Piyasa dengelerini sağlamak için uygulanması gereken aktif para politikası, emisyon miktarının büyüyen ekonomilerde arttırılmasını zorunlu kıldığı gibi emisyon yetkisini elinde tutan devletlere de senyoraj geliri elde etme imkanı sağlamaktadır.
Friedman'ın yaptığı ampirik çalışmalar sonucu karşılaştığı ve sebebini bilemediği gerçeğin yani emisyon hacminin neden ve hangi oranlarda arttırılması gerektiğinin izahı bundan ibarettir.
Gelir arttıkça tüketim belirli oranlarda azalırMilli Ekonomi Modeli'mizdeki para politikasının birinci ayağı eksik kalan dengenin sağlanmasıdır. Diğer kısmı ise kapitalist anlayışların da üzerinde durduğu "neden insanlar para talep ederler" konusudur. Bu konuyu tüketim bahsinde geniş olarak değerlendirdik. İnsanların gelir seviyesi ile tüketim miktarları arasında bir bağıntı vardır. Ancak bu bağıntı daha önce açıkladığımız üzere belli bir sabitlikte değil aksine gelirin artması ile belli oranlarda azalan bir biçimdedir. Dolayısı ile piyasada artan para miktarının tüketim düzeyinde ne şekilde değişiklik yapacağı, tamamı ile bunun hangi gelir seviyesindeki bireylerin eline geçtiği ve yatırım harcamaları veya tüketim harcalamaları olarak kullandığı ile alakalıdır.
Senyoraj, devlet için önemli bir gelir kaynağıdırSenyoraj, genel anlamda "paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır." Bu farkın devletin kasasına gelir olarak girmesiyle devlet, vergi gelirlerinin dışında ciddi bir gelir daha elde eder.
Altın para döneminde senyoraj geliri imkanı yoktuEski dönemlerde, altın para sisteminde altının itibari değeri ile maddi değeri arasında bir fark bulunmadığı için, para otoritesi olan devletin senyoraj geliri elde etme imkanı yoktu. Paranın maden değeri düşürülerek elde edilebilecek senyoraj geliri ise, paraya olan güveni azaltacağı için, hem içeride, hem de dışarıda ticareti olumsuz etkilemekteydi.
MİLLİ EKONOMİ MODELİ / BTP GENEL BAŞKANI PROF. DR. HAYDAR BAŞ
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER
Prof.Dr. İrina Hundt / Almanya Bonn Üniversitesi:MEM'i gerçekleştirmek mümkünProf. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde, geliri yeterli olmayan bireyler sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, çeşitli maliyetsiz yardımlar adı altında desteklenerek; alım gücünün yetersiz olmasından kaynaklanan talep daralması ortadan kaldırılmaktadır.Milli Ekonomi Modeli, tüketim yanlısı bir model olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüketim yanlısı olmaktan kasıt, her bir bireyin hiç kimseye muhtaç olmadan hayatını onurlu bir şekilde sürdürebileceği bir gelir seviyesine sahip olması demektir. Bu, bugüne kadarki hiçbir anlayışta bulunmayan bir niteliktir. Milli Ekonomi Modeli'nde özellikle 3 gerçeğin altını çizmek istiyorum: Tam istihdam, adaletli gelir dağılımı, sürekli büyümenin sağlanması.Bir de kaynakların sınırsız, ihtiyaçların ise sınırlı olduğu gerçeğindenhareketle geliştirilen bu modelin merkezinde insanın olması, dolayısıyla ihtiyaçlarının ekosisteme zarar vermeden karşılanmasının ön koşul olarak kabul etmesidir. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyefendinin Milli Ekonomi Modeli'ni, bir ideal modelden olmanın da ötesinde, gerçekleşmesi mümkün olan bir tez ve anlayış olarak görüyorum.
Friedman'ın yaptığı ampirik çalışmalar sonucu karşılaştığı ve sebebini bilemediği gerçeğin yani emisyon hacminin neden ve hangi oranlarda arttırılması gerektiğinin izahı bundan ibarettir.
Gelir arttıkça tüketim belirli oranlarda azalırMilli Ekonomi Modeli'mizdeki para politikasının birinci ayağı eksik kalan dengenin sağlanmasıdır. Diğer kısmı ise kapitalist anlayışların da üzerinde durduğu "neden insanlar para talep ederler" konusudur. Bu konuyu tüketim bahsinde geniş olarak değerlendirdik. İnsanların gelir seviyesi ile tüketim miktarları arasında bir bağıntı vardır. Ancak bu bağıntı daha önce açıkladığımız üzere belli bir sabitlikte değil aksine gelirin artması ile belli oranlarda azalan bir biçimdedir. Dolayısı ile piyasada artan para miktarının tüketim düzeyinde ne şekilde değişiklik yapacağı, tamamı ile bunun hangi gelir seviyesindeki bireylerin eline geçtiği ve yatırım harcamaları veya tüketim harcalamaları olarak kullandığı ile alakalıdır.
Senyoraj, devlet için önemli bir gelir kaynağıdırSenyoraj, genel anlamda "paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır." Bu farkın devletin kasasına gelir olarak girmesiyle devlet, vergi gelirlerinin dışında ciddi bir gelir daha elde eder.
Altın para döneminde senyoraj geliri imkanı yoktuEski dönemlerde, altın para sisteminde altının itibari değeri ile maddi değeri arasında bir fark bulunmadığı için, para otoritesi olan devletin senyoraj geliri elde etme imkanı yoktu. Paranın maden değeri düşürülerek elde edilebilecek senyoraj geliri ise, paraya olan güveni azaltacağı için, hem içeride, hem de dışarıda ticareti olumsuz etkilemekteydi.
MİLLİ EKONOMİ MODELİ / BTP GENEL BAŞKANI PROF. DR. HAYDAR BAŞ
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER
Prof.Dr. İrina Hundt / Almanya Bonn Üniversitesi:MEM'i gerçekleştirmek mümkünProf. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde, geliri yeterli olmayan bireyler sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, çeşitli maliyetsiz yardımlar adı altında desteklenerek; alım gücünün yetersiz olmasından kaynaklanan talep daralması ortadan kaldırılmaktadır.Milli Ekonomi Modeli, tüketim yanlısı bir model olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüketim yanlısı olmaktan kasıt, her bir bireyin hiç kimseye muhtaç olmadan hayatını onurlu bir şekilde sürdürebileceği bir gelir seviyesine sahip olması demektir. Bu, bugüne kadarki hiçbir anlayışta bulunmayan bir niteliktir. Milli Ekonomi Modeli'nde özellikle 3 gerçeğin altını çizmek istiyorum: Tam istihdam, adaletli gelir dağılımı, sürekli büyümenin sağlanması.Bir de kaynakların sınırsız, ihtiyaçların ise sınırlı olduğu gerçeğindenhareketle geliştirilen bu modelin merkezinde insanın olması, dolayısıyla ihtiyaçlarının ekosisteme zarar vermeden karşılanmasının ön koşul olarak kabul etmesidir. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyefendinin Milli Ekonomi Modeli'ni, bir ideal modelden olmanın da ötesinde, gerçekleşmesi mümkün olan bir tez ve anlayış olarak görüyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.