Takkeci Baba
Sonra, sohbet etmeye başlamışlar. Bir ara, adamlardan biri:
-Bir zamanlar bir rüya görmüştüm. Ben rüyaya falan pek inanmam ama, ak sakallı nur yüzlü bir ihtiyar rüyamda bana, kısmetimin İstanbul'da, Topkapı denilen bir semtte olduğunu söylemişti. Orada takkecilik yapan bir şahsın evinin altında imiş. O adamın ismini de söylemişti. Takkeci İbrahim Efendi diye biri!.
Bunu duyan Takkeci Baba, kendi gördüğü rüyayı hatırlamış. Ertesi sabah, İstanbul'a doğru yola çıkmış.
İstanbul'a gelip, evinin bulunduğu sokağa girince, Onu gören komşuları:
-Ne oldu Takkeci Baba, buldun mu kısmetini? Buldunsa kısmetini mahallenin camiini yaptırırsın artık!" demişler. Takkeci Baba da, sakallarını sıvazlayarak:
-Derya tutuştu, dostlar, derya tutuştu! demiş.
Evine gitmiş, bodruma inmiş. Yeri; kazmaya, çıkan toprakları da kürek kürek savurmaya başlamış. Onun bu halini gören hanımı ve komşuları da hayretle seyretmişler. Bir süre sonra, komşuları O'nun aklından şüphelendikleri için, çekip gitmişler.
Onlar gittikten bir süre sonra, iki tane küp çıkmış, içleri çil çil altın doluymuş!.
Takkeci Baba'nın yıllardan beri ettiği dualar kabul olunmuş...
Takkeci Baba, bu servetiyle gönlünde yatan camii yaptırmış, içini de en nadide çinilerle döşetmiş. Öyle ki, bu caminin içinde bulunan kabartma lale motifli çininin bir benzeri yoktur... Arta kalan altınları da, yine fakirlere dağıtmış.
Kabri, Topkapı Sur dışında Takkeci Camii bitişiğindeki sebildedir.
Sonra, sohbet etmeye başlamışlar. Bir ara, adamlardan biri:
-Bir zamanlar bir rüya görmüştüm. Ben rüyaya falan pek inanmam ama, ak sakallı nur yüzlü bir ihtiyar rüyamda bana, kısmetimin İstanbul'da, Topkapı denilen bir semtte olduğunu söylemişti. Orada takkecilik yapan bir şahsın evinin altında imiş. O adamın ismini de söylemişti. Takkeci İbrahim Efendi diye biri!.
Bunu duyan Takkeci Baba, kendi gördüğü rüyayı hatırlamış. Ertesi sabah, İstanbul'a doğru yola çıkmış.
İstanbul'a gelip, evinin bulunduğu sokağa girince, Onu gören komşuları:
-Ne oldu Takkeci Baba, buldun mu kısmetini? Buldunsa kısmetini mahallenin camiini yaptırırsın artık!" demişler. Takkeci Baba da, sakallarını sıvazlayarak:
-Derya tutuştu, dostlar, derya tutuştu! demiş.
Evine gitmiş, bodruma inmiş. Yeri; kazmaya, çıkan toprakları da kürek kürek savurmaya başlamış. Onun bu halini gören hanımı ve komşuları da hayretle seyretmişler. Bir süre sonra, komşuları O'nun aklından şüphelendikleri için, çekip gitmişler.
Onlar gittikten bir süre sonra, iki tane küp çıkmış, içleri çil çil altın doluymuş!.
Takkeci Baba'nın yıllardan beri ettiği dualar kabul olunmuş...
Takkeci Baba, bu servetiyle gönlünde yatan camii yaptırmış, içini de en nadide çinilerle döşetmiş. Öyle ki, bu caminin içinde bulunan kabartma lale motifli çininin bir benzeri yoktur... Arta kalan altınları da, yine fakirlere dağıtmış.
Kabri, Topkapı Sur dışında Takkeci Camii bitişiğindeki sebildedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.