Papağan herkesin bildiği gibi taklit yeteneğine sahip olan bir kuş türüdür. Sahibinin söylediklerini bir zaman sonra söylemeye, tekrar etmeye başlar.
Buraya kadar her şey tamam. Ancak ben günümüz papağanlarından bahsetmek istiyorum. Suretleri biraz farklı olsa da aslında yaptıklarının başka türlü izahı yok.
Söylemek istediklerimi şu örnekle açıklamak isterim:
Diyelim ki siz kafesteki papağanınıza kafesten nasıl çıkabileceğini her gün belirli aralıklarla söylediniz. Ve gördünüz ki bir zaman sonra o papağan dediklerinizi harfiyen tekrar etmeye yani sizi 'taklit' etmeye başlamış.
Asıl soru şurada: O papağan çareyi duydukları aracılığıyla taklit edip söyleyebildiğine göre bu kafesten kaçabileceği anlamına mı geliyor? Yani sahibinden duyduklarını taklit eden kuş o kafesten kurtulup özgürlüğüne kavuşabilir mi?
Tabii ki hayır. Kuş beyinli sonuçta...
Duyduklarını sadece 'taklit etme' yeteneğine sahip. Akıl süzgecinden geçirme ya da duyduklarını uygulamaya koyabilme yetisine sahip değil.
Kısacası o kuş, söylediklerine bakınca bir şeyler biliyormuş gibi gözükse de o kafesi açıp onu özgürlüğüne kavuşturacak o 'el'e muhtaç.
İşte "günümüzün papağanları" da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in defalarca söylediği, kurtuluşun tek anahtarı Sosyal Devlet Milli Devlet projesinden, Milli Ekonomi Modeli tezinden bazı cümleleri tekrarlamak ile meşguller. Ancak şu gerçekle yüzleşmeliler ki sonları o papağandan pek de farklı değil. Bu hikayede en fazla papağan olabilecek kudretteler.
İşte papağanın kafesten çıkabileceğine inanmak ne kadar saçmaysa, günümüzün taklitçi papağanlarına güvenip onların izinden gitmek, onlardan kurtuluş beklemek de bir o kadar saçmadır. Peki, kurtuluş nerededir? İşte kurtuluş papağana kafesten nasıl çıkacağını söyleyen o 'el'dedir.
Milli Ekonomi Modeli teziyle 4 milyar insanın yaşadığı BRICS ülkelerini ayağa kaldırmış, dünya dengelerini değiştirmiş o kudretli el ve onun kadrosu her zaman olduğu gibi şu anda da tek çaremizdir.
Papağanların bu hikayeye tek faydası nedir bilir misiniz? Papağanın bunu tek başına 'düşünecek' yetiye sahip olmadığını bildiğimiz için kurtuluşu bilen biri olduğunu ve aslında kuşun onu taklit ettiğini bariz belli etmesidir.
Biz de son zamanlarda yapılan alıntılardan, çalıntılardan papağanların tekrarlarından artık açıkça görmeliyiz ki bizi refaha eriştirecek, hak ettiğimiz yaşantıyı bize sürdürecek bir el var. İşte o el Prof. Dr. Haydar Baş ve bize emanetleridir. Bugünler kapitalizm kafesinin kapılarını aralayıp huzura, adalete, refaha uçmak için O'nun hayatı boyunca sürdürdüğü davasını omuzlanmanın tam vaktidir.
Şu devirde aslında biz sahip çıktıkça bize daha çok sahip çıkacak olan o emanetleri sahiplenmek 7'den 70'e bu ülkedeki herkesin boynunun borcudur.
- Nurcan Karakaya: Sene 2040 / 19.12.2024
- İlyas Güneştekin: İsrail’in önündeki bir engel daha kalktı / 13.12.2024
- MELEK KERESTECİ : Vatan sevgisi imandandır / 11.03.2024
- R.Sümeyye Aydın: Hüseyin Baş’ın mücadelesi / 27.05.2023
- FATİH KIVIK: Son çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş hocamız / 18.04.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Millete rağmen o koltukta oturulmaz / 28.03.2023
- FATIMA ZEHRA AYDIN: Milletimiz Ata’sını arıyor-1 / 16.02.2023
- Şener KONUKSEVEN: Canım vatanım / 01.11.2022
- Ali Hamza Aydın: Kim bu Hasan Yeşildağ? / 25.08.2022