İzmir'de Emniyet personeline, "Etkili ve Güzel Konuşma Eğitimi" veriliyor.
TRT'den emekli Halil İbrahim Balkış, Bozyaka Emniyet Müdürlüğü'ndeki personele yönelik düzenlenen "Etkili ve Güzel Konuşma" seminerinde, etkili ve güzel konuşmanın, açık ve anlaşılabilir bir konuşma olduğunu söyledi. Türk toplumunun, konuşmayı pek sevmediğini, çok konuşanlardan da pek hoşlanmadığını kaydeden Balkış, "Konuşmak ve düşünmek paralel eylemlerdir. Sağlıklı düşünen sağlıklı konuşuyor demektir" dedi.
Diksiyon ve vurgu
Balkış, güzel konuşmanın iki boyutu olduğunu, bunlardan birinin "Diksiyon" diğerinin "Vurgu" olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Bizde bir de dudak tembelliği var. Ne dediğimiz tam anlaşılmıyor. Sesimizin cılız çıkması gerçek bir kusurdur. Sesimizi gırtlağımıza hapsediyoruz. Mırıl mırıl konuşuyoruz. Bu, insanın kendine güvensizliğidir. Ses enerjimizi kullanamıyoruz. Böyle etkili olmak mümkün değildir. Bu enerjiyi kullanmamız lazım."
Balkış, artikülasyonun (boğumlama) önemini vurgulayarak, kelimelerin, hecelerin dudaktan çıkarken duyulur ve anlaşılır olması gerektiğini ifade etti. Vurgunun bir dilin temel unsurlarından olduğunu kaydeden Balkış, şöyle konuştu:
"Her dilde vurgu vardır. Vurgusuz dil yoktur. Hatta vurgu bazı dillerin karakterini belirler. Birçok şeyi vurguyla anlatırız. Vurguyla anlam değişir. Biz vurguyu az kullanıyoruz. Heyecansız konuşuyoruz. Bir an önce toplum olarak bu olumsuz özelliklerimizden kurtulmamız lazım."
TRT'den emekli Halil İbrahim Balkış, Bozyaka Emniyet Müdürlüğü'ndeki personele yönelik düzenlenen "Etkili ve Güzel Konuşma" seminerinde, etkili ve güzel konuşmanın, açık ve anlaşılabilir bir konuşma olduğunu söyledi. Türk toplumunun, konuşmayı pek sevmediğini, çok konuşanlardan da pek hoşlanmadığını kaydeden Balkış, "Konuşmak ve düşünmek paralel eylemlerdir. Sağlıklı düşünen sağlıklı konuşuyor demektir" dedi.
Diksiyon ve vurgu
Balkış, güzel konuşmanın iki boyutu olduğunu, bunlardan birinin "Diksiyon" diğerinin "Vurgu" olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Bizde bir de dudak tembelliği var. Ne dediğimiz tam anlaşılmıyor. Sesimizin cılız çıkması gerçek bir kusurdur. Sesimizi gırtlağımıza hapsediyoruz. Mırıl mırıl konuşuyoruz. Bu, insanın kendine güvensizliğidir. Ses enerjimizi kullanamıyoruz. Böyle etkili olmak mümkün değildir. Bu enerjiyi kullanmamız lazım."
Balkış, artikülasyonun (boğumlama) önemini vurgulayarak, kelimelerin, hecelerin dudaktan çıkarken duyulur ve anlaşılır olması gerektiğini ifade etti. Vurgunun bir dilin temel unsurlarından olduğunu kaydeden Balkış, şöyle konuştu:
"Her dilde vurgu vardır. Vurgusuz dil yoktur. Hatta vurgu bazı dillerin karakterini belirler. Birçok şeyi vurguyla anlatırız. Vurguyla anlam değişir. Biz vurguyu az kullanıyoruz. Heyecansız konuşuyoruz. Bir an önce toplum olarak bu olumsuz özelliklerimizden kurtulmamız lazım."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.