ya geldiğinde Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bizlere anlattığı bilgilere göre 36 bin talebesi ile Anadolu'da yaşayan 72 millete aynı nazarla baktı.
İnsanlara yemedi yedirdi, içmedi içirdi. İnsanlığın altına yatak üstüne yorgan oldu, hastaya şifa dertlilere derman oldu, insanlara yön verdi. Anadolu'da yaşayan insanlar Hacıbektaş Veli Hazretlerine şöyle dediler; "oturmanız, kalkmanız, yemeniz, içmeniz bizden daha güzel siz kimsiniz?" Aslında onlar Hünkar'ın şahsında âlemlere rahmet Muhammed Mustafa (sav) Efendimize aşık oldular.
Hacı Bektaş Veli annesini çok sevdiğinden annesi de Türkmen Türklerinden olduğundan, annesine olan hürmetinden "ben Türküm" dedi. Onlar da, bizler de böyle güzel ahlaklı erdem sahibi olmak istiyoruz onun için biz de Türk olduk senden olduk dediler.
Türk milletine, Hacıbektaş vesilesi ile Ehl-i Beyt nefes oldu, can oldu, kimlik oldu. Düşenin elinden tutmak, açın karnını doyurmak, her canlıya merhamet etmek, insanların açıklarını örtmek, eksikleri görmemek; kusurları affedici, büyüğünü sayan, küçüğünü seven, anne ve babasına bağlı değerli yüce bir millet olduk ve her bir hanemiz Hacıbektaş dergahı gibi oldu. Milletimizin gönlündeki yaşantısındaki güzellikler Ehl-i Beyt'e olan sevgisinden geliyor.
Gönlümüzden ve yaşantımızdan bu yüce değerleri çıkartıp bizleri Ehl-i Beyt'in sevgisinden uzaklaştırıp, kimliğimizden etmek için bu aziz vatanda gözü olanlar ve onların yerli işbirlikçileri bir ve beraber oldular ve geldiğimiz durum ortada. Bu yüce değerler nasıl kayboldu ve bizleri nasıl terk etti. Bizlerin tercihi sebebiyle iyiyi, güzeli, faydalıyı bırakıp tam tersini tercih ettiğimizden tüm değerlerimizi kaybettik. Geldiğimiz noktada artık vatanımızı da kaybetmek üzereyiz, hiç bir değerimize sahip çıkmıyoruz.
Hakkına sahip çık diyen içimizdeki emanet, günümüzün Hacı Bektaş'ı, kaybetmediğimiz tek değerimiz Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i de dinlemedik ve sırtımızı O'na; yüzümüzü domuz etini, zinayı serbest bırakanlara, Allah'ın haram ettiklerini helal eden, helal ettiklerini haram edenlere, bizleri günlük ihtiyaçlarımız için bankalara mecbur bırakıp emek ve üretimimizi sıfırla çarpanlara döndük, onları tercih ettik.
Sonuç, maddi ve manevi tüm değerlerimizi kendi tercihlerimizle kaybettik. Çözüm, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i baş tacı yapmamız. O'nun yazmış olduğu eserleri çok iyi okumamız gerekli ve acilen insanlığın kurtuluş reçetesi Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmeliyiz. Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladığımızda göreceksiniz cezaevlerine ihtiyaç kalmayacak, millet olarak kaybettiğimiz tüm yüce değerlerimize geri kavuşacağız.
Millet olarak bu ahlaki çöküşten ancak Ehl-i Beyt'in sevgisi ile kurtulabiliriz. Gönlümüzde Ehl-i Beyt'in sevgisi olursa insanımıza vatanımıza, toprağımıza, madenlerimize, maddi ve manevi tüm değerlerimize sahip çıkarız ve kainatın en güçlü devleti oluruz. Dünya bizimle huzur bulur.
Ben Uşak'lıyım ve sizlere Uşak'tan biraz bilgi vermek isterim. Her ilimizde olduğu gibi Uşak ilimizde de milli ve manevi kahramanlarımız var. Uşak şeker fabrikasını kurup insanlara iş ve aş veren Nuri Şeker bunlardan sadece biri...
Trikopis komutasındaki 6 bin kişilik Yunan birliğini teslim olmasına mecbur bırakan Ceçeli Kara Murat…
Aşıklar diyarı Uşak'a, Allah aşkını, Muhammed Mustafa'sının ve Ehl-i Beyt'in aşkını getirip insanları kardeş yapan kolu açık Hacım Sultanımız var.
İsimlerini sayamadığım onca yüce şahsiyetli örnek kahramanlarımızın hayatı insanımıza, gençlerimize anlatılacağı yerde insanımızın önüne konulan bir Karun var.
İnsanımız da araştırmadan aldı Karun ismini baş tacı yaptı. Alışveriş merkezlerimizin, esnaflarımızın işletmelerinin levhaları Karun ismini taşır oldu. Artık millet olarak zalimin ölüsüne dirisine sahip çıkar olduk. Sonra değerlerimizin kaybolduğundan bahsediyoruz, tabi ki de kaybolur. Milli ve Dini kahramanlarımızın hayatını ders kitabı haline getirip insanımıza, gençlerimize anlatmalıyız.
Bugün bu görevi üstlenen İcmal Gençlik derneklerine sahip çıkmalıyız. Yazıma dua ile son vermek istiyorum. Allah milletimizi Ehl-i Beyt'in aşkı ile diriltsin. Ehl-i Beyt'in emaneti olan bu aziz vatanda kıyamet sabahına kadar huzurlu, mutlu örnek bir millet olarak yaşamayı bizlere nasip etsin.
Anadolu'nun maddi ve manevi genel kurmay başkanı Hacı Bektaşi Veli Anadolu'ya geldiğinde Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bizlere anlattığı bilgilere göre 36 bin talebesi ile Anadolu'da yaşayan 72 millete aynı nazarla baktı.
İnsanlara yemedi yedirdi, içmedi içirdi. İnsanlığın altına yatak üstüne yorgan oldu, hastaya şifa dertlilere derman oldu, insanlara yön verdi. Anadolu'da yaşayan insanlar Hacıbektaş Veli Hazretlerine şöyle dediler; "oturmanız, kalkmanız, yemeniz, içmeniz bizden daha güzel siz kimsiniz?" Aslında onlar Hünkar'ın şahsında âlemlere rahmet Muhammed Mustafa (sav) Efendimize aşık oldular.
Hacı Bektaş Veli annesini çok sevdiğinden annesi de Türkmen Türklerinden olduğundan, annesine olan hürmetinden "ben Türküm" dedi. Onlar da, bizler de böyle güzel ahlaklı erdem sahibi olmak istiyoruz onun için biz de Türk olduk senden olduk dediler.
Türk milletine, Hacıbektaş vesilesi ile Ehl-i Beyt nefes oldu, can oldu, kimlik oldu. Düşenin elinden tutmak, açın karnını doyurmak, her canlıya merhamet etmek, insanların açıklarını örtmek, eksikleri görmemek; kusurları affedici, büyüğünü sayan, küçüğünü seven, anne ve babasına bağlı değerli yüce bir millet olduk ve her bir hanemiz Hacıbektaş dergahı gibi oldu. Milletimizin gönlündeki yaşantısındaki güzellikler Ehl-i Beyt'e olan sevgisinden geliyor.
Gönlümüzden ve yaşantımızdan bu yüce değerleri çıkartıp bizleri Ehl-i Beyt'in sevgisinden uzaklaştırıp, kimliğimizden etmek için bu aziz vatanda gözü olanlar ve onların yerli işbirlikçileri bir ve beraber oldular ve geldiğimiz durum ortada. Bu yüce değerler nasıl kayboldu ve bizleri nasıl terk etti. Bizlerin tercihi sebebiyle iyiyi, güzeli, faydalıyı bırakıp tam tersini tercih ettiğimizden tüm değerlerimizi kaybettik. Geldiğimiz noktada artık vatanımızı da kaybetmek üzereyiz, hiç bir değerimize sahip çıkmıyoruz.
Hakkına sahip çık diyen içimizdeki emanet, günümüzün Hacı Bektaş'ı, kaybetmediğimiz tek değerimiz Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i de dinlemedik ve sırtımızı O'na; yüzümüzü domuz etini, zinayı serbest bırakanlara, Allah'ın haram ettiklerini helal eden, helal ettiklerini haram edenlere, bizleri günlük ihtiyaçlarımız için bankalara mecbur bırakıp emek ve üretimimizi sıfırla çarpanlara döndük, onları tercih ettik.
Sonuç, maddi ve manevi tüm değerlerimizi kendi tercihlerimizle kaybettik. Çözüm, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i baş tacı yapmamız. O'nun yazmış olduğu eserleri çok iyi okumamız gerekli ve acilen insanlığın kurtuluş reçetesi Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmeliyiz. Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladığımızda göreceksiniz cezaevlerine ihtiyaç kalmayacak, millet olarak kaybettiğimiz tüm yüce değerlerimize geri kavuşacağız.
Millet olarak bu ahlaki çöküşten ancak Ehl-i Beyt'in sevgisi ile kurtulabiliriz. Gönlümüzde Ehl-i Beyt'in sevgisi olursa insanımıza vatanımıza, toprağımıza, madenlerimize, maddi ve manevi tüm değerlerimize sahip çıkarız ve kainatın en güçlü devleti oluruz. Dünya bizimle huzur bulur.
Ben Uşak'lıyım ve sizlere Uşak'tan biraz bilgi vermek isterim. Her ilimizde olduğu gibi Uşak ilimizde de milli ve manevi kahramanlarımız var. Uşak şeker fabrikasını kurup insanlara iş ve aş veren Nuri Şeker bunlardan sadece biri...
Trikopis komutasındaki 6 bin kişilik Yunan birliğini teslim olmasına mecbur bırakan Ceçeli Kara Murat…
Aşıklar diyarı Uşak'a, Allah aşkını, Muhammed Mustafa'sının ve Ehl-i Beyt'in aşkını getirip insanları kardeş yapan kolu açık Hacım Sultanımız var.
İsimlerini sayamadığım onca yüce şahsiyetli örnek kahramanlarımızın hayatı insanımıza, gençlerimize anlatılacağı yerde insanımızın önüne konulan bir Karun var.
İnsanımız da araştırmadan aldı Karun ismini baş tacı yaptı. Alışveriş merkezlerimizin, esnaflarımızın işletmelerinin levhaları Karun ismini taşır oldu. Artık millet olarak zalimin ölüsüne dirisine sahip çıkar olduk. Sonra değerlerimizin kaybolduğundan bahsediyoruz, tabi ki de kaybolur. Milli ve Dini kahramanlarımızın hayatını ders kitabı haline getirip insanımıza, gençlerimize anlatmalıyız.
Bugün bu görevi üstlenen İcmal Gençlik derneklerine sahip çıkmalıyız. Yazıma dua ile son vermek istiyorum. Allah milletimizi Ehl-i Beyt'in aşkı ile diriltsin. Ehl-i Beyt'in emaneti olan bu aziz vatanda kıyamet sabahına kadar huzurlu, mutlu örnek bir millet olarak yaşamayı bizlere nasip etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem / diğer yazıları
- SEÇİL DAMLA KAYAALP - Öğrenme / 08.03.2025
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Petro-Dolar Tuzağından Kurtuluş: Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Vizyonu / 18.02.2025
- AYŞE ZIVALI: Hoca Atatürk / 08.02.2025
- OZANCAN DERNEK /Efendi kim, köle kim? / 17.01.2025
- MELEK KERESTECİ: Birlik ve beraberlik üzerine / 23.12.2024
- AV. AHMET HAYDAR İLİK: Türk gençliğine verilen büyük vazife / 26.11.2024
- HAYDAR NECMEDDİN KAZANCI / Çözümsüz vaatler / 24.11.2024
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Petro-Dolar Tuzağından Kurtuluş: Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Vizyonu / 18.02.2025
- AYŞE ZIVALI: Hoca Atatürk / 08.02.2025
- OZANCAN DERNEK /Efendi kim, köle kim? / 17.01.2025
- MELEK KERESTECİ: Birlik ve beraberlik üzerine / 23.12.2024
- AV. AHMET HAYDAR İLİK: Türk gençliğine verilen büyük vazife / 26.11.2024
- HAYDAR NECMEDDİN KAZANCI / Çözümsüz vaatler / 24.11.2024