Seçilmek, koltuğu korumak bu kadar önemli mi? Diğer ifade ile seçilmek, koltuğu korumak için böylesi bir siyaset mantığı ortaya koymaya gerek var mı? Bu mantığın bedelini neye güvenerek yüklenmeye kalkıyorsunuz?
Evet, her seçim döneminde yaşadığımız meydanlardaki din istismarından bahsediyorum ve maalesef bu istismarı din konusunda bilgi sahibi olduğunu iddia edenler yapıyor.
Daha vahimi ise dini argümanlarla vatandaşı ikna etme gayretinde olanlar dinin açık hükümlerine yani NAS'a rağmen nice vahim icraat ve söylemlere sahip olmalarıdır.
Bayramın ilk günü AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, bayram namazı çıkışında; "Ezan, vatan ve millet düşmanlarının da bu milletin başından uzaklaşmasını Allah'tan niyaz ediyoruz" dedi.
Sayın Erdoğan, 'seccade secde nedir bilmeyenlerin seçim öncesi başlattıkları istismar siyaseti zemin tutmaz. Kıblesi Kabe olmayanın seccadesi böyle olur' dedi.
Bir başkası, 'İnşallah 14 Mayıs'ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz' dedi.
'Erdoğan'a oy vererek sevap kazanıyoruz, AKP'ye verdiğiniz oylar ahirette imanınıza şahitlik edecek, onlara oy verirseniz Kuran, başörtüsü yasaklanacak, camiler kapatılacak' gibi çok vahim cümleler kuruluyor. Bu cümleler, vatandaşın dilinden komşusuna, kardeşine veya arkadaşlarına yansıması ise tekfir boyutunda oluyor.
Yazık değil mi? Değer mi?
Ermenilere rahmet dilenir mi?
Şimdi bu siyaset mantığında olanlara ve onlara inananlara soruyorum; Ermenilere daha geniş ifade ile Müslüman olmadan ölenlere rahmet dilenir mi, okunur mu?
Neden Ermeniler, dedim?
Malum bugün 24 Nisan. Ermenilerin 'Türkler, bize soykırım yaptı' yalanına dünyayı inandırma günü.
Bizim için ise tarihi ihanetin, Yüz binlerce insanımızın katledildiği, on binlerce bacımızın ırzına geçildiği gün.
Evet, 1915 yılı. Osmanlı, emperyalistlerin kuşatması altında ve Osmanlı sultanlarının hep el üstünde tuttukları, ticarette önlerini açtıkları, Saray'da ve devlet kademelerinden en önemli görevler verdikleri o sadık (!) Ermenilerin, atalarımızı katliama başladıkları gün.
Haliyle misliyle de karşılık buldular. Ama o şartlarda bile Çanakkale'ye 13, 15 yaşında çocukları gönderen Osmanlı, Ermeni vatandaşlarının güvenli bir şekilde Irak ve Suriye'ye gönderilmesi için ordu tahsis etmişti.
İşte bu büyük ihanet sahipleri yüz yıldır işledikleri vahşet ve ihanete dünyayı inandırmaya çalışıyor.
NAS
"Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra akraba dahi olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek Peygambere ve mü'minlere yaraşmaz." (Tevbe, 113)
"Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma! Mezarı başında da durma. Çünkü onlar Allah'ı ve Rasulünü inkâr ettiler..." (Tevbe, 84)
Hanefi fakihi İbni Abidin şöyle demiştir: "Allah'ın vaadinden dönmeyeceği muhakkaktır. Zira Allah Teâlâ müminlere cenneti, kâfirlere de cehennemi vaat etmiştir. Bir kâfirin affını isteyen, Allah'a vaadinden dönmeyi isnat etmiş olacağından dolayı küfre girer. Hâlbuki Kur'an-ı Kerim'de defaatle: 'Şüphesiz Allah va'dinden dönmez' (Al-i İmran, 9) buyrulmuştur."
Ermenilerden özür dileyen ve rahmet okuyan ilk kişi
2014 yılında tarihimizde Ermenilerden özür dileyen ve rahmet okuyan ilk kişi R. T Erdoğan'dır.
Sayın Erdoğan 2014 yılının 24 Nisan'ında şu mesajı yayımlamıştı:
"Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla, 20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz."
(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın 1915 açıklamasını 'Bunu değerlendirecek bir tarafı yok, bu millete bu kadar eziyet fazla' sözleriyle yorumlamıştı)
Sayın Erdoğan'ın bu özür mesajı tam 9 dilde dünyaya duyuruldu. O yıl daha birçok ülke yöneticisi Erdoğan'ı tebrik ve takdir mesajları yayınlamıştı.
Batı medyası attığı manşet ve yaptıkları yorumlarla Haçlı dünyasının mutluluğunu dile getiriyor ve adeta Erdoğan'ı kahraman ilan ediyorlardı.
Sayın Erdoğan 2015 ve 2016'nın 24 Nisanlarında da benzer mesajlar yayımladı.
2015'in 24 Nisan'ı da bir önceki yıl kadar ses getirmese de Erdoğan başsağlığı yineledi.
24 Nisan 2017'de ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kumkapı'da bir kilisede düzenlenen ayine mesaj gönderdi. Mesajı Başpiskopos Aram Ateşyan okudu.
"Birinci Dünya savaşının trajik koşullarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini anmak için toplananları selamlıyorum.
Bugünkü törenin, Osmanlı Ermenilerinin yaşadıkları acıların anlaşılması ve hatıralarının yad edilmesi için en anlamlı yer olan Türkiye'de bir kez daha yapılmasından memnuniyet duyuyorum…
Tarih bilincimiz ve insanlık hukukumuz gereğince, Osmanlı Ermenilerinin hatıralarına sahip çıkmaya devam edeceğiz...
Bu düşünceyle ebediyete intikal etmiş Osmanlı Ermenilerini saygıyla anıyor, hayatta olan yakınlarına taziyelerimi sunuyorum…"
24 nisan 2021. Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye Ermenileri Patriği Sayın Sahak Maşalyan, Ermeni Toplumunun Kıymetli Üyeleri, Değerli Vatandaşlarım, Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum…
Birinci Dünya Savaşı'nda yitirdiğimiz Osmanlı Ermenilerini bir kez daha saygıyla anıyor, yakınlarının acılarını paylaşıyor, hepinize en kalbi selam ve muhabbetlerimi iletiyorum."
AKP'li Mehmet Özhaseki, ne diyordu?
"Ezan, vatan ve millet düşmanlarının da bu milletin başından uzaklaşmasını Allah'tan niyaz ediyoruz".
Söz ve karar dini bütün insanımızda.
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025