Fırtına öncesi kritik ziyaretler
Türkiye, Ortadoğu merkezli çok kritik gelişmelerin tam merkezinde yer alıyor. Son iki hafta içinde Ankara'ya yapılan üst düzey ziyaretler, fırtına öncesi ziyaretler olarak değerlendiriliyor
11.02.2017 00:00:00
16 Nisan'da yapılacak anayasa referandumuna kilitlenen Türkiye, baş döndüren bir diplomasi trafiğine sahne oluyor. Son iki hafta içinde Ankara'ya yapılan üst düzey ziyaretler önemli gelişmelerin yakın olduğunu işaret ediyor.
Bu süre içerisinde İsrail heyetleri, İngiltere Başbakanı Theresa May, Almanya Başbakanı Angela Merkel, CIA Başkanı Mike Pompeo, İngiltere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Stuart Peach ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Türkiye'ye gelerek kritik görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde Suriye, mülteciler, Irak, terör, enerji, Kıbrıs, Ege ve FETÖ gibi kritik konular ele alındı.
Donald Trump yönetimiyle birlikte yeni bir Ortadoğu planı geliştiren ABD bu plan kapsamında Türkiye'yi Rakka'ya sokmak istiyor. El Bab operasyonunun sonuna gelindiği yönünde mesajlar veren Ankara ise DEAŞ'ın Suriye'deki merkezi Rakka'ya ABD ile birlikte operasyon düzenleme konusunda istekli görünüyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rakka operasyonuna ilişkin, "Bölgesel ülkeler ve koalisyonun içindeki ülkeler olarak özel kuvvetlerimizi devreye sokabiliriz, sokmamız gerekir" diyerek bu niyeti ortaya koymuştu.
BM Genel Sekreterinden ilk ziyaret
Ardı ardına önemli isimleri ağırlayan Türkiye'nin bu bağlamdaki son konuğu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres oldu. İlk kez Türkiye'ye gelen Guterres İstanbul'da Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Guterres ile Yıldırım Başbakanlığın Dolmabahçe ofisinde basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
10 Yıl boyunca BM Mülteciler Yüksek Komiseri olarak görev yaptığını ifade eden Guterres, "Bu süre içinde Türkiye en fazla mülteci kabul eden ülke oldu. Türk halkının cömertliğini gördüm. Bu cömertlik karşılıksız kalmamalı. Birçok ülke sınırlarını kapatmakta. Sorumluluktan kaçıyorlar" dedi.
Kıbrıs konusuna da değinen Guterres, "iki lider sürekli bir araya geliyor ve çözülmesi gereken konular üzerinde detaylıca görüşüyorlar. Aynı zamanda garantör ülkelerle müzakere edilmesi gereken hususlar var. Konferansın net tarihi belirli değil ancak en kısa sürede başarıya ulaşacağımızdan eminim. Ben en iyi rolü oynamak istiyorum. BM'nin buradaki rolü liderlik değil. Bizler destek kuvvetiz ben elimden geldiğince bunun için başarılı olması için rolümü oynayacağım" dedi.
'Asıl çözüm mültecilerin geri dönmesi'
Başbakan Binali Yıldırım ise mülteciler konusunda, "Şu anda dünya genelinde 55 milyon civarında mülteci var. Bunu en yakın bilen tecrübe eden ülke Türkiye'dir. Türkiye mültecilere yaklaşımında asla cimri olmadı, menfaat peşinde olmadı. Komşularımız ölümden korunmak için canlarıyla bize sığındı biz de ekmeğimizi paylaştık. AB'nin mülteci akımını önlemek için bizimle yaptığı bir anlaşma var. Bu anlaşma ağır aksak da olsa yürüyor. İstiyoruz ki bu konuda duyarlılık daha fazla olsun ve asıl çözüm bu mültecilere bakmak değil asıl çözüm bunların memleketlerine dönüp orada yaşamlarını sürdürmeleri" dedi.
"ABD ile uçuşa yasak bölgeyi konuşuyoruz"
"Suriye'de terörden arındırılmış bölgeler olması önemli" diyen Yıldırım şöyle devam etti: "Uçuşa yasak bölgesini de bu çerçevede değerlendirmek lazım. Bunu Amerikalı dostlarımızla görüşüyoruz. Oluşturulacak güvenli bölge, mültecilerin herhangi bir tehlike yaşamadan hayatlarını sürdürebilecekleri terörden arındırılmış bölgeler olmalı. Bu konuda BM'yi önemli görevler düşüyor."
Türkiye'nin Astana'da yapılan Suriye konulu zirvede de önemli bir rol oynadığını anlatan Guterres ise "Astana'da yapılanlardan sonra Cenevre'deki çalışmaların devam etmesi gerekiyordu. Türkiye bunun için de çalıştı. Cenevre daha çok siyasi bir çözüme ulaşılması için çabalamakta. Biz bu noktada yaptığı çalışmalardan dolayı Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Bu süre içerisinde İsrail heyetleri, İngiltere Başbakanı Theresa May, Almanya Başbakanı Angela Merkel, CIA Başkanı Mike Pompeo, İngiltere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Stuart Peach ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Türkiye'ye gelerek kritik görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde Suriye, mülteciler, Irak, terör, enerji, Kıbrıs, Ege ve FETÖ gibi kritik konular ele alındı.
Donald Trump yönetimiyle birlikte yeni bir Ortadoğu planı geliştiren ABD bu plan kapsamında Türkiye'yi Rakka'ya sokmak istiyor. El Bab operasyonunun sonuna gelindiği yönünde mesajlar veren Ankara ise DEAŞ'ın Suriye'deki merkezi Rakka'ya ABD ile birlikte operasyon düzenleme konusunda istekli görünüyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rakka operasyonuna ilişkin, "Bölgesel ülkeler ve koalisyonun içindeki ülkeler olarak özel kuvvetlerimizi devreye sokabiliriz, sokmamız gerekir" diyerek bu niyeti ortaya koymuştu.
BM Genel Sekreterinden ilk ziyaret
Ardı ardına önemli isimleri ağırlayan Türkiye'nin bu bağlamdaki son konuğu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres oldu. İlk kez Türkiye'ye gelen Guterres İstanbul'da Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Guterres ile Yıldırım Başbakanlığın Dolmabahçe ofisinde basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
10 Yıl boyunca BM Mülteciler Yüksek Komiseri olarak görev yaptığını ifade eden Guterres, "Bu süre içinde Türkiye en fazla mülteci kabul eden ülke oldu. Türk halkının cömertliğini gördüm. Bu cömertlik karşılıksız kalmamalı. Birçok ülke sınırlarını kapatmakta. Sorumluluktan kaçıyorlar" dedi.
Kıbrıs konusuna da değinen Guterres, "iki lider sürekli bir araya geliyor ve çözülmesi gereken konular üzerinde detaylıca görüşüyorlar. Aynı zamanda garantör ülkelerle müzakere edilmesi gereken hususlar var. Konferansın net tarihi belirli değil ancak en kısa sürede başarıya ulaşacağımızdan eminim. Ben en iyi rolü oynamak istiyorum. BM'nin buradaki rolü liderlik değil. Bizler destek kuvvetiz ben elimden geldiğince bunun için başarılı olması için rolümü oynayacağım" dedi.
'Asıl çözüm mültecilerin geri dönmesi'
Başbakan Binali Yıldırım ise mülteciler konusunda, "Şu anda dünya genelinde 55 milyon civarında mülteci var. Bunu en yakın bilen tecrübe eden ülke Türkiye'dir. Türkiye mültecilere yaklaşımında asla cimri olmadı, menfaat peşinde olmadı. Komşularımız ölümden korunmak için canlarıyla bize sığındı biz de ekmeğimizi paylaştık. AB'nin mülteci akımını önlemek için bizimle yaptığı bir anlaşma var. Bu anlaşma ağır aksak da olsa yürüyor. İstiyoruz ki bu konuda duyarlılık daha fazla olsun ve asıl çözüm bu mültecilere bakmak değil asıl çözüm bunların memleketlerine dönüp orada yaşamlarını sürdürmeleri" dedi.
"ABD ile uçuşa yasak bölgeyi konuşuyoruz"
"Suriye'de terörden arındırılmış bölgeler olması önemli" diyen Yıldırım şöyle devam etti: "Uçuşa yasak bölgesini de bu çerçevede değerlendirmek lazım. Bunu Amerikalı dostlarımızla görüşüyoruz. Oluşturulacak güvenli bölge, mültecilerin herhangi bir tehlike yaşamadan hayatlarını sürdürebilecekleri terörden arındırılmış bölgeler olmalı. Bu konuda BM'yi önemli görevler düşüyor."
Türkiye'nin Astana'da yapılan Suriye konulu zirvede de önemli bir rol oynadığını anlatan Guterres ise "Astana'da yapılanlardan sonra Cenevre'deki çalışmaların devam etmesi gerekiyordu. Türkiye bunun için de çalıştı. Cenevre daha çok siyasi bir çözüme ulaşılması için çabalamakta. Biz bu noktada yaptığı çalışmalardan dolayı Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.