Erzurum'da geceden kalma bir gün sanki güneş doğup doğmama arasında kararsız. Takvim Mart ayının yirmi üçünü gösteriyor.Cumhuriyet caddesindeki BTP İl bürosunda, Gazi Mustafa Kemal'in kalpaklı fotoğrafına uzun uzun baktıktan sonra yan duvardaki İstiklal Marşımızın on kıtasını ağır ağır okuyorum. Sonra tam karşı duvardaki Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in mütebessim, bakanın içini açan fotoğrafını seyrettim. Dışarıdan, son günlerin moda türküsü olan; "Tabip sen elleme benim yaramı/Beni bu dertlere salanı getir" dizeleri, duyan herkesin müzik ihtiyacını karşılayacak yükseklikte yankılanıyor.Masadaki gazetelere göz gezdiriyorum, gözüme ve gönlüme takılanlar şöyle: "AKP'ye misyoner desteği" Yeni Çağ'ın manşeti. Manşetin altını okuyoruz : "Türkleri Hıristiyanlığa davet eden mektupta, 'hükümetin yanında olduğumuzu biliyoruz' deniyor. Amerika'dan geldiği belirtilen mektupta gençlere işsizlik, evlilik, hastalık ve benzeri durumlarda yardım için kucak açtıklarına işaret ediyor.Zaman gazetesinin sayfalarını çevirirken, Hüseyin Gülerce'nin yazı başlığı dikkatimi çekti; "Çözüm Ak Partide" diyor Gülerce.Üç buçuk yıldır iktidar koltuğunda tek başına oturan bir parti her şeyi arap saçına çevirmiş olacak ki, ta kuruluş aşamasında çözüm adresi olarak AKP'yi gösterenler, dört yıl sonra yangın bir yürekle yine çözüm Ak Partide diyebiliyorlar.Gülmece güldürmece/El üstünde kaydırmaca oyununu oynamaya vaktimiz yok ama biraz tebessüm için buyurun Gülerce'nin yazdıklarına: "? Daha Ak Partinin kuruluş çalışmaları yapıldığı günlerde; herkes kucaklanmalı, bu parti bir merkez partisi olmalı, ancak bu söylemekle olamaz, dürüst, ehil, başarılı isimler geçmişte hangi partide olduğuna bakılmaksızın değerlendirilmeli, diye defalarca teklifte bulundum. Yetmedi, aynı tavsiyeleri milletvekili adayları belirlenirken, hükümet kuruluşunda ve bürokrasiye getirilecekler için ısrarla ve hatta yalvarırcasına yazdım. Şimdi yüreğim yanık, ülkem için, milletim için bir defa daha sesleniyorum?"Ülkesi için, milleti için yüreği yanan bir insan, dört senelik yalvarmasını, yalvararak yazmasını sıfıra çıkaran bir partiyi hala çözüm adresi olarak takdim eder mi? Senin sadece yüreğin yanıyor, memleketin tepesinde tepesinden dumanlar, hatta alevler yükseliyor, güvenlik güçlerimiz kendilerini koruyamaz hale düşürmüş, boşanmalar artmış, aileler, yuvalar darmadağın. Cemaatsizlikten camilerin kapısına kilit vuruluyor, bir tane dahi Hıristiyan'ın olmadığı köylere, mahallelere kiliseler açılıyor. Bütün bunların hesabını düşünüyor mu Sayın Gülerce? Milleti, memleketi için yüreği yanan bir gazeteci çözüm için biraz da doğru adresler göstermez mi, böyle bir arayışa girmez mi?Milleti dört yıl boyunca yanıltan ve gelinen bu noktadan sonra da hala yanıltmaya devam edenlerin şerrinden Allah'a sığınalım ve geçelim Tercüman'a:Ekonomi sayfasında "Cemaat medyada büyüyor" şeklinde manşetin altındaki spot cümleyi okuyoruz: "Star ve Bugün ile birlikte Gülen cemaatinin gazete sayısı 3'e yükseldi. Yeni bir gazetenin kurulması için hazırlıklar sürüyor. Cemaate yakın isimler medyaya yatırım yapıyor. Fethullah Gülen'in önderi olduğu Nur cemaati, yeni satın almalarla medyadaki payını artırıyor. Zaman Gazetesi, Samanyolu TV, Burç FM ve Aksiyon, Sızıntı, Yeni Ümit, Ekoloji gibi çok sayıda dergiden sonra Bugün ve Star gazetelerini satın alan cemaate yakın isimler son dönemde özellikle yazılı basına yatırım yapıyor?"Fethullah Gülen önderliğindeki medya gurubunun günden güne sayıca ve hacimce büyüdüğünü ve büyüdükçe daha yüksek sesle "tek çözüm" olarak gösterdiği Ak Partiyi iktidarın memleketi getirdiği vahim noktayı da dilerseniz Ömer Lütfü Mete'nin Tercümandaki köşesinden takip edelim: "Önceki gün Ankara'da tam da Maltepe Camii'nin önünde, dostum Nazif Okumuş ile birlikte bir korsan CD tezgâhı gördük. Okumuş hatırlattı; malum bu cami Ankara'nın 'Teşvikiye'si gibidir; ekâbir cenazeleri oradan kaldırılır, çok güvenlidir, 'ayakaltı'dır. Zaten biraz ötesi de Anıtkabir değil midir?Tezgâha şöyle bir baktık; yok yok! Cami önünde eşcinsel sapkınlığı dahi pazarlanıyor.Hem de beyaz kâğıt kılıfı üzerine el yazısıyla 'GAY CD' diye ilan konarak!Bir yaşıma daha giriyorum.Genel asayiş durumu utanç verici.Türlü güvenlik rezaletlerinin arkasından resmi makamların 'şeyhin kerameti kendinden menkul' türden bazı parlak 'polisiye başarı' rakamlarına rağmen memlekete bir Allah'ın kulu -ve bu konuda nedense eli kolu bağlı bulunan başbakan da- İçişleri Bakanlığı'ndan memnun değil.Herkes poliste kirliliğin daha da arttığına inanıyor.Herkes mide bulandırıcı ve inandırıcı sayısız hikâye anlatıyor.Bütün işlek cadde ve sokaklarda meşru ticaretten daha kolay şekilde sürdürülen telif hırsızlığı, nice nitelikli ve temiz kadrolara sahip polisimizin üst irade tarafından mahvedildiğini her saniye binlerce kere kanıtlıyor.Ve nihayet, dindar kadroların omzunda ve muhafazakâr kesimin oylarıyla gelen bir partinin iktidarında eşcinsel ilişki görüntülerinin cami önlerinde serbestçe pazarlanabilmesi bir 'Ahir Zaman' çelişkisi olarak ruh karartıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025