Adnan ULUTAŞ
Dünden devam..
Yaşamak, sağlıklı büyüyüp gelişmek, eğitim olanaklarına sahip olmak gibi hakların yanı sıra bu haklarını kullanırken huzurlu ve mutlu olmak, şiddete maruz kalmamak da çocukların en doğal hakıdır. Bu hakka sahip olmak için onların en büyük yardımcıları ise öğretmenleri olacaktır.
Bu konuda Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğun bir birey olarak hakları olduğunu anlatan, dünya çocuklarının yaşam kalitesini hak ettikleri düzeye çıkarmayı amaçlayan bir sözleşmedir. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme BM Genel Kurulu'nda 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenmiş ve 2 Eylül 1990'da yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz bu sözleşmeyi 14.09.1990 tarihinde imzalayarak, 4058 sayılı yasayla onaylanmasını uygun bulmuş ve 1995 yılında 22184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme Anayasa'mıza göre de yasa hükmündedir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Hukuku'nun ayrılmaz bir parçasıdır. Sözleşme çocuklar için ortak kabullerdir. Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların duygusal, zihinsel, cinsel, fiziksel istismarı ve ihmali konularına, dünya çapında geniş çevrelerin dikkatinin çekilmesini sağlamak için düzenlenmiştir.
Türkiye'de yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin önsözünde, toplumun temel birimi olan ailenin koruma ve yardım görmesi gerekliliği belirtilerek, çocuğun toplumda bireysel bir hayat sürdürebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış ortamını üreten aile ortamında; barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesi gerekliliğine değinilerek, özel güvence ve koruma gereksinimini vurgulanmıştır.
21. yüzyıla başlarken, dünyada yoksulluk ve yoksulluk içinde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunu çocuklar ve kadınlar oluşturmaktadır. Dünya çocuklarının esenliği için benimsenen vizyon, hakları güvence altına alınan ve korunan tüm çocukların sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi, toplumsal yaşama nitelikli ve mutlu bireyler olarak katılmalarının sağlanmasıdır. Çocuk Hakları Sözleşmesi, bu bağlamda ülkelere yapılacak çalışmaları yönlendirmek üzere çeşitli ilkeler ortaya koymaktadır.
Çocukların istikrarlı sevgi ve hoşgörü dolu bir ortamda yaşayan, yetişkinlerin yol göstericiliği ve korunması altında bireysel güç ve yeteneklerini geliştirebilen bireyler olarak topluma kazandırılmaları için bu ilkelerin yaşama ivedilikle geçirilmesi gerekmektedir. Bu iyi temennilere rağmen bu sözleşme global batılı güçlerin sömürüsü altındaki çoğu Müslüman olan doğu ve güney coğrafyalarda uygulamaya geçirilmesi mümkün olmayacak hedefler sunmuştur. Çünkü evvelemirde çocuğun haklarının korunması ve istismarının önlenebilmesi için öncelikle Batılı global güçlerin sömürü ve istismarının bu coğrafyalardan çekilmesi gerekmektedir. Zira çocukların en fazla ölmesine, istismarına ve ezilmesine neden olan bu güçlerin çıkarttıkları savaş, terörizm ve şiddetten kaynaklanmaktadır. En son örnekleri Afganistan'da görülen daha önce Balkanlar'da, Kafkasya'da ve el'an Filistin'de çocukların ölmesine, sakat kalmasına ve kötü hayat yaşamalarına batılı global güçler neden olmuştur. Çocuk cinsel istismarının ve sömürüsünün bir ticaret haline geldiği uzak doğudaki kötü örnekler hep batılı insanların yarattığı ve onların sebebiyet verdikleri utanılası şeylerdir.
devam edecek...
Dünden devam..
Yaşamak, sağlıklı büyüyüp gelişmek, eğitim olanaklarına sahip olmak gibi hakların yanı sıra bu haklarını kullanırken huzurlu ve mutlu olmak, şiddete maruz kalmamak da çocukların en doğal hakıdır. Bu hakka sahip olmak için onların en büyük yardımcıları ise öğretmenleri olacaktır.
Bu konuda Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğun bir birey olarak hakları olduğunu anlatan, dünya çocuklarının yaşam kalitesini hak ettikleri düzeye çıkarmayı amaçlayan bir sözleşmedir. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme BM Genel Kurulu'nda 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenmiş ve 2 Eylül 1990'da yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz bu sözleşmeyi 14.09.1990 tarihinde imzalayarak, 4058 sayılı yasayla onaylanmasını uygun bulmuş ve 1995 yılında 22184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme Anayasa'mıza göre de yasa hükmündedir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Hukuku'nun ayrılmaz bir parçasıdır. Sözleşme çocuklar için ortak kabullerdir. Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların duygusal, zihinsel, cinsel, fiziksel istismarı ve ihmali konularına, dünya çapında geniş çevrelerin dikkatinin çekilmesini sağlamak için düzenlenmiştir.
Türkiye'de yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin önsözünde, toplumun temel birimi olan ailenin koruma ve yardım görmesi gerekliliği belirtilerek, çocuğun toplumda bireysel bir hayat sürdürebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış ortamını üreten aile ortamında; barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesi gerekliliğine değinilerek, özel güvence ve koruma gereksinimini vurgulanmıştır.
21. yüzyıla başlarken, dünyada yoksulluk ve yoksulluk içinde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunu çocuklar ve kadınlar oluşturmaktadır. Dünya çocuklarının esenliği için benimsenen vizyon, hakları güvence altına alınan ve korunan tüm çocukların sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi, toplumsal yaşama nitelikli ve mutlu bireyler olarak katılmalarının sağlanmasıdır. Çocuk Hakları Sözleşmesi, bu bağlamda ülkelere yapılacak çalışmaları yönlendirmek üzere çeşitli ilkeler ortaya koymaktadır.
Çocukların istikrarlı sevgi ve hoşgörü dolu bir ortamda yaşayan, yetişkinlerin yol göstericiliği ve korunması altında bireysel güç ve yeteneklerini geliştirebilen bireyler olarak topluma kazandırılmaları için bu ilkelerin yaşama ivedilikle geçirilmesi gerekmektedir. Bu iyi temennilere rağmen bu sözleşme global batılı güçlerin sömürüsü altındaki çoğu Müslüman olan doğu ve güney coğrafyalarda uygulamaya geçirilmesi mümkün olmayacak hedefler sunmuştur. Çünkü evvelemirde çocuğun haklarının korunması ve istismarının önlenebilmesi için öncelikle Batılı global güçlerin sömürü ve istismarının bu coğrafyalardan çekilmesi gerekmektedir. Zira çocukların en fazla ölmesine, istismarına ve ezilmesine neden olan bu güçlerin çıkarttıkları savaş, terörizm ve şiddetten kaynaklanmaktadır. En son örnekleri Afganistan'da görülen daha önce Balkanlar'da, Kafkasya'da ve el'an Filistin'de çocukların ölmesine, sakat kalmasına ve kötü hayat yaşamalarına batılı global güçler neden olmuştur. Çocuk cinsel istismarının ve sömürüsünün bir ticaret haline geldiği uzak doğudaki kötü örnekler hep batılı insanların yarattığı ve onların sebebiyet verdikleri utanılası şeylerdir.
devam edecek...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.