Zaman gazetesinin logosunun yanı başında yerleştirdiği slogan bu...
Gerçekten de Zaman'ın kırık aynasında bu hareketin "Küçük Dünya"dan,
İslam Dünyasını işgale soyunan neo-conların koynuna, ABD'nin kucağına yani Yeni Dünya'ya savruluşlarının hikayesi gizlidir.
Abant toplantılarının baş müdavimleriden Prof. Dr. Hakan Yavuz'un tesbiti ile, "Kur'an kriterlerini yerine Kopenhag kriterlerine göre Müslümanlık icat etmeye kalkanların, siyonist müslümanların (!) himayesine soyunan bahtsızların" hikayesidir bu.
Önce haftalardır misyonerlik faaliyetlerini küçümsemeye, Hıristiyanlaşan onbinlerce gencin varlığını, açılan 36 bin kiliseyi, dağıtılan milyonlarca İncil'i gözlerden saklamaya çalıştılar.
Bunu da hoşgörü ve diyalog kılıfı içinde yaptılar. İslam'a haçlı seferleri ilan eden ABD ve Vatikan'ı, onlar için gece gündüz çalışan papazları hoşgördüler, diyalog adına onlarla yatıp kalktılar.
Kendilerine merhamet eli uzatan, mümince ikazları yapanları küresel güç odaklarına gammazladılar. İslam'a, Peygamber Efendimize hakaret eden papazları hoş gördüler, onlarla kardeş ve arkadaş oldular, ama "bu yaptıklarınız dini ve milli varlığımıza ve bütünlüğümüze ihanettir" diyenlere iftiralar attılar, komplolar kurdular.
En bayağı yöntemlerle... Tıpkı Yahudilerin Peygamberimize (s.a.v.) attığı iftiralar gibi iftiralar attılar.
Ne hikmetse müminler sözkonusu olunca hoşgörü ve diyalog şöyle dursun, sinsi tezgahlar, iftira kampanyaları açtılar.
Müslüman Türk Milletinin samimi sözcülerini milletin gözünden düşürmek için senaryolar yazanlar papazların, dinden dönenlerin bedava avukatlığına soyundular.
İşte işledikleri şenaatlerine ayna tutan son haberleri: "Papazlar basına kızgın: Geçmişimizi çarpıtmayın".
Bu haber de Zaman gazetesine ait. 1 Nisan 2005 tarihli Zaman haberine göz atın lütfen.
Tam da "şecaat arzederken merdi kıpti sirkatin söyler" özdeyişi ile ifade edilecek bir itiraf.
Haberde son günlerde Tempo dergisinde yer alan AKP grup başkanvekili Salih Kapusuz'un akrabası olduğunu iddia eden papaz Yavuz Kapusuz'un tapusuz ve yine kendisi gibi ilk olarak şuan hükümetin denetiminde olan Star gazetesinde "Nurcu Papaz olarak niteleyen Turgay Üçal'ın avukatlığına soyunuyor Zaman gazetesi.
Ancak tam bir "sirkatin söyler" hali var ortada.
Gazete "papazların nurcu oldukları iddiasının gerçekleri yansıtmadığını iddia ediyor. Ancak satır aralarını okuduğumuzda sadece Nurcu sempatizanı değil. Nurculuk eğitimi veren öğretmen olduğunu görüyorsunuz.
Şimdi Türk Presbiteryen kilisesi papazı olan Yavuz Kapusuz'un Nurcu yurtlarında kaldığını, "Nurcu Papaz" namı ile maruf Turgay Üçal'ın 1982 - 1984 yılları arasında Fatih Kolejinde çalıştığını öğreniyoruz.
Yorumu atalarımız yapmış: Şeceaat arzederken merdi kipti sirkatin söyler.
Gerçekler gerçekten Zaman'la anlaşılıyor. Koyunlarında yetiştirdikleri papazlar, ve boynuzlarında gizledikleri haçlar düşüyor.
Şu gizli ev kiliselerinin son günlerde mantar gibi çoğalmasının sırrı da belli oluyor.
Dün demek ki ışık evi olan yerlerin tabelaları değişiyor sadece...
İki yılda 36 bin ev kilisesinin birden açılmasının başka bir izahı olmasa gerek.
Önce cemaati, sonra papazı, sonra kilisesi hazırlanmış.
Gerçekten de Zaman'ın kırık aynasında bu hareketin "Küçük Dünya"dan,
İslam Dünyasını işgale soyunan neo-conların koynuna, ABD'nin kucağına yani Yeni Dünya'ya savruluşlarının hikayesi gizlidir.
Abant toplantılarının baş müdavimleriden Prof. Dr. Hakan Yavuz'un tesbiti ile, "Kur'an kriterlerini yerine Kopenhag kriterlerine göre Müslümanlık icat etmeye kalkanların, siyonist müslümanların (!) himayesine soyunan bahtsızların" hikayesidir bu.
Önce haftalardır misyonerlik faaliyetlerini küçümsemeye, Hıristiyanlaşan onbinlerce gencin varlığını, açılan 36 bin kiliseyi, dağıtılan milyonlarca İncil'i gözlerden saklamaya çalıştılar.
Bunu da hoşgörü ve diyalog kılıfı içinde yaptılar. İslam'a haçlı seferleri ilan eden ABD ve Vatikan'ı, onlar için gece gündüz çalışan papazları hoşgördüler, diyalog adına onlarla yatıp kalktılar.
Kendilerine merhamet eli uzatan, mümince ikazları yapanları küresel güç odaklarına gammazladılar. İslam'a, Peygamber Efendimize hakaret eden papazları hoş gördüler, onlarla kardeş ve arkadaş oldular, ama "bu yaptıklarınız dini ve milli varlığımıza ve bütünlüğümüze ihanettir" diyenlere iftiralar attılar, komplolar kurdular.
En bayağı yöntemlerle... Tıpkı Yahudilerin Peygamberimize (s.a.v.) attığı iftiralar gibi iftiralar attılar.
Ne hikmetse müminler sözkonusu olunca hoşgörü ve diyalog şöyle dursun, sinsi tezgahlar, iftira kampanyaları açtılar.
Müslüman Türk Milletinin samimi sözcülerini milletin gözünden düşürmek için senaryolar yazanlar papazların, dinden dönenlerin bedava avukatlığına soyundular.
İşte işledikleri şenaatlerine ayna tutan son haberleri: "Papazlar basına kızgın: Geçmişimizi çarpıtmayın".
Bu haber de Zaman gazetesine ait. 1 Nisan 2005 tarihli Zaman haberine göz atın lütfen.
Tam da "şecaat arzederken merdi kıpti sirkatin söyler" özdeyişi ile ifade edilecek bir itiraf.
Haberde son günlerde Tempo dergisinde yer alan AKP grup başkanvekili Salih Kapusuz'un akrabası olduğunu iddia eden papaz Yavuz Kapusuz'un tapusuz ve yine kendisi gibi ilk olarak şuan hükümetin denetiminde olan Star gazetesinde "Nurcu Papaz olarak niteleyen Turgay Üçal'ın avukatlığına soyunuyor Zaman gazetesi.
Ancak tam bir "sirkatin söyler" hali var ortada.
Gazete "papazların nurcu oldukları iddiasının gerçekleri yansıtmadığını iddia ediyor. Ancak satır aralarını okuduğumuzda sadece Nurcu sempatizanı değil. Nurculuk eğitimi veren öğretmen olduğunu görüyorsunuz.
Şimdi Türk Presbiteryen kilisesi papazı olan Yavuz Kapusuz'un Nurcu yurtlarında kaldığını, "Nurcu Papaz" namı ile maruf Turgay Üçal'ın 1982 - 1984 yılları arasında Fatih Kolejinde çalıştığını öğreniyoruz.
Yorumu atalarımız yapmış: Şeceaat arzederken merdi kipti sirkatin söyler.
Gerçekler gerçekten Zaman'la anlaşılıyor. Koyunlarında yetiştirdikleri papazlar, ve boynuzlarında gizledikleri haçlar düşüyor.
Şu gizli ev kiliselerinin son günlerde mantar gibi çoğalmasının sırrı da belli oluyor.
Dün demek ki ışık evi olan yerlerin tabelaları değişiyor sadece...
İki yılda 36 bin ev kilisesinin birden açılmasının başka bir izahı olmasa gerek.
Önce cemaati, sonra papazı, sonra kilisesi hazırlanmış.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012