Para tükenir yenisi kazanılır.
Ekmek tükenir çalışılarak yeri doldurulur.
Aş biter yenisi pişirilir.
Ama geçen zamanın yerine yenisini koymak mümkün olmamış bu güne kadar.
Otuzuna varmışsanız artık sizin için yirmili yaşlar geride kalmıştır, on beş yaş on sekiz yaş çoktan anılar defterinde yerini almıştır.
Bu hakikat fert planında olduğu gibi cemiyet planında da devlet planında da böyledir.
Devleti yönetenler için, iktidar partisi için iki binli yıllar artık mazi olmuştur, iki bin on ikili yıllar devam etmektedir.
Yaklaşık on yıl hem devlet için hem de millet için iyi değerlendirilmiş ise, geçen bunca zaman sermayesi verimli kullanılmış ise ne mutlu, ama çar–çur edilmiş ise, israf edilmiş ise çok yazık.
Milletin refah seviyesi, geçim bolluğu, kazanç kolaylığı, iş ve aş bulma kolaylığı açısından geçen on yıl nasıl geçmiştir?
Devletin büyümesi gelişmesi, halkına iş ve aş bulma kabiliyeti, içte ve dışta itibarının durumu açısından nereden nereye gelinmiştir?
On yıl öncesine göre bu gün yakın ve uzak çevremizde dostlarımız mı artmıştır yoksa düşmanlarımız mı?
On yıl öncesine gör bu gün iç ve dış düşmanlarımız; “Türkiye’nin tavuğunu dahi rahatsız etmeyelim, ona düşman olmak çok korkunç sonuçlar doğurur” noktasında mıdır yoksa, “başına vurup elinden ekmeğini de alsak bir şey yapacak durumda değildir” kanaatine mi varmışlardır?
Bütün bu ve benzeri sorulara olumlu cevaplarımız varsa bir zaman israfı söz konusu değildir, geçen zaman çok verimli kullanılmış demektir, eğer bu sorulara olumlu cevaplar bulamıyorsak koca bir on yılımız heba olmuş, boşa gitmiş demektir.
Bugün mevcut iktidarın kalkıp da “keşke Irak işgaline destek vermeseydik” demesinin hiç bir anlamı yoktur.
On yıldır ülkeyi idare eden AKP iktidarının; “keşke devletin elinde olan kurumları satmasaydık da bir üretim seferberliği başlatsaydık, güçlü devlet güçlü millet sloganıyla milli bir heyacan oluştursaydık, keşke AB kara sevdası uğruna devletin temeline paslı çiviler çakmasaydık” demesinin hiçbir değeri kalmamıştır.
Geçen on yılımız heba olduğu gibi, verimli kullanılmadığı gibi bir de aleyhimize işlemiştir.
Devletimiz en büyük zaman israfı içindedir, hükümetimiz en büyük zaman israfı içindedir ve elbette milletimiz de en büyük zaman israfı içindedir.
Zamanını israf eden hangi tasarruftan söz edebilir?
Ekmek tükenir çalışılarak yeri doldurulur.
Aş biter yenisi pişirilir.
Ama geçen zamanın yerine yenisini koymak mümkün olmamış bu güne kadar.
Otuzuna varmışsanız artık sizin için yirmili yaşlar geride kalmıştır, on beş yaş on sekiz yaş çoktan anılar defterinde yerini almıştır.
Bu hakikat fert planında olduğu gibi cemiyet planında da devlet planında da böyledir.
Devleti yönetenler için, iktidar partisi için iki binli yıllar artık mazi olmuştur, iki bin on ikili yıllar devam etmektedir.
Yaklaşık on yıl hem devlet için hem de millet için iyi değerlendirilmiş ise, geçen bunca zaman sermayesi verimli kullanılmış ise ne mutlu, ama çar–çur edilmiş ise, israf edilmiş ise çok yazık.
Milletin refah seviyesi, geçim bolluğu, kazanç kolaylığı, iş ve aş bulma kolaylığı açısından geçen on yıl nasıl geçmiştir?
Devletin büyümesi gelişmesi, halkına iş ve aş bulma kabiliyeti, içte ve dışta itibarının durumu açısından nereden nereye gelinmiştir?
On yıl öncesine göre bu gün yakın ve uzak çevremizde dostlarımız mı artmıştır yoksa düşmanlarımız mı?
On yıl öncesine gör bu gün iç ve dış düşmanlarımız; “Türkiye’nin tavuğunu dahi rahatsız etmeyelim, ona düşman olmak çok korkunç sonuçlar doğurur” noktasında mıdır yoksa, “başına vurup elinden ekmeğini de alsak bir şey yapacak durumda değildir” kanaatine mi varmışlardır?
Bütün bu ve benzeri sorulara olumlu cevaplarımız varsa bir zaman israfı söz konusu değildir, geçen zaman çok verimli kullanılmış demektir, eğer bu sorulara olumlu cevaplar bulamıyorsak koca bir on yılımız heba olmuş, boşa gitmiş demektir.
Bugün mevcut iktidarın kalkıp da “keşke Irak işgaline destek vermeseydik” demesinin hiç bir anlamı yoktur.
On yıldır ülkeyi idare eden AKP iktidarının; “keşke devletin elinde olan kurumları satmasaydık da bir üretim seferberliği başlatsaydık, güçlü devlet güçlü millet sloganıyla milli bir heyacan oluştursaydık, keşke AB kara sevdası uğruna devletin temeline paslı çiviler çakmasaydık” demesinin hiçbir değeri kalmamıştır.
Geçen on yılımız heba olduğu gibi, verimli kullanılmadığı gibi bir de aleyhimize işlemiştir.
Devletimiz en büyük zaman israfı içindedir, hükümetimiz en büyük zaman israfı içindedir ve elbette milletimiz de en büyük zaman israfı içindedir.
Zamanını israf eden hangi tasarruftan söz edebilir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025