Prof. Dr. Haydar Baş yıllardan beri; "Esasen dünyada çarpışan inançlardır. Siyasi sebepler, iktisadi sebepler bunun görünen kısımlarıdır. Asıl temelde olan mücadele, inançlarımızdır." Yahudilerin ve Protestan ABD'lilerin, kutsal kitap olarak Ahd-i Atik'i kabul ederler. Protestanların inancına göre Mesih'in gelmesi ve Hıristiyanların, "Tanrı'nın Krallığını" kurabilmeleri Yahudilerin, Arz-ı Mevud'a sahip olmalarına bağlıdır. Vatikan'da aynı inançtadır.
Ortadoğu'da yaşanan vahşet, bu vahşetin sahipleri tarafından bizzat "haçlı seferi" olarak adlandırılmıştır." Gerçeğini milletimize, ülkemizi idare edenlere anlatmaya çalışıyor.
Sayın Baş, Yahudi ve Hıristiyanların bu inançlarına ulaşmak için hangi siyasi ve ekonomik taktikleri uygulayacaklarını, Müslümanları içten içe nasıl birbirlerine düşman edeceklerini da anlattı, anlatıyor.
Şubat 1995: "Güneydoğu tampon bölge haline getirilecek, eğitim kampları oluşturulup, fiili devlet kurulacaktır."
Mart 1998; "Kürdistan kılıftır, hedef büyük İsrail'dir." Derken, DSP-MHP-ANAP koalisyonunda imzalanan ikiz yasalar için; "Amaç, ülke bölünmeye gittiğinde yabancıların (BM'nin ve NATO'nun ) müdahalesine zemin hazırlamaktır" ikazında bulunmuştu.
1998'de açıktan fiiliyata geçirilen 'Dinler arası Diyalog' anlayışına tek başına karşı duran Sayın Baş, BOP, Arap Baharı, Medeniyetler ittifakı süreçlerine de yine tek başına karşı durdu, durmaya devam ediyor.
Irak'ta resmi olmayan bir 'Kürdistan' ilan edilmiş vaziyette. Suriye'de de benzer bir tablo var. Türkiye'de ise diller 'bağımsız Kürdistan, özerklik, federasyon' söylemleri ve zirve yapan terör var. Artık doğu ve güneydoğu'dan şehit haberleri birer, ikişerli değil beşer, onarlı geliyor.
Prof. Dr. Haydar Baş, millet ve idarecilerin kulak tıkamasına rağmen hakkı, hakikati söylemekten vazgeçmedi, vazgeçmiyor.
Son bir ay içerisinde Elazığ, İstanbul, Trabzon ve Ankara'da yaptığı açıklamalarda Yahudi ve Hıristiyanların inançlarının gereği olarak İslam Coğrafyasındaki katliamlarına, fitnelerine dikkat çekti.
Kameralara bir harita gösterdi ve Arz-ı Mev'ud planları kapsamında Türkiye'nin, Doğu ve Güneydoğu'sunun hedef alındığını, Tevrat'tan ve İsrail'in kurucusu Theodor Herzl'den örnekler göstererek tekrar anlattı.
"Eski Ahit'te (Tevrat) Arz-ı Mev'ud ile ilgili bölüm. 'O gün Rab, Abram ile -yani Hz. İbrahim ile- anlaşma yaparak ona şöyle dedi: 'Mısır ırmağından Fırat ırmağına kadar bu toprakları senin soyuna vereceğim. Ayak basacağınız her yer sizin olacak. Sınırlarınız çölden Lübnan'a, Fırat ırmağından Akdeniz'e kadar uzanacak.' İsrail'in kurucusu Theodor Herzl ise sınırlarını şöyle tarif ediyor: 'Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki dağlara, güneyde Süveyş Kanalı'na kadar uzanır. Sloganımız David ve Solomon'un Filistin'i olacaktır."
Sayın Baş sözlerine şöyle devam etti; "Şimdi beni eleştiren sözde şeriatçılara söylüyorum, Arz-ı Mev'ud haritasına göre Adana, Hatay, Kilis, Gaziantep, Diyarbakır, Van ve Hakkâri'ye kadar Güneydoğu'nun tamamıyla Doğu Anadolu'nun büyük kısmını kapsamaktadır. Peki, bunlar niçin bunu gizliyorlar, Haydar Hoca uyduruyor diyorlar? Bunlar millet ayıkır ve Haydar Hoca'nın etrafında toparlanır, biz de hapı yutarız diye düşündükleri için."
VE YÜZLEŞME
Evet, Sayın Erdoğan başta olmak üzere, Milli Görüş'ten gelen bütün AKP'liler, Milli Görüşçüler, Cübbeli tayfası (Nakşiler) diğer cemaatler, medyanın dincileri vs. Sayın Baş'ın gösterdiği haritadan haberleri yok mu?
Emin olun hepsinin haberleri var. Siyasette büyümeye başlamadan (1994'ten) önce hepsinin ellerinde aynı harita (ki bu harita bütün NATO komutanlarında, ABD üstlerinde, Kandil'de de var) vardı.
Bu harita yanında tahrif edilmiş Tevrat ve İncil'in Müslümanlar, Anadolu ve İslam Coğrafyasıyla ilgili bölümlerini vakıflarında, yurtlarında, derneklerinde her daim gündem ederler, doldurdukları vaaz kasetlerinde, camilerde her daim anlatırlardı.
Öylesine ifadeler kullanırlardı ki, yarım saat dinleyen ABD, AB, İsrail düşmanı olurdu. Gün geldi, önlerine koltuk kondu. Nefisler aldandı ve koltuğa razı oldular. Şimdi ABD kadim dost, İsrail ihtiyacımız olan bir ülke, AB ise zaten nikahlımız.
Ama unutma! Bu tablonun büyük ortağı sensin. (Milletimizdir)
Ortadoğu'da yaşanan vahşet, bu vahşetin sahipleri tarafından bizzat "haçlı seferi" olarak adlandırılmıştır." Gerçeğini milletimize, ülkemizi idare edenlere anlatmaya çalışıyor.
Sayın Baş, Yahudi ve Hıristiyanların bu inançlarına ulaşmak için hangi siyasi ve ekonomik taktikleri uygulayacaklarını, Müslümanları içten içe nasıl birbirlerine düşman edeceklerini da anlattı, anlatıyor.
Şubat 1995: "Güneydoğu tampon bölge haline getirilecek, eğitim kampları oluşturulup, fiili devlet kurulacaktır."
Mart 1998; "Kürdistan kılıftır, hedef büyük İsrail'dir." Derken, DSP-MHP-ANAP koalisyonunda imzalanan ikiz yasalar için; "Amaç, ülke bölünmeye gittiğinde yabancıların (BM'nin ve NATO'nun ) müdahalesine zemin hazırlamaktır" ikazında bulunmuştu.
1998'de açıktan fiiliyata geçirilen 'Dinler arası Diyalog' anlayışına tek başına karşı duran Sayın Baş, BOP, Arap Baharı, Medeniyetler ittifakı süreçlerine de yine tek başına karşı durdu, durmaya devam ediyor.
Irak'ta resmi olmayan bir 'Kürdistan' ilan edilmiş vaziyette. Suriye'de de benzer bir tablo var. Türkiye'de ise diller 'bağımsız Kürdistan, özerklik, federasyon' söylemleri ve zirve yapan terör var. Artık doğu ve güneydoğu'dan şehit haberleri birer, ikişerli değil beşer, onarlı geliyor.
Prof. Dr. Haydar Baş, millet ve idarecilerin kulak tıkamasına rağmen hakkı, hakikati söylemekten vazgeçmedi, vazgeçmiyor.
Son bir ay içerisinde Elazığ, İstanbul, Trabzon ve Ankara'da yaptığı açıklamalarda Yahudi ve Hıristiyanların inançlarının gereği olarak İslam Coğrafyasındaki katliamlarına, fitnelerine dikkat çekti.
Kameralara bir harita gösterdi ve Arz-ı Mev'ud planları kapsamında Türkiye'nin, Doğu ve Güneydoğu'sunun hedef alındığını, Tevrat'tan ve İsrail'in kurucusu Theodor Herzl'den örnekler göstererek tekrar anlattı.
"Eski Ahit'te (Tevrat) Arz-ı Mev'ud ile ilgili bölüm. 'O gün Rab, Abram ile -yani Hz. İbrahim ile- anlaşma yaparak ona şöyle dedi: 'Mısır ırmağından Fırat ırmağına kadar bu toprakları senin soyuna vereceğim. Ayak basacağınız her yer sizin olacak. Sınırlarınız çölden Lübnan'a, Fırat ırmağından Akdeniz'e kadar uzanacak.' İsrail'in kurucusu Theodor Herzl ise sınırlarını şöyle tarif ediyor: 'Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki dağlara, güneyde Süveyş Kanalı'na kadar uzanır. Sloganımız David ve Solomon'un Filistin'i olacaktır."
Sayın Baş sözlerine şöyle devam etti; "Şimdi beni eleştiren sözde şeriatçılara söylüyorum, Arz-ı Mev'ud haritasına göre Adana, Hatay, Kilis, Gaziantep, Diyarbakır, Van ve Hakkâri'ye kadar Güneydoğu'nun tamamıyla Doğu Anadolu'nun büyük kısmını kapsamaktadır. Peki, bunlar niçin bunu gizliyorlar, Haydar Hoca uyduruyor diyorlar? Bunlar millet ayıkır ve Haydar Hoca'nın etrafında toparlanır, biz de hapı yutarız diye düşündükleri için."
VE YÜZLEŞME
Evet, Sayın Erdoğan başta olmak üzere, Milli Görüş'ten gelen bütün AKP'liler, Milli Görüşçüler, Cübbeli tayfası (Nakşiler) diğer cemaatler, medyanın dincileri vs. Sayın Baş'ın gösterdiği haritadan haberleri yok mu?
Emin olun hepsinin haberleri var. Siyasette büyümeye başlamadan (1994'ten) önce hepsinin ellerinde aynı harita (ki bu harita bütün NATO komutanlarında, ABD üstlerinde, Kandil'de de var) vardı.
Bu harita yanında tahrif edilmiş Tevrat ve İncil'in Müslümanlar, Anadolu ve İslam Coğrafyasıyla ilgili bölümlerini vakıflarında, yurtlarında, derneklerinde her daim gündem ederler, doldurdukları vaaz kasetlerinde, camilerde her daim anlatırlardı.
Öylesine ifadeler kullanırlardı ki, yarım saat dinleyen ABD, AB, İsrail düşmanı olurdu. Gün geldi, önlerine koltuk kondu. Nefisler aldandı ve koltuğa razı oldular. Şimdi ABD kadim dost, İsrail ihtiyacımız olan bir ülke, AB ise zaten nikahlımız.
Ama unutma! Bu tablonun büyük ortağı sensin. (Milletimizdir)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025