Yol gider,yollar gider,sayısı bilinmeyen nice kullar gider?Ama Erzurum'dan Edirne'ye giden kullar içinde bir kul var ki dillere destan,gönüllere sultan olmuş.Şanlı adı da Erzurum merkezde bir mahalleye ad olmuş ama ol mahallede ikamet eden Erzurumluların özellikle yeni nesilleri pek tanımıyor.Evet Şükrü Paşa'dan söz ediyoruz.Erzurumlu Şükrü Paşa Edirne'de yatıyor, bir askeri kışla'ya adını vermişler ve Balkan Savaşları Müzesi'nin tam ortasına heykelini dikmişler,koca koca harflerle de şu cümlesini nakşetmişler mermer taşlara:
"" Düşman hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehid olarak kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın. Etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat müdafa hattımız bozulmadan şehid olursam kefenim, lifim, sabunum çantamdadır. Beni bu mahalle gömeceksiniz ve gelen nesiller üzerime bir abide dikeceklerdir." Bir şekilde Edirne'ye yolu uğrayanların mutlaka gezip-görmeleri gereken,çocuklarına gezdirmeleri gereken bir önemli mekan ve bir önemli şahıs. Şükrü Paşa,Balkan savaşlarında Edirne'nin başına üşüşen Bulgar,Sırp ve Yunan çetelerine karşı Edirne'yi kahramanca savunan Türk birliğinin baş komutanı. Her Türk gencinin kulağına küpe olması gereken yukarıdaki cümlesi bize ceddimiz Sultan Alparslan'ın şu duasını hatırlattı: ""Ya Rabbi, Eğer bu zaferi nasip etmeyeceksen beni kahret. O günü bana gösterme..."Gelenek bozulmuyor,Şükrü Paşa'dan yıllar sonra kahraman Türk Ordusu'nun Baş Komutanı sıfatı ile Büyük Taarruz emrini vermeden önce Gazi Mustafa Kemal'in ağzından da şu dua cümlelerinin döküldüğüne şahit oluyoruz:"Yüce Allah'ım. Ordularımıza zafer nasip et. Eğer bu zaferi kazanmayacaksam beni yaşatma, helâk et. Gök kubbeyi başıma yık. O günü gösterme."Bin Yetmiş bir yılında Sultan Alparslan,bin dokuz yüz on üç yılında Şükrü Paşa ve bin dokuz yüz yirmi üç yılının Ağustos ayında Gazi Mustafa Kemal Paşa nerdeyse aynı cümlelerle yaratana yalvarıyor yakarıyorlar ve her üçünde de zafere kilitlenmiş bir kararlılık,büyük bir azim görüyoruz.Ecdadımızı yakından tanıdıkça onları daha çok seviyoruz ve kahraman ecdadımızla aramıza giren kara kedilerden daha çok nefret ediyoruz. Bir Ağustos ayında ve bir mübarek Ramazan gününde hemşehrimiz Şükrü Paşa'nın heykelini seyrederken,bu anlamlı cümlesini tekrar tekrar okurken ve müze olarak düzenlenen mekanları gezerken Erzurum'daki tabyaların perişanlığını,bakımsızlığını,özellikle Palandöken'in zirvesindeki o güzelim tabyaların koyun ağılı olarak kullanıldığını hatırladım ve yüzümün kızardığını hissettim.Aziziye Tabyaları,Mecidiye Tabyası ve benzerleri aynı mantıkla düzenlenip ziyarete açılamaz mı?Çok mu zor?O Tabyaların taşını kağnı arabaları ile Top Dağına çeken Erzurumlu söz konusu düzenleme için gereken masrafları da karşılamaya hazırdır elbette,yeter ki bir öncü olsun.Buradan ERVAK başkanı sayın Erdal Güzel'e bir çağrı yapıyoruz,eğer gezmemiş ise gitsin gezsin ve Balkan Savaşları Müzesindeki düzenlemenin aynısının Erzurum Tabyalarında da hayata geçmesine öncü olsun. Hayali dahi güzel;giriyorsunuz mesela Mecidiye Tabyasına,tertemiz,duvarları ilgili yazılarla,resimlerle süslenmiş ve siz girer girmez otomatik olarak ışıklar yanıyor ve tok bir ses Bekir Sıtkı Erdoğan'ın "Erzurum Tabyalarından" adlı şiirini okumaya başlıyor:"Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek,Çakıyor Erzurum TabyalarındanDizilmiş Nâme'ler, Nineler tek tek,Bakıyor Erzurum Tabyalarından Yediden yetmişe, tek vücut, tek can;Erzurum bir sevda, Erzurum vatan!Taptaze bir yara gibi hep o kan,Akıyor Erzurum Tabyalarından Bu sevda bir sel ki tesnedir kine,Bir kez kabardı mı sığmaz bendine..Bu sevda, yıllardır bizi kendine,Çekiyor Erzurum Tabyalarından Ahmet Muhtar Paşa'm, al bizi yürüt!Küffarın kökünü yeniden kurut!Dün bugün misali halâ kan, barut,Kokuyor Erzurum Tabyalarından Dadaşıma artık; ha ateş, ha kar,Burada savaşın adı; 'KANLI BAR'.Ovaya sis değil, mücahit rûhlar,Çöküyor Erzurum Tabyalarından Gökler alev alev, yer bayrak bayrak,Ya şu ufuklara, şu dağlara bak!Bu gece dünyaya başka bir şafakÇöküyor Erzurum Tabyalarından Bekir Sıtkı'm, şaşma nice bir tarih!Gündüzü bir tarih, gece bir tarih;Destanı sen değil, koca bir tarih,Okuyor Erzurum Tabyalarından
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025