Nizâmeddin Evliyâ
Nizâmeddîn Evliyâ'nın babasının vefatından sonra, onun eğitimi annesinin üzerine kaldı. Anne-oğul, uzun zaman hiçbir yiyecek bulamadan günlerini geçirmek zorunda kaldılar. Yiyecek bir şey olmadığı zaman, annesi ona ümid vermek için; "Muhammed, bugün Allah-u Teâlâ'nın misâfiriyiz" derdi. Şiddetli açlık ve fakirliğin verdiği ızdırâbı hissedeceği yerde, Nizâmeddîn Evliyâ, böyle geçen günlerden zevk alır ve annesine; "Yeniden ne zaman Allah-u Tealâ'nın misafîri olacağız" derdi. Nizâmeddîn Evliyâ'nın annesi Bibi Züleyha Hâtun, dînine bağlı ve zekî bir hanımdı. O, oğlunun eğitimine özel bir gayret gösterdi. Annesi, Nizâmeddîn Evliyâ'yı Bedâyun'da, Mevlânâ Alâeddîn Usûlî'nin derslerine gönderdi. Nizâmeddîn Evliyâ, çok kısa zaman sonra, Celâleddîn-i Tebrîzî'nin halîfesi Ali Molla Büzür (Büyük) Bedâyûnî'nin elinden "Fazîlet sarığını" giydi. Molla Büzür ona, seçilmiş ulemâ ve evliyânın bulunduğu bir toplantıda hayır duâ etti. Allah-û Teâlânın bir lütfu olarak, genç Nizâmeddîn'in o yaşta kalbinden mânevi bir ilerleme ve yüksek ilimler için ilâhî bir kıvılcım vardı. Genc-i Şeker'in her tarafa yayılan şöhretini, Ebû Bekr Kavvâl'dan duyar duymaz Nizâmeddîn Evliyâ onunla görüşmeye karar verdi. Bir gün hiçbir yol hazırlığı yapmadan, Genc-i Şeker ile görüşmek ümidiyle Bedâyun'u terk etti. İlk durağı Dehli oldu. o zamanlar Dehli, ilim ve irfânın beşiği idi. Nizâmeddîn Evliyâ, Dehli'ye annesi ve kızkardeşiyle vardığında yirmi yaşındaydı. Dehli Sultânı Sultan Balaban, zamanındaki alimlerin ve evliyanın büyük bir koruyucusuydu. Dehli, alimler ile aydınlanıyordu. Mevlana Şemseddin, Dehli'nin büyük alimlerindendi. Nizâmeddîn Evliyâ, Mevlana Şemseddin'in derslerine devam ederek, çok kısa zamanda yüksek derecelere kavuştu. Bu arada Mevlana Kemaleddin Zahid'den hadis ilmini öğrendi.
Nizâmeddîn Evliyâ, Dehli'de iken, Hace Necibeddin Mütevekkil'e çok yakın bir evde oturuyordu. Bu zat, evliyanın büyüklerinden olup, aynı zamanda Ferideddin-i Genc-i Şeker'in kardeşiydi. Nizâmeddîn Evliyâ, bir süre bu zatın derslerine devam etti. Nizâmeddîn Evliyâ, Genc-i Şeker ile görüşmek için Acuzan'a gitmeye karar verdi. O sırada kendisine, üstün vasıflarından dolayı kadılık makamı teklif edildi. O, Necibeddin Mütevekkil'e danıştığında; "İnşaallahü teala, siz kadı olmayacaksınız, fakat başka bir şey olacaksınız, onu da ben bilmiyorum" dedi.
Nizâmeddîn Evliyâ'nın babasının vefatından sonra, onun eğitimi annesinin üzerine kaldı. Anne-oğul, uzun zaman hiçbir yiyecek bulamadan günlerini geçirmek zorunda kaldılar. Yiyecek bir şey olmadığı zaman, annesi ona ümid vermek için; "Muhammed, bugün Allah-u Teâlâ'nın misâfiriyiz" derdi. Şiddetli açlık ve fakirliğin verdiği ızdırâbı hissedeceği yerde, Nizâmeddîn Evliyâ, böyle geçen günlerden zevk alır ve annesine; "Yeniden ne zaman Allah-u Tealâ'nın misafîri olacağız" derdi. Nizâmeddîn Evliyâ'nın annesi Bibi Züleyha Hâtun, dînine bağlı ve zekî bir hanımdı. O, oğlunun eğitimine özel bir gayret gösterdi. Annesi, Nizâmeddîn Evliyâ'yı Bedâyun'da, Mevlânâ Alâeddîn Usûlî'nin derslerine gönderdi. Nizâmeddîn Evliyâ, çok kısa zaman sonra, Celâleddîn-i Tebrîzî'nin halîfesi Ali Molla Büzür (Büyük) Bedâyûnî'nin elinden "Fazîlet sarığını" giydi. Molla Büzür ona, seçilmiş ulemâ ve evliyânın bulunduğu bir toplantıda hayır duâ etti. Allah-û Teâlânın bir lütfu olarak, genç Nizâmeddîn'in o yaşta kalbinden mânevi bir ilerleme ve yüksek ilimler için ilâhî bir kıvılcım vardı. Genc-i Şeker'in her tarafa yayılan şöhretini, Ebû Bekr Kavvâl'dan duyar duymaz Nizâmeddîn Evliyâ onunla görüşmeye karar verdi. Bir gün hiçbir yol hazırlığı yapmadan, Genc-i Şeker ile görüşmek ümidiyle Bedâyun'u terk etti. İlk durağı Dehli oldu. o zamanlar Dehli, ilim ve irfânın beşiği idi. Nizâmeddîn Evliyâ, Dehli'ye annesi ve kızkardeşiyle vardığında yirmi yaşındaydı. Dehli Sultânı Sultan Balaban, zamanındaki alimlerin ve evliyanın büyük bir koruyucusuydu. Dehli, alimler ile aydınlanıyordu. Mevlana Şemseddin, Dehli'nin büyük alimlerindendi. Nizâmeddîn Evliyâ, Mevlana Şemseddin'in derslerine devam ederek, çok kısa zamanda yüksek derecelere kavuştu. Bu arada Mevlana Kemaleddin Zahid'den hadis ilmini öğrendi.
Nizâmeddîn Evliyâ, Dehli'de iken, Hace Necibeddin Mütevekkil'e çok yakın bir evde oturuyordu. Bu zat, evliyanın büyüklerinden olup, aynı zamanda Ferideddin-i Genc-i Şeker'in kardeşiydi. Nizâmeddîn Evliyâ, bir süre bu zatın derslerine devam etti. Nizâmeddîn Evliyâ, Genc-i Şeker ile görüşmek için Acuzan'a gitmeye karar verdi. O sırada kendisine, üstün vasıflarından dolayı kadılık makamı teklif edildi. O, Necibeddin Mütevekkil'e danıştığında; "İnşaallahü teala, siz kadı olmayacaksınız, fakat başka bir şey olacaksınız, onu da ben bilmiyorum" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.