Muttarif bin Abdullah
Yezid bin Abdullah'a soruldu: "Müslümanlar arasında fitne harp çıktığı zaman Mutarrif ne yapardı?" Şöyle cevap verdi. "Evine kapanır ve hiç bir cemaate yaklaşmazdı. Ortalık açılıp fitne ortadan kalkmadıkça kimse ile görüşmezdi." "Sıhhatte olup şükretmeyi, bela gelip de sabretmekten daha çok severim" buyurmuştur. "Beni metheden kimse ancak beni ve nefsimi küçültmüş olur." "Salih kalb; salih amel ile elde edilir. Salih amel de ancak niyyetin salih (doğru olmasıyla) ele geçer." Evine girdiği zaman yemek yediği ve su içtiği kaplar onunla beraber tesbih ederdi. Bu tesbihi yanında bulunan kimseler de işitirdi. Geceleyin yürürken elindeki asası (bastonu) lamba gibi önünü aydınlatırdı. Yine bir gün sabah namazı için oğlu ile beraber camiye giderken bastonundan iki parça nur yükseldi. Oğlu Abdullah'a; "Ey Abdullah! Bana bak, sabahleyin bunu insanlara (Basralılara) anlatsaydım herkes beni yalanlardı" buyurdu. Asasının ve kendisinin nur saçması ile çok kerametleri görülmüştür.
İnsanlar onun yanına gittiği zaman rahatlar, huzur bulurdu. Çünkü o hep ahiretten bahseden ve ahireti talep eden (isteyen) bir zât idi. İnsanlardan uzak, şehir dışında yaşardı. Cuma günü olunca hayvanına biner, şehire Cuma namazı için gelir, kabirleri ziyaret eder, o sırada hafifçe uyuklar, uykusunda kabristanda yatanların hepsinin halini görürdü. Yine bir Cuma günü Cuma namazı için gelmişti. "Cuma gününü tanıyabiliyor musunuz, bugün kuşların söylediklerini anlıyor musunuz?" diye sordu. Basra ahalisi; "Ne söyler?" diye sordular. "Selam olsun, selam olsun salih (duaların kabul edildiği, tövbelerin kabul olduğu) bir güne" derler buyurdu.
Mutarrif Hazretlerini bir kimse bir meseleden dolayı yalancılıkla suçladı. O da ellerini kaldırdı; "Ya Rabbi! Eğer bu kimse sözünde yalancı ise onu helak et" diye dua etti. Bu kimse orada cemaatın içinde can verdi. Askerler Mutarrif Hazretlerini kadıya götürdüler. Kadı; "Sen adam öldürmüşsün" dedi. Mutarrif Hazretleri; "Hayır ben sadece dua ettim ve duam o kimse hakkında kabul olundu" diye cevap verdi. Bunun üzerine durum anlaşıldı ve müslümanların Mutarrif Hazretlerine sevgi ve muhabbetleri bir kat daha arttı.
Yezid bin Abdullah'a soruldu: "Müslümanlar arasında fitne harp çıktığı zaman Mutarrif ne yapardı?" Şöyle cevap verdi. "Evine kapanır ve hiç bir cemaate yaklaşmazdı. Ortalık açılıp fitne ortadan kalkmadıkça kimse ile görüşmezdi." "Sıhhatte olup şükretmeyi, bela gelip de sabretmekten daha çok severim" buyurmuştur. "Beni metheden kimse ancak beni ve nefsimi küçültmüş olur." "Salih kalb; salih amel ile elde edilir. Salih amel de ancak niyyetin salih (doğru olmasıyla) ele geçer." Evine girdiği zaman yemek yediği ve su içtiği kaplar onunla beraber tesbih ederdi. Bu tesbihi yanında bulunan kimseler de işitirdi. Geceleyin yürürken elindeki asası (bastonu) lamba gibi önünü aydınlatırdı. Yine bir gün sabah namazı için oğlu ile beraber camiye giderken bastonundan iki parça nur yükseldi. Oğlu Abdullah'a; "Ey Abdullah! Bana bak, sabahleyin bunu insanlara (Basralılara) anlatsaydım herkes beni yalanlardı" buyurdu. Asasının ve kendisinin nur saçması ile çok kerametleri görülmüştür.
İnsanlar onun yanına gittiği zaman rahatlar, huzur bulurdu. Çünkü o hep ahiretten bahseden ve ahireti talep eden (isteyen) bir zât idi. İnsanlardan uzak, şehir dışında yaşardı. Cuma günü olunca hayvanına biner, şehire Cuma namazı için gelir, kabirleri ziyaret eder, o sırada hafifçe uyuklar, uykusunda kabristanda yatanların hepsinin halini görürdü. Yine bir Cuma günü Cuma namazı için gelmişti. "Cuma gününü tanıyabiliyor musunuz, bugün kuşların söylediklerini anlıyor musunuz?" diye sordu. Basra ahalisi; "Ne söyler?" diye sordular. "Selam olsun, selam olsun salih (duaların kabul edildiği, tövbelerin kabul olduğu) bir güne" derler buyurdu.
Mutarrif Hazretlerini bir kimse bir meseleden dolayı yalancılıkla suçladı. O da ellerini kaldırdı; "Ya Rabbi! Eğer bu kimse sözünde yalancı ise onu helak et" diye dua etti. Bu kimse orada cemaatın içinde can verdi. Askerler Mutarrif Hazretlerini kadıya götürdüler. Kadı; "Sen adam öldürmüşsün" dedi. Mutarrif Hazretleri; "Hayır ben sadece dua ettim ve duam o kimse hakkında kabul olundu" diye cevap verdi. Bunun üzerine durum anlaşıldı ve müslümanların Mutarrif Hazretlerine sevgi ve muhabbetleri bir kat daha arttı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.