Gecenin karanlığında dönen tekerlekler ve yağmur sesi... İnsanın varoluşu ve ölümü... Şimdi "var"mışız yani biz öyle algılıyoruz, halbuku "adem" yokluk demekmiş. Biz Allah'a (cc) teslim olduğumuz ölçüde "yok" muşuz ve bu hal istenen halmiş. Allah (cc) insana iyi günlerde vermiş, kötü günler de, hastalık, yoksulluk, ayrılıklar ve ölüm acısı insanın hayatı üç-beş kelime ile özetlenebilir. Fakat insan ruhu özetlenemez, ruh insanın Rabb'i ile olan bağdır. İnsan ruhunu beslemelidir, Besmele ile Fatiha ile ayetler, hadisler güzel sözler ile... Ve insan ruhunu bezemelidir sevgi ile, aşkullah ile zikrullah ile... Arasıra dağlara gitmelidir en narin çiçekleri görmek için "Ya Rabb'i sen bu çiçekleri ne güzel, ne latif yaratmışsın" diyebilmek için. Ve sonra yüce ağaçlara bakmalıdır, benzetmelidir onları ihtiyar ve fakat heybetli insanlara... Koca dağların, yalçın kayalıkların ihtişamını görmelidir. İnsan Allah'ı (cc) zikrettikçe kendinde büyüyen ihtişamı ve özetlenmeyecek "yüce mana"yı görmelidir. İnsan seyr-i sülük ederken iç aleminde neler olup bittiğini, hangi kötü duygulardan arınıp, hangi yüce duygularla donandığını, belki okuyarak, belki sorarak, belki hissederek farketmelidir, ama mutlaka bir şekilde farketmelidir. İnsan kafalarındakiler ve gönüldekilerle inandığı değerler için bir şeyler yapması gerektiğini, yakınlarından başlayarak ne kadar aydınlandıysa o kadar aydınlatması gerekebileceğini farketmelidir. Ve şükretmek gerekir peygamber varisleri, gece gündüz aldıklarını verme telaşındalar, bir yüce davanın telaşındalar, İla-yı Kelimetullah için, karanlığı yarmak için. İnsan yüce bir manadır, kendisini bildiği ölçüde, insan ancak Allah (cc) bildirince bilir kendini, kendine açılan kapıları açar, kendi diyarının içinden geçer. İnsan kendi değerini bilseydi, hiç kendine yakışmayanla vakit geçirir miydi? Kötü söz söyler miydi? Gıybet eder miydi? Harama el uzatır mıydı? Harama bakar mıydı? Vaktini boşa geçirir miydi? İnsan kendi değerini bilseydi. Her gün Allah (cc) için bir şeyler yapması gerektiğini düşünmez miydi? İnsan kendine açılan kapıların anahtarını bulmasaydı hiç "Bir ben vardır benden içeri" diyebilir miydi? Bizim Yunus Tasavvufla ilgili her yazıya konu olabilecek güzel satırlar yazabilir miydi? Ve insan üzerine giden yolda cefalar çekmeseydi hiç içinde bulunduğu halin kiymetini bilebilir miydi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022