Hep düşünmüşümdür, "Eşitlik olmadan özgürlük olur mu" diye. Çünkü özgürlüğün temeline indiğimizde altından eşitlik çıkıyor gibi. Özünde insanlar özgürlüğü eşitlik olarak düşünmüşlerdir. Özgür insan, köle değildir. Başkalarının bağımlısı da değildir. Konuyu biraz daha açarsak özgür insan başkalarıyla eşit olandır. Başkalarının istediğini değil kendi istediğini yapan insandır.Siyasal açıdan baktığımızda eşitlik, insanların toplumla ve devletle ilişkilerini düzenlemektir. Biliyoruz ki insanlar, yasalar karşısında eşit olmak özgürlüğünü özlemiş ve tarih boyunca bunun savaşını vermişlerdir. Ama ne kadar iyimser bakarsak bakalım, ne kadar demokrasi kurallarını işlettiğimizi düşünürsek düşünelim, bir toplumda her insanın aynı haklara sahip olamadığını görüyoruz. Kısaca insanlar eşit değildir.Şu bir gerçek ki benim köyümdeki vatandaşımla, bir Başbakanın oğlu yasalar karşısında eşit olamadı ve bu yaklaşımla da olamaz. Makamlar büyüdükçe, kişiler, devlet yetkisini kendisinde topladıkça eşitlik ilkesi o oranda bozuluyor. Çünkü o insan, devletin var olan gücünü kendisine ve kendi ailesine, yandaşlarına kullanıyor. Bu da gösteriyor ki kişiler için yasaların kâğıt üzerinde eşitliği belirlemesi yeterli değildir. Töresel kavramların, manevi yapılanmanın da eşitlik için ön planda olması gerekiyor.Demokrasi ve yazma-düşünme özgürlüğü, herkes için vardır. Ancak herkesin yasalara aynı ölçüde uyması da gerekiyor. Ama bir bakıyorsunuz, devletin üst düzey görevlisi Danıştay'ın kararlarını hiçe saydığı gibi mevcut Anayasa'yı da tanımıyor. Ama aynı şeyleri sade bir vatandaş dillendirse, o insan vatan haini veya terörist oluyor.Aslında bu yazımızda siyasal özgürlük(eşitlik) kavramını ön plana çıkarmak istiyorum. O nedenle konumuzu dağıtmayalım. İnsan düşünen ve düşündüğünü uygulamayı isteyen varlıktır. Bu nedenle özgürlük için dört temel esası öne çıkarmakta yarar var:1.Yasal Özgürlük: Yasa egemenliği öne çıkarılmalıdır. Başka bir deyişle yasanın gücü üstünde hiçbir kişinin gücü olmamalıdır. Yönetilenler de yönetenler de yasaların gücüne inanmalıdırlar. Hiçbir kişi yasalara aykırı bir yaklaşımla suçlanmamalıdır. Ülkemizde Ergenekon, Balyoz gibi davalarda bunun örneklerini gördük ve yaşadık. Özetlersem, Her insan yasalar karşısında eşit olmalıdır.2. Siyasal Özgürlük: Yasa özgürlüğü, beraberinde söz özgürlüğünü getirmektedir. İnsanlar düşündüklerini söyleyebilmeli, yazabilmelidirler. Ancak bu, yasa özgürlüğü olmadan gerçekleşemez. Çünkü yasadışı ve keyfi olarak tutuklanan veya gözaltına alınan kişi, kendini savunması olanaklı değildir. Ben başkalarına ve devlete zarar veren eylemlerin gerçekleşmesinden söz etmiyorum. Eşitlik duyguları ve gerçekleri içinde her söz, bir değer taşımalıdır. Düşüncesinden dolayı kişi veya toplumlar kınanmamalıdır da.3. Söz Özgürlüğü: Her halde insanlar duygularını, düşüncelerini duvarlara söylemezler. Bu nedenle insanlar, toplanabilmeli, konuları tartışabilmelidirler. Bu da ancak toplanma özgürlüğü ile mümkündür. Geri bıraktırılmış ülkelerde söz ve toplanma özgürlüğü kısıtlanmıştır. Toplanabilmek için izin almak zorundadırlar. Gerekçesi ise söz özgürlüğünü kısıtlamaktan çok başkalarına zarar vermek olarak gösterilir.4. Toplanma Özgürlüğü: Örgütlenme olmadan toplanma olamaz. Bir siyasi parti, sendika, dernek gibi örgütlü kuruluşlar, insanları toplayabilir ve insanlar da hangi amaçla toplandıklarını bilir. Maalesef yasal özgürlüğe karşın, toplanma özgürlüğünün kısıtlanması gibi çelişkiyle karşı karşıyayız. Bu yaklaşım ise keyfiliğe kaçıyor. Keyfiliğe neden ise, yöneticilerin özgürlük ve eşitlik kavramını içlerine sindiremediklerinden kaynaklanıyor.Bu yaklaşımlar gösteriyor ki, eşitlik ile özgürlük iç içedir. Bu dört kavram karşımıza eşitliği, mutluluğu, özgürlüğü, erdemliği getirmektedir. Bu da "Yaşamak" anlamıdır. İnsanca yaşamaktır. Bilmem ki demokrasi olmadan da insanca yaşanılır mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023