Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) "Allah katında, kötü huydan daha büyük günah yoktur. Çünkü kötü huy sahibi, bir hatadan kurtulmadan diğerini işler" buyurmaktadır.İslâmiyet insanı güzel ahlâka davet etmektedir. İnsanın, güzel ahlâk sahibi oldukça Allah'ın ve Resûlullah'ın sevgisine ve Cennet'e liyakat kesbeder; güzel huyun zıddı olan kötü huy sahibi oldukça veya herhangi bir şekilde kaptığı kötü huyu terk etmedikçe de Allah'ın ve Resûlullah'ın sevgisini kaybeder.İnsana hem bu dünyada cehennem hayatı yaşatan, hem ailesinin ve cemiyetin sevgisini kaybettiren, hem de her an ebedî saadeti kaybetme tehlikesiyle yüz yüze bıraktıran "kötü huyların" menşei haramlardır.İnsan Allahu Teala'nın yasakladığı, Peygamber Efendimizin nehyettiği fiilleri işlediği taktirde kötü huy kapar ve "kötü ahlak sahibi" olmuş olur.Gerek büyük günahlar, gerek küçük günahlar, gerekse mekruh olan işler, kalp üzerinde "siyah bir nokta" gibi iz bırakmakta, derken git gide kalp kararmaktadır. Onun için her bir günahta küfre gidecek bir yol vardır. Çünkü günah işlendiği anda, esmânın tecellisinin dışına çıkılmaktadır.Bozgunculuk; Yeryüzünde fitne, fesad ve karışıklık çıkarmak; zulüm ve taşkınlık yaparak haddi aşmaktır. "Allah bozgunculuk yapanları sevmez" (el Mâide, 5/64) Çünkü bozgunculuğun ancak kâfir, münâfık ve müşriklerin özelliklerinden olduğu ayetlerden anlaşılmaktadır.Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar arasına bozgunculuk ve kötülük sokmaktan sakının! Çünkü böyle hareket dini yok eder." (Ebu Davud, Edeb, 50)Koğuculuk; bir kimseye, o kimse hakkında bir başkasının söylemiş bulunduğu bir sözü ya da o kimseye yönelik yapmış bulunduğu bir işi -gördüğünü veya duyduğunu öne sürerek- ulaştırma, aktarma, götürme işi... Söz taşıyıcılık.İbn Ömer (r.a.): "Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim" dedi. "Koğuculuk, küfürbazlık, kızgınlık cehennemdedir." (Tergib ve Terhib, c.5/386) Ganm oğlu Abdurrahman, Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:"Allah'ın iyi kulları öyle kimselerdir ki, onları görenler Allah'ı hatırlarlar. En kötüleri de, söz taşıyarak dostların arasını açıp, onları birbirinden ayıran ve iyi kimseleri suçlayanlardır." (a.g.e., 5/390) Su-i Zan; kötü zan, fena tahmin demektir. Sû-i zann'ın zıddı (karşıtı), "Hüsnüzan (hüsn-i zan)"dır. Hüsn-i zan'da, "İyi-güzel zan; bir kimse veyâ bir olayın iyiliği hakkında vicdânî kanâat" demektir. Görüldüğü gibi, iki türlü "zan" vardır. Zan, "tahmin" ve "ihtimâl''e dayandığına göre, bu konuda alınacak tavır ne olmalıdır. Kur'ân ve Hadis, bu hususla ilgili davranışın nasıl olması gerektiğine açıklık getirmektedir: Kur'ân-ı Kerim'de: "Ey inanan (mü'min)ler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü bazı zan (vardır ki) günahtır... " buyurulmuştur (el-Hucurât, 49/12).
Ersin Ay / diğer yazıları
- İslamiyet ölçü dinidir / 10.04.2007
- Haya duydugusu imandandır / 09.04.2007
- Günahların en büyüğü / 08.04.2007
- Yunus Emre'nin teslimiyeti / 04.04.2007
- Peygamberimizin kadınlara şefkati / 03.04.2007
- Arşın gölgesinde yedi sınıf insan / 29.03.2007
- Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu / 26.03.2007
- Güzel ahlak / 24.03.2007
- Edep ya hû... / 23.03.2007
- Ehl-i Sünnet Ve'l-Cemaat anlayışı üzerine -2- / 15.03.2007
- Haya duydugusu imandandır / 09.04.2007
- Günahların en büyüğü / 08.04.2007
- Yunus Emre'nin teslimiyeti / 04.04.2007
- Peygamberimizin kadınlara şefkati / 03.04.2007
- Arşın gölgesinde yedi sınıf insan / 29.03.2007
- Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu / 26.03.2007
- Güzel ahlak / 24.03.2007
- Edep ya hû... / 23.03.2007
- Ehl-i Sünnet Ve'l-Cemaat anlayışı üzerine -2- / 15.03.2007