Kalkınmış ülkeler, bir kalkınma stratejisi belirleyerek ve ona harfiyen uyarak kalkınmışlardır. Dünyada IMF programıyla kalkınmış tek bir ülke gösterilemez. Zira böyle bir ülke yoktur. Kalkınmış ülkeler, ne IMF programıyla kalkınmışlar, ne de hiçbir dönem IMF programı uygulamışlardır. Meselâ İngiltere, Fransa ve Almanya, hangi yıllar IMF programı uyguladılar? Hiçbiri, hiçbir zaman böyle bir şey yapmamıştır. IMF programı uygulayan ülkelere bakalım: Etiyopya, Kenya, Ruanda, Tanzanya, Uganda, Zambia, maalesef bir de Türkiye kaldı. IMF programlarının en tipik özelliği şudur: IMF, iyi gittiğini ilân ettiği her programdan sonra mutlaka kriz çıkar. "IMF'yi Kapatmak İçin 10 Neden" adlı kitabın yazarı Kevin Dahaer, IMF'yi bir kancaya benzetir ve "kancaya takılanın bir daha ayrılamayacağını" söyler. Gerçekten de IMF programları bağımlılık yapıyor. Onun içindir ki, bağımsız ekonomik program uygulamak ve kalkınmak isteyen her ülke, IMF ile ilişkileri kesmek zorundadır. Halbuki AKP hükümeti tam aksini uyguluyor. AKP hükümetinin bu uygulamalarını Milliyet Gazetesi köşe yazarlarından Yaman Törüner, "Denileni yapıyor, istenileni veriyor" başlıklı yazısında şöyle anlatıyor: "IMF, 'dalgalı kur' dedi. Dalgalı kur uyguladılar. IMF, 'Faizleri yüksek tutun' dedi. Faizleri yüksek tuttular. Dünyada en yüksek reel faizi bize reva gördüler. Bunun adını da başarı koydular... IMF, 'İşsizliği sorun etmeyin' dedi. İşsizleri yok saydılar. En son, işsizliğin bir yıl sonra azalacağını söyleyip, boş umutlarla bizi kandırma yolunu seçtiler. IMF, 'İhracatla ilgilenmeyin' dedi. İhracatçının sorunlarını, yapısal nedenlerle açıklamaya çalıştılar. İhracatçıyı öldürmenin, ülke ekonomisini yok etmekle eşdeğer olduğunu umursamadılar. IMF, 'Yeni vergiler koyun' dedi. Yeni vergiler koydular... IMF. 'Herşeyi satın' dedi. Mal bırakmamacasına, her şeyi satışa çıkardılar. Özelleştirme gelirleriyle, yeni yatırımlar yapmayıp, iç ve dış borçların faizlerini ödediler... IMF, 'Ekonomiyi tamamen dışa bağımlı hale getirin' dedi. Getirdiler. Sıcak paraya % 60 net getiri sağladılar. Merkez Bankası rezervlerini yüksek tutup, yabancıların emrine açtılar. Ekonomi, yabancıların istediği anda kriz çıkarabileceği kırılgan bir hale geldi".(6 Şubat 2006). Türkiye gibi ülkelerin hepsinde durum böyledir. Yani kriz şartları hazır bir şekilde bekletilir, kriz çıkarmak an meselesidir. O bakımdan kriz çıkınca, ekonomik şartlara değil, siyasi şartlara bakmak gerekir. IMF programlarının bir başka özelliği de geçici olmalarıdır. Daha doğrusu, kısa süre içerisinde uygulanır ve terk edilirler. Bu programlarından kalıcı çözüm beklenmez. Çünkü IMF programlarının, bazı ilâçlar gibi yan etkileri çoktur. Yan etkiler artınca revizyona gitmek şart olur. Ne gariptir ki, AKP hükümeti IMF programlarını kalıcı kılmış, revizyonu dahi düşünmüyor. Halkın feryatlarına kulaklar tıkanmış halde, yola devam ediliyor. Durumun tahammül sınırlarını aştığını gören programın baş mimarı Kemal Derviş bile, revizyon uyarısı yapıyor. Diyor ki: "Çeşitli araçları kullanarak ve bunu temel bir sorun olarak kabul ederek, bir ayarlama ve rota değişikliği yapılabilir. Hiçbir program sürekli devam etmez. Programda radikal değişikliklere gidilmeden bazı düzenlemeler yapılması gerekir". Kemel Derviş'in "radikal değişiklik" dediği, Rusya, Arjantin ve Brezilya gibi ülkelerin yaptığıdır. Bu ülkeler, IMF'ye olan borçlarını ödeyerek ilişkilerini kesmiş, ekonomik programlarını kendileri hazırlamışlar ve hepsi de başarılı sonuçlar almışlardır. Kemal Derviş'in uyarısına cevap, Devlet Bakanı Ali Babacan'dan geldi. Babacan, "Çok sıktınız, biraz gevşetin gibi söylemler var. Bu yönde beklentileri olanlar heveslenmesin... Asla taviz yok. Hiçbir söylentiye, duyuma prim vermeyeceğiz". IMF'ye, IMF programlarına böylesi bir sadakat, dünyada görülmemiş. İnsan biraz olsun, sağa sola, halkın haline bakar. Herhalde IMF'ye sadakat, gözleri kör ediyor. O halde çare, görmeyenleri görevden uzaklaştırmaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018