Tarih tekerrür ediyor. Hep ibret alınsın deriz ama kimse ibret almadığından olsa gerek tarih hep tekerrür eder.Eskiden tarihin tekerrür etmesi için onlarca yıl geçmesi gerekirdi.Şimdi ise birkaç yıl yetiyor. 2011 yılında Libya'da yetkilerini aşarak müdahalede bulunan NATO şimdi de Suriye'ye davet ediliyor.Bu müdahaleden sonra Libya'nın içine düştüğü durumun vahametini ısrarla görmek istemeyenler şimdi aynı yanlışa Suriye'de imza atmak istiyorlar.Üstelik NATO'yu Suriye'ye Türkiye davet ediyor. Hatırlarsanız 2011'in ilk aylarında Almanya'nın Hannover kentinde Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Kongresi'nde konuşan Başbakan Erdoğan, "NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olabilir mi? NATO'nun ne işi var Libya'da?" demişti.Ardından çok geçmeden NATO Libya'yı vurunca bu defa NATO'nun neden olaya müdahil olduğunu izah etmek yine Sayın Başbakan'a düşmüştü.Şimdi en azından aynı tezada düşmediler. Dışişleri Bakanı Davutoğlu şimdi NATO'yu Suriye'yi vurmaya davet etti.Geçmişte Bosna savaşı sırasında Birleşmiş Milletler bir türlü karar alamayınca NATO devreye girmişti. Davutoğlu, Suriye konusunda da NATO'nun devreye girmesini istedi.Oysa NATO Bosna'ya müdahale ettiğinde Müslümanlar toparlanmış ve Sırpların ele geçirdikleri yerleri tek tek geri almaya başlamıştı. Söz konusu müdahale Müslüman Boşnakları korumak için değil, Sırpların kazanımlarının Müslüman Boşnaklar tarafından geri alınmasını önlemek için yapılmıştı. Öyle de oldu. NATO Bosna'ya müdahale etti ama Sırpların yaptıkları yanına kâr kaldı. Ele geçirdikleri Boşnaklara ait topraklardan Sırplar geri çekilmedi.Bugün ne pahasını olursa olsun Beşar Esad'ı iktidardan indirmeye kilitlenmiş olan Türkiye hükümeti, NATO'yu müdahaleye davet ederek ateşle oynuyor ve bile bile hem Suriye halkını hem de Türkiye'yi tehlikeye atıyor.Bu dediğime inanmayan varsa Libya'ya baksın.Libya'da her gün insanlar ölüyor. Kaddafi döneminde böyle ölüm haberleri gelmezdi Libya'dan. Türkiye'nin de ortak olduğu bir kirli savaşla Libya bugün içinden çıkamadığı kaosa sürüklendi. Libya'yı bu hale getiren müdahaleyi hem Fransa hem de Rusya "Haçlı Savaşı" olarak nitelemişti.Libya'da sonuç ülkenin içinden çıkılması zor bir kaosa düşmesi ve Müslümanların ölmeye devam etmesi olarak gerçekleşti. Libya'nın zenginlikleri ise "Haçlı" ülkelerin kullanımına açıldı.Şimdi Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye'ye NATO müdahale etsin" diyor.Eğer Davutoğlu'nun bu tehlikeli çağrısı gerçekleşirse Suriye de Libya haline gelecek demektir. Suriye'ye fayda sağlamayacak böyle bir müdahalenin Türkiye'ye de zarar vereceği açıktır. Devleti ve milleti bu derece tehlikelere atan hükümet ve özellikle de Dışişleri Bakanlığı bu yaptığı yanlışların hesabını millete asla veremez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024