Yıl 1919 Mayısın 19'u.. Samsun'un Çaltı Burnu'ndan bir güneş doğmuştu. Anadolu'ya Anadolu halkına bir umut doğmuş, bir gelecek olmuştu. O gün Anadolu ve Anadolu insanının durumu neydi? Bu sorunun yanıtı aslında herkesçe biliniyor da bazı kendini bilmezler inkâra kalkışıyorlar. Ne yazık ki güneşi balçıkla sıvayamıyorlar. Bakalım şimdi o tarihlerin Anadolu'suna.
Komşusunun, komşusunu boğazladığı iç ayaklanmalar ve Anadolu'yu kan gölüne çeviren dış savaşlardan yeni çıkmışız. Bu tabloda yeni bir düzen yeni bir rejim kurmuşuz ama:
Fabrikan yok, işçin yok, işadamın yok, mühendisin, doktorun yok, tüccarın, öğretmenin yok. Suyun, barajın yok. Elektriğin, yolun yok. Kadınların hakları yok. Anadolu yoklar ülkesiydi.
Peki, bu tablo karşısında Mustafa Kemal, devletçi yapılanmaya sarılmayıp da ne yapacaktı? Özel teşebbüs yok, olanlar da güçsüz ve sermayesiz ama onlara destek olacak bankacılık sistemi de yok. Biz de Merkez Bankası 1930'da kuruldu. Özel sektör ve devlet işbirliği iç içe olmaktan başka çaresi var mıydı?
1920 yıllarında 11 milyonlu Anadolu. Çoğu yaşlı, erkekler, savaş yorgunu ve savaş sakatı? Toplumun yüzde 95'i okur yazar değil. Anadolu'da kitaplıklar yoktu.
"Az zamanda çok işler başardık," diyen Atatürk'ün yaklaşımına karşı çıkan kendini bilmezler, yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmandığımızı görmezlikten gelmektedirler.
Kısa zamanda savaştığımız Yunan'la bile dostluk kurduk. Avrupa'da saygın bir ülke olduk.. Geldik 2017'ye hiçbir şeyi olmayan bu ülke, şükür, bir asır içinde nereden nereye geldi. Artık her şeyimiz var yalnız birlik beraberliğimiz yok. Toplumsal ruhumuz yok. Bireysel duyarlılığımızı yitirdik.
Kurtuluş Savaşı sonrası açılan okuma- yazma seferberliği ile okur-yazar oranımızın artması, açılan millet mektepleri ile toplumun çağdaş düzeye çekilmesi gerçekten övünülecek yaklaşımlar olmuştur.
Biz, o günün demiryollarını, kazma-kürekle ve insan gücü ile yaptık. Köprülerimizin, yollarımızın yapımında insanımızın alın teri vardır. İmece usulü ile yapılan yollar, köprüler bu vatanı buraya taşımıştır.
Bugün barajlarımız var ama tarım yok oluyor. Bugün fabrikalarımız var ama üretim yeteri kadar değil. Bugün okullarımız üniversitelerimiz var ama işsizlik oranı gün geçtikçe çığ gibi büyüyor.
Cumhuriyetle birlikte kurulan Sümerbank, Etibank gibi kuruluşlar sistem gereği kapatıldı veya özel kuruluşlara devir edildi. Böylece özel teşebbüsü dengeleyen devlet kuruluşları yok edildi.
Dün köyden kasabaya at sırtında veya yürüyerek gelen insanımız, şimdi bineceği aracı seçiyor. Artık traktörü, özel aracı, evinin elektriği, suyu var olan toplum olduk. Şehirdeki olanaklar köylerde de var. Bu büyük bir mutluluktur.
Ama insanı güvenceler, komşunun komşuya, vatandaşın devlete karşı saygınlığı ve sevgisi kalmadı.
19 Mayıs 1919'dan 2017'ye gelirken çok yorulduk. Çok çalıştık. Kimimiz nutuk söyledik, kimimiz öldük. Biz, bu ülkenin var olmasında emeği geçen insanlara saygılı olmak zorundayız. Kurtuluş Savaşı'na karşı olan vatan hainlerinin ve onların torunlarının cılız sesleri bizi çağdaş ülke ülkümüzden geri döndüremeyecektir.
Bizler, ulusal ve dini bayramlarımızı coşku ile sevgiyle saygıyla birlik beraberlik içinde kutlamak ve o coşkuyu ve ulusal duyguyu yaşamak istiyoruz.
Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Komşusunun, komşusunu boğazladığı iç ayaklanmalar ve Anadolu'yu kan gölüne çeviren dış savaşlardan yeni çıkmışız. Bu tabloda yeni bir düzen yeni bir rejim kurmuşuz ama:
Fabrikan yok, işçin yok, işadamın yok, mühendisin, doktorun yok, tüccarın, öğretmenin yok. Suyun, barajın yok. Elektriğin, yolun yok. Kadınların hakları yok. Anadolu yoklar ülkesiydi.
Peki, bu tablo karşısında Mustafa Kemal, devletçi yapılanmaya sarılmayıp da ne yapacaktı? Özel teşebbüs yok, olanlar da güçsüz ve sermayesiz ama onlara destek olacak bankacılık sistemi de yok. Biz de Merkez Bankası 1930'da kuruldu. Özel sektör ve devlet işbirliği iç içe olmaktan başka çaresi var mıydı?
1920 yıllarında 11 milyonlu Anadolu. Çoğu yaşlı, erkekler, savaş yorgunu ve savaş sakatı? Toplumun yüzde 95'i okur yazar değil. Anadolu'da kitaplıklar yoktu.
"Az zamanda çok işler başardık," diyen Atatürk'ün yaklaşımına karşı çıkan kendini bilmezler, yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmandığımızı görmezlikten gelmektedirler.
Kısa zamanda savaştığımız Yunan'la bile dostluk kurduk. Avrupa'da saygın bir ülke olduk.. Geldik 2017'ye hiçbir şeyi olmayan bu ülke, şükür, bir asır içinde nereden nereye geldi. Artık her şeyimiz var yalnız birlik beraberliğimiz yok. Toplumsal ruhumuz yok. Bireysel duyarlılığımızı yitirdik.
Kurtuluş Savaşı sonrası açılan okuma- yazma seferberliği ile okur-yazar oranımızın artması, açılan millet mektepleri ile toplumun çağdaş düzeye çekilmesi gerçekten övünülecek yaklaşımlar olmuştur.
Biz, o günün demiryollarını, kazma-kürekle ve insan gücü ile yaptık. Köprülerimizin, yollarımızın yapımında insanımızın alın teri vardır. İmece usulü ile yapılan yollar, köprüler bu vatanı buraya taşımıştır.
Bugün barajlarımız var ama tarım yok oluyor. Bugün fabrikalarımız var ama üretim yeteri kadar değil. Bugün okullarımız üniversitelerimiz var ama işsizlik oranı gün geçtikçe çığ gibi büyüyor.
Cumhuriyetle birlikte kurulan Sümerbank, Etibank gibi kuruluşlar sistem gereği kapatıldı veya özel kuruluşlara devir edildi. Böylece özel teşebbüsü dengeleyen devlet kuruluşları yok edildi.
Dün köyden kasabaya at sırtında veya yürüyerek gelen insanımız, şimdi bineceği aracı seçiyor. Artık traktörü, özel aracı, evinin elektriği, suyu var olan toplum olduk. Şehirdeki olanaklar köylerde de var. Bu büyük bir mutluluktur.
Ama insanı güvenceler, komşunun komşuya, vatandaşın devlete karşı saygınlığı ve sevgisi kalmadı.
19 Mayıs 1919'dan 2017'ye gelirken çok yorulduk. Çok çalıştık. Kimimiz nutuk söyledik, kimimiz öldük. Biz, bu ülkenin var olmasında emeği geçen insanlara saygılı olmak zorundayız. Kurtuluş Savaşı'na karşı olan vatan hainlerinin ve onların torunlarının cılız sesleri bizi çağdaş ülke ülkümüzden geri döndüremeyecektir.
Bizler, ulusal ve dini bayramlarımızı coşku ile sevgiyle saygıyla birlik beraberlik içinde kutlamak ve o coşkuyu ve ulusal duyguyu yaşamak istiyoruz.
Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023