Muhyiddin-i Arabi"Bir defasında deniz yolu ile uzak memleketlere seyahate çıkmıştım. Gemimiz bir şehirde mola verdi. Vakit öğle üzeriydi. Namaz kılmak için harâb olmuş bir mescide gittim. Oraya gayr-i müslim bir kimse de gelmiş etrafı seyrediyordu. Onunla biraz konuştuk. Peygamberlerden meydana gelen mûcizelerle, evliyadan hasıl olan kerametlere inanmıyordu. Biz konuşurken, mescide birkaç seyyah geldi. Namaza durdular. İçlerinden biri, yerdeki seccadeyi alıp, havaya doğru kaldırıp yere paralel durdurdu. Sonra üzerine çıkıp namazını kıldı. Dikkatlice baktığımda, onun Hızır aleyhisselam olduğunu anladım. Namazdan sonra bana dönerek; "Bunu, şu münkir kimse için yaptım" dedi. Mucize ve keramete inanmayan o gayr-i müslim, bu sözleri işitince insaf edip müslüman oldu."
Zenginlerden biri, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerine kıymetli bir ev bağışlamıştı. İbn-i Arabî Hazretleri bu evde oturuyordu. Bir gün bir fakir gelip dedi ki: "Allah rızası için bana bir şey ver." Muhyiddîn-i Arabî HAzretleri de buyurdu ki: "Bu evden başka bir şeyim yoktur. Al onu sana vereyim. Senin olsun." Böyle söyleyip, evi o fakire verip terketti.
Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri, İmâm-ı Gazali'ye muhabbet ve bağlılığından çok oturur, İmâm-ı Gazâli Hazretlerinin eserlerini okurdu. Bir gün müderris derse gelmedi. Muhyiddîn-i Arabî orada idi. Fakihler kendisine; "Efendim, bugün bize dersi siz veriniz" deyip ısrar ettiler. O da; "Ben Mâlikî mezhebindenim. Madem ki çok ısrar ediyorsunuz akşam ki dersinizi söyleyiniz" buyurdu. İmâm-ı Gazalî'nin fıkha dair Vesit kitabından bir yer gösterdiler. Muhyiddîn-i Arabî onlara ders verdi, uzun uzun açıklamalar yaptı. Öyle ki, onlar; "Biz böyle bir üstad görmedik" dediler.
Zenginlerden biri, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerine kıymetli bir ev bağışlamıştı. İbn-i Arabî Hazretleri bu evde oturuyordu. Bir gün bir fakir gelip dedi ki: "Allah rızası için bana bir şey ver." Muhyiddîn-i Arabî HAzretleri de buyurdu ki: "Bu evden başka bir şeyim yoktur. Al onu sana vereyim. Senin olsun." Böyle söyleyip, evi o fakire verip terketti.
Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri, İmâm-ı Gazali'ye muhabbet ve bağlılığından çok oturur, İmâm-ı Gazâli Hazretlerinin eserlerini okurdu. Bir gün müderris derse gelmedi. Muhyiddîn-i Arabî orada idi. Fakihler kendisine; "Efendim, bugün bize dersi siz veriniz" deyip ısrar ettiler. O da; "Ben Mâlikî mezhebindenim. Madem ki çok ısrar ediyorsunuz akşam ki dersinizi söyleyiniz" buyurdu. İmâm-ı Gazalî'nin fıkha dair Vesit kitabından bir yer gösterdiler. Muhyiddîn-i Arabî onlara ders verdi, uzun uzun açıklamalar yaptı. Öyle ki, onlar; "Biz böyle bir üstad görmedik" dediler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.