Hükümet, Fırat'ın doğusu ve Ege adaları neden bugün gündeme getiriyor, diye sorsam ne cevap verirsiniz?
Efendim! Ege'deki adalara ve adalarımıza hukuka aykırı olarak Yunanistan üs kurmuş, silahlandırmış, dünya kamuoyunda ülkemizi tehdit eden açıklamalarda bulunuyor ve başta ABD olmak üzere batı dünyasını, ülkemize yaptırım yapmalarını vs. istiyor. Doğru tespit.
Fırat'ın doğusunda ise PKK-YPG adeta bir devletçik kurdu ve ülkemizin güvenliğini tehdit ediyor. Bu tespitte doğru.
Hemen İktidara ve MHP'ye soralım: Ege'deki işgal ve Yunanistan'ın, Türkiye aleyhtarlığı ile Suriye'den, ülkemize yönelen tehdit 2022 yılında mı başladı?
Dün gereğini neden yapmadınız da neden bugün gündem ediyorsunuz?
Muhalefete de soralım: Hadi cumhur ittifakı bu aleni tehditleri zamanında görmezden geldi. Siz neden görmediniz, milletimize anlatmadınız?
Güncele gelelim! Sayın Erdoğan, Fırat'ın doğusuna bir askeri harekat planından bahsediyor. Yunanistan'a karşı sert söylemlerde bulunuyor.
'Yunanistan'ı gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye davet ediyorum. Şaka yapmıyorum, ciddi söylüyorum…
Şu anda 9 tane Amerikan üssü Yunanistan'da kuruldu. Peki, bu üsler kime karşı kuruluyor? Verdikleri cevap; Rusya'ya karşı. Bunu yemezler, kusura bakmasınlar."
Yılların siyasetçisi Sayın Bahçeli hala 'ABD pozisyonunu netleştirmek mecburiyetindedir. Bu ülke dost mudur? Yoksa düşman mıdır? Dostsa bilelim' açıklamasını yapıyor. 'Mora katliamını unutmadık, diyor. Rum ve Yunanistan aklını başına alsın' diyor.
Hitaplara, ses tonlarına baktığınızda insan, milli ve manevi galeyana geliyor.
Bu galeyanlardan milletimizin başına çok çoraplar örüldü. Artık akıl ile hareket etmek zorundayız.
Bu noktaya nasıl geldik?
Dünden bugüne ülkemizde iktidar olan partileri ve 20 yıllık tek parti iktidarının milli bir dış politikası anlayışı olmayışıdır.
Artı dünden bugüne iktidar olan partiler ve 20 yıllık tep parti iktidarı, bu topraklar üzerinde hedefi olan devletlerle sözde dostluk kurmuş, ittifaklar, stratejik ortaklıklar oluşturmuştur. Geldiğimiz nokta malumdur.
Yapılması gereken nedir?
1991'de Kuveyt'ten başlayan İslam Dünyasının işgal planında, 'asıl hedefleri Türkiye'dir' diyen dinler arası diyalog ve BOP süreçlerinde her daim milli bir dış politika vurgusu yapan Merhum Prof. Dr. Haydar Baş; 'Milli menfaatler üzerine kurulması gereken dış siyaset konusunda Türkiye gerçekten sınıfta kalmıştır. Hükümetlere veya liderlere göre değişmeyecek sağlam temellere oturmuş bir dış politikaya Atatürk'ten beri hasretiz' vurgusundan sonra 'Yapılması gereken nedir' sorusunu sormuş ve şöyle cevap vermişti:
Türkiye'nin artık bundan sonra başını öne eğip ciddi bir muhasebe yapmasıdır. Nedir bu muhasebe?
Biz, Ortadoğu'da kabul etsek de etmesek de Müslüman olarak bilinen ve Müslüman kişilerin oluşturduğu devletlerin ne olursa olsun sevgisini takvimini kazanan bir millet ve devletiz.
Binaenaleyh bizim politikalarız evvela bunların menfaatine olması, Türkiye'nin menfaatine olması, bunların aleyhinde ve Türkiye'nin aleyhinde olmaması lazım, esasına bina edilecektir.
Her şeyden önemlisi bakınız bize yakın olan komşularımızın coğrafyamızın üzerinde hesabı olmayan komşular olması lazım.
Soruyorum şimdi Suriye'nin bizim topraklarımızın üzerinde hesabı var mı? Yok. İran'ın hesabı var mı? Yok. Körfez ülkelerinin, İslam ülkelerinin bir tanesinin bizim coğrafya üzerinde bir hesabı var mı? Yok.
Amma müttefikimiz diye kabul ettiğimiz İsrail'in bizim topraklarımızın coğrafyamızın üzerinde hesabı var. Ve biz bizim topraklar üzerinde hesabı olan insanların daha doğrusu devletin vatandaşlarına Güneydoğu'da o kadar büyük imkânlar tanıdık ki, Güneydoğu'yu neredeyse onlara verdik. Artı yer altı kaynaklarımız petrollerimiz altınız bakırımız demirimiz bunların şirketlerinin eline geçti." (06-06-2010 Yeni Mesaj)
Sonuç
AKP, FETÖ ve çözüm süreci gibi birçok meselede olduğunu gibi dış politikada da yanlış yaptığını kabul edecek.
ABD'nin Ege'de Yunanistan'a, Suriye'de PKK-YPG'ye vekalet verdiğini yani asıl tehdidin, ülkemizi asıl hedefe koyanın ABD (İsrail-AB) olduğunu kabul edecek.
Aynı ABD'nin (İsrail-AB) Ukrayna'ya verdiği vekaletle de Rusya ile savaştığı gerçeğini kabul edecek.
Türkiye artık yüzünü doğuya dönecek. Suriye ile barışacak. İsrail ile kurduğu ilişki ve işbirliğinden fazlasını gaz ve petrolü hazır olan İran ile kuracak.
Rusya askeri, ekonomik işbirliği ve stratejik ortaklığa hazır.
Örneği Rusya ile 'sana saldıran bana, bana saldıran sana saldırmış kabul edilecek' çerçevesinde yapılacak bir anlaşma kısa sürede Türk Cumhuriyetleri, İran, Pakistan gibi ülkelerinde katılımıyla emperyalistlere, 'yeni bir dünya kurduk ve bu dünyada artık sizin değil bizim sözümüz geçiyor' denilecek.
Bu yazdıklarım afaki şeyler değil. Ezilen halkların, sömürülen devletlerin umududur.
Ya bu umuda ortak olursunuz ya da umutlarımızın önünden çekilirsiniz.
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025