Erzurum bu yıl, Rus işgalinden, Ermeni mezaliminden kurtuluşunun 86. yıldönümünü kutluyor.
12 Mart 1918 sabahına, kanlı çizmelerin bu topraklardan defedildiği güne kadar geçen son iki yılda olup bitenleri yeni kuşaklara unutturmuş olarak bir 12 Mart'a daha merhaba diyoruz.
Muhtelif gazetelerin muhtelif köşelerinde; "Bu kurtuluş günü merasimlerine bir son vermek lazım, Avrupalı dostlarımızı darıltıyoruz" tarzında yazıların yayınlanabileceği, zalimlerin savunmasız kadınları, yaşlıları, çocukları camilere doldurup ateşe verdiklerini söylemenin, yazıp çizmenin neredeyse ayıp sayıldığı bir Türkiye ortamında bir 12 Mart'a daha merhaba diyoruz.
Elinizdeki gazetenin; "Egemenliği devralmaya geldiler" manşetinin altında, "AB'nin ağır topları dün Ankara'ya toplu ve tarihi bir çıkarma yaptılar. Gündemdeki temel konu, Türkiye'nin egemenliğinin bir bölümünün AB kurumlarına devriydi" izahıyla çıktığı günden sonra Erzurumlular olarak bir kurtuluş yıldönümüne daha merhaba diyoruz. İşin garip tarafı ise, tam da böyle bir anlamlı günde, ellerinden kurtuluşumuzun 86. yıldönümü diye sevindiğimiz haçlı zihniyetine, egemenliğimizi devralmak, için başkentimize çıkarma yapanlara gülücükler dağıtan, ayaklarına kırmızı halılar seren Başbakanımız Erzurum'a geliyor, kurtuluş şenliklerine katılmak için.
Başbakanımızın duruşu, birbuçuk yıllık icraatı ile 12 Mart'ın anlamı arasında ilgi kurmakta zorlanıyoruz doğrusu.
Erzurum'un kurtuluş günü olan 12 Mart öncesine bir göz atalım, o kara günleri mısralarında dillendiren şairlerimize kulak verelim ki, aradan seksen altı yıl değil, yüzlerce seksen altı yıllar geçse dahi vatan düşmanlarını, ırz ve namus düşmanlarını tanımakta gaflete düşmeyelim, gaflete düşüp de elimizle kendi mezarımızı eşmeyelim, haçlıların cehenneminde yeniden pişmeyelim.
Ermeni Vahşeti/Ömer Naci
Kaç gündür ki, şu karanlık mezarlıkta ötüyor
Bir baykuş ki, mazlumlara mersiyeler okuyor.
Sarsılıyor, çırpınıyor, bitiyor
Topraklardan masum kalbi gibi kanlar akıyor
Bir bak bugün her bucakta darağaçlar kurulmuş
İşte şurda ilk asılan bil ki, senin validen,
Satırlarla parçalanan bil ki senin öz ninen
Bir bak ak topraklar kızıl kanla yoğrulmuş
Ey Türk Oğlu! Bugün nazlı ilinde
Yapılan şu zulme, azaba bir bak
Hain, alçak canavarlar elinde
Oynanan şu elim itaba bir bak
Var mı ecdadının pak yasasında
Böyle balta, bıçkı, taş tarlasında
İşte vahşilerin kan masasında
Görülen şu iğrenç hesaba bir bak
Hayret yerde yatan mazlum naaşlarda
Var müthiş manzara bu didişlerde
Derisi yüzülmüş kızgın şişlerde
Çevrilen şu kanlı kebaba bir bak
Her yanda zalimler ehl-i İslam'ı
Mahvetmiş kalmamış hiçbir sağlamı
Atılmış yerlere Tanrı kelamı
Çiğnenen mübarek kitaba bir bak.
12 Mart 1918 sabahına, kanlı çizmelerin bu topraklardan defedildiği güne kadar geçen son iki yılda olup bitenleri yeni kuşaklara unutturmuş olarak bir 12 Mart'a daha merhaba diyoruz.
Muhtelif gazetelerin muhtelif köşelerinde; "Bu kurtuluş günü merasimlerine bir son vermek lazım, Avrupalı dostlarımızı darıltıyoruz" tarzında yazıların yayınlanabileceği, zalimlerin savunmasız kadınları, yaşlıları, çocukları camilere doldurup ateşe verdiklerini söylemenin, yazıp çizmenin neredeyse ayıp sayıldığı bir Türkiye ortamında bir 12 Mart'a daha merhaba diyoruz.
Elinizdeki gazetenin; "Egemenliği devralmaya geldiler" manşetinin altında, "AB'nin ağır topları dün Ankara'ya toplu ve tarihi bir çıkarma yaptılar. Gündemdeki temel konu, Türkiye'nin egemenliğinin bir bölümünün AB kurumlarına devriydi" izahıyla çıktığı günden sonra Erzurumlular olarak bir kurtuluş yıldönümüne daha merhaba diyoruz. İşin garip tarafı ise, tam da böyle bir anlamlı günde, ellerinden kurtuluşumuzun 86. yıldönümü diye sevindiğimiz haçlı zihniyetine, egemenliğimizi devralmak, için başkentimize çıkarma yapanlara gülücükler dağıtan, ayaklarına kırmızı halılar seren Başbakanımız Erzurum'a geliyor, kurtuluş şenliklerine katılmak için.
Başbakanımızın duruşu, birbuçuk yıllık icraatı ile 12 Mart'ın anlamı arasında ilgi kurmakta zorlanıyoruz doğrusu.
Erzurum'un kurtuluş günü olan 12 Mart öncesine bir göz atalım, o kara günleri mısralarında dillendiren şairlerimize kulak verelim ki, aradan seksen altı yıl değil, yüzlerce seksen altı yıllar geçse dahi vatan düşmanlarını, ırz ve namus düşmanlarını tanımakta gaflete düşmeyelim, gaflete düşüp de elimizle kendi mezarımızı eşmeyelim, haçlıların cehenneminde yeniden pişmeyelim.
Ermeni Vahşeti/Ömer Naci
Kaç gündür ki, şu karanlık mezarlıkta ötüyor
Bir baykuş ki, mazlumlara mersiyeler okuyor.
Sarsılıyor, çırpınıyor, bitiyor
Topraklardan masum kalbi gibi kanlar akıyor
Bir bak bugün her bucakta darağaçlar kurulmuş
İşte şurda ilk asılan bil ki, senin validen,
Satırlarla parçalanan bil ki senin öz ninen
Bir bak ak topraklar kızıl kanla yoğrulmuş
Ey Türk Oğlu! Bugün nazlı ilinde
Yapılan şu zulme, azaba bir bak
Hain, alçak canavarlar elinde
Oynanan şu elim itaba bir bak
Var mı ecdadının pak yasasında
Böyle balta, bıçkı, taş tarlasında
İşte vahşilerin kan masasında
Görülen şu iğrenç hesaba bir bak
Hayret yerde yatan mazlum naaşlarda
Var müthiş manzara bu didişlerde
Derisi yüzülmüş kızgın şişlerde
Çevrilen şu kanlı kebaba bir bak
Her yanda zalimler ehl-i İslam'ı
Mahvetmiş kalmamış hiçbir sağlamı
Atılmış yerlere Tanrı kelamı
Çiğnenen mübarek kitaba bir bak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Ağır misafir ağır ağır teşrif etti / 28.02.2025
- Gör / 25.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Ağır misafir ağır ağır teşrif etti / 28.02.2025
- Gör / 25.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025