Gizleme ve boykot, nereye kadar?

Dilden dile, gönülden gönüle yayılan İslamiyet karşısında müşriklerin çeşitli boykotlar yaptığı İslam tarihini anlatan eserlerde geniş şekilde yer alır. "Ben Allah'ın resûlüyüm" diyen hak peygamberi başta yok sayan müşrikler, zaman geçtikçe gizli gizli O'nun dediklerini dinleme yolunu seçtiler. İslamiyet'in güç kazanması karşısında ne yapacaklarını şaşırdıklarında ise, devreye farklı yöntemler girdi. Açıktan davete karşılık, 3 yıl süren boykot ve sonrasında saldırılar başladı.   Öyle ki, Darü'n?Nedve'de toplanan Kureyş'in ileri gelenleri, Hz. Muhammed'i öldürme kararı dahi aldılar. Demokrasinin menşei Roma zannedilir. Oysa İslamiyet'in yayıldığı dönemde, kavmiyetçilikle beraber Allah Resulüne karşı birleşilerek yapılanlar aslında doğrudan demokrasinin veya temsili demokrasinin ilk uygulamalarıdır. Müşrikler, hakkın karşısında birleşiyor, Allah'ın Peygamberine karşı fikir geliştiriyor, antitez ortaya koyuyor ve birbirlerine destek oluyorlardı. Bu hale bir örnek de, Gadir-i Hum günü nasb edildiği ilan edilen İmam Ali'nin hilafetini reddederek Sakife'de Hz. Ebubekir'in halifeliğine oy verenlerde görülür. Bunlar, İslam'da Allah'ın emirleri karşısında, küfrün, demokratik yollar geliştirmesinin örnekleridir. O dönemde, müşrikler küçük çabalarla hakkı gizlemeye çalışmışlardır.  Ancak güneşin balçıkla sıvanamayacağı gibi, ne İslam güneşini, ne nübüvvet nurunu söndürmeleri mümkün oldu. Hz. Peygamber, İslamiyet'i yayarken çok büyük çilelere katlanmıştır ancak bir an dahi haklı davasından vazgeçmemiştir. Bugün de "milli irade" bahanesiyle haklının, doğrunun gizlendiğine şahit olmuyor muyuz? Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Milli Ekonomi Modeli ile kapitalizmi tarihe gömerken; açlık, işsizlik ve cari açık içinde boğuşan Türkiye'de boyalı basın O'nu gizlemiyor mu? Ya da gelinen noktada, Türk milleti ile Atatürk arasındaki setleri yıkan tek kişi olarak Atatürk değerlerine sahip çıkarken Sayın Baş'tan bahsediliyor mu? "Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır" diye seslenen Sayın Baş'ı boyalı basın gündem ediyor mu? "Cumhuriyet Hacı Bektaş Dergâhı'nda kurulmuştur" deme cesaretiyle, "dinsiz devlet dindar millete karşı" senaryosunu yırtıp atan Sayın Baş'ın hangi söylemine havuz medyasında rastladınız?  Bugün AB yaklaşımı, ABD siyaseti, kapitalizme bakışı ile tüm siyasi partiler bir yanda, Sayın Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi diğer yandadır. Bir kişi olarak çıkılan yolda, tüm saklama gayretlerine rağmen Sayın Baş milyonlarca kişi olmuştur.   2014 senesinin Türk milleti adına en büyük kaybı, Rusya Duma'sında kanunlaşarak uygulanan Milli Ekonomi Modeli'nin Türkiye'de halktan gizlenmesidir. Burada, halkımızın da büyük vebali söz konusudur. Hak, bir kişi de olsa bâtılın karşısında her zaman kazanandır. Ne mutlu o kişiye ki, bâtıl olduğu halde güçlü diye bir kişiye sarılmaz; hak olduğu için hakkın yanında saf tutar. Tıpkı 30 bin kişilik Yezid ordusundan ayrılarak; 72 yareni ile "ben haklıyım" diyen imam Hüseyin'in yanına geçen komutan Hürr gibi? Umarız 2015; hakkın, haklının, millet iradesiyle iktidar edileceği yıl olur.  Burada, halkımızın da büyük vebali söz konusudur. Eğer yüce milletimiz gözünün önüne dayanan kibrit çöpünü çekip atsa önünde açılacak bereket, refah, huzur ve barış kapısını görecektir.  Bu kapının anahtarı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli'dir.