Gözlerdeki perdeler gerçekleri örtüyor

Türkiye’de gerçeklerin üzerine bir sır perdesi çekilmiş durumda. Bu perdeyle gerçekler milletin gözünden kaçırılıyor.
Ne demek istiyorum?
Bakın bugün Türkiye’yle İsrail ilişkileri bundan önceki hükümetler döneminde olduğundan daha zayıf değil.
Yani İsrail’le Türkiye arasında geçmişte yapılan, Erbakan döneminde yenileri eklenen anlaşmalar AKP hükümeti döneminde tıkır tıkır işledi.
Üstüne üstlük bu anlaşmalara çok tehlikeli yenileri de gizlice eklendi.
Daha önceki hükümetlerin hiçbirinin imzalamaya cesaret edemeyeceği İsrail’i koruyan füze kalkanı sistemini, İran’ı ve Rusya’yı karşısına alma pahasına, Suriye’yi hedef tahtasına oturtma pahasına AKP hükümeti Kürecik’e yerleştirdi.
Bir taraftan da göz önünde İsrail ile sözde gerginlik yaşadığını ortaya koyan tiyatrosunu sahneledi AKP. Millet de maalesef bu tiyatroya kendini kaptırdı.
Türkiye’yle İsrail ilişkilerinin Mavi Marmara katliamına rağmen hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü olmasının izahını muhafazakâr tabanına yapamayacak olan AKP hükümeti için Davos şovuyla başlayan ve bugüne kadar sürdürülen sözde gerginlik, en önemli sır perdesi görevini yerine getirdi ve getirmeye devam ediyor.
İsrail’le adeta Katolik nikâhı kıymış olan AKP hükümeti, tıkırında yürüyen ilişkileri milletten bu şekilde gizleyebilmektedir.
Maalesef milletimizin büyük çoğunluğu bu sır perdesini aralayıp, arkadaki İsrail-AKP flörtünü görememektedir.
Kuveyt’ten geçtiğimiz günlerde ortaya atılan Beşar Esad’dan sonra Türkiye’nin Suriye üzerinden İsrail’e boru hatlarıyla can suyu sağlayacağı iddiaları da aslında AKP hükümetinin hiç tereddüt yaşamadan atacağı adımlardan bir tanesidir.
Dediğimiz gibi gerçekleri örten sır perdeleri, AKP hükümetinin İsrail’le bu adımı planlayacak tıynette olduğunu milletimizin görmesine engel teşkil etmektedir.
Kuveyt’ten ortaya atılan iddia, dünya üzerindeki tüm Yahudileri İsrail’e toplamak isteyen İsrail devletinin bu projesini gerçekleştirmesi için önündeki en büyük engel olan su sıkıntısının Türkiye aracılığıyla çözüleceğini ifade etmektedir ki buna şaşırmamak lazımdır.
İsrail’in suya ne kadar ihtiyaç duyduğunu bilen herkes bu iddianın iddiadan çok öte bir şey olduğunu söyleyecektir.
Bunun gibi onlarca projesi vardır İsrail’in. Türkiye’den İsrail’e su taşımak için en kısa yol Suriye üzerinden geçmektedir. Belki de Beşar Esad’ın istenmeyen adam ilan edilmesinin altında İsrail can suyu sağlama niyeti yatmaktadır.
AKP hükümeti bundan sonra da İsrail’le anlaşmalar yapacak, Gazze’ye kan kusan İsrail askerlerine can suyu da taşıyacaktır. Davos gibi şovlarla büyülenip bu kirli ilişkileri milletimiz görmemeye devam ettiği sürece bu süreç sürecektir.
AKP hükümeti daha önce de Manavgat Çayı’nı İsrail’e satmaya niyetlenmiş, gelen tepkiler üzerine vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Kuveyt’ten ortaya atılan iddiada ifade edilen adımları atmak artık önünde fazla direnç kalmayan AKP hükümeti için hiç de zor değildir.
Kim bilir, belki de Yahudi kuruluşlardan alınmış cesaret madalyalı Başbakan yeni bir cesaret madalyası daha almaya niyetlenmiştir?