Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un verdiği yemeğe katılmamıştı. Neden? Çünkü masada Sisi de vardı ve Erdoğan, Sisi ile aynı masaya oturamazmış; "Aynı masaya oturup darbecileri meşrulaştırmam? Otursaydım, bunu halkıma anlatamazdım?" İyi? Tamam?Ömer El-Beşir. Asker. Sudan'da 1989'da ordu kansız bir darbeyle iktidarı ele geçiriyor. 1994'te ise El-Beşir devlet başkanlığına getiriliyor. Yani sandıktan çıkmış, milletin tercihi olmuş bir isim değil. Darbe adamı? Sudan, değişik inanç ve etnik gurupların yaşadığı bir ülke. Geçmişten beri gerek ırk ve gerekse inançlarından ötürü insanlar birbirlerini katlediyor. Ömer El-Beşir, ülkesinin Darfur eyaletinde 300 bin kişinin ölümü ve 2.7 milyon kişinin sürgün edilme suçuyla uluslararası ceza mahkemeleri tarafından yargılanmış ve suçlu bulunmuş ve de hakkında "kırmızı bülten" çıkarılmış bir isim. İngiliz Guardian gazetesine demeç veren El-Beşir; "Elbette, Cumhurbaşkanıyım, ülkemde olan herşeyden sorumluyum" itirafını yapmış ama yapılan katliamda sayıların abartıldığından şikayetçi olmuştu. (2011)Bu şahıs defalarca ülkemize geldi. Erdoğan ve Gül ile görüştü. Aynı masalara (sandalyelere) oturdular, yediler, içtiler. Tabi haliyle Erdoğan'a, "niçin bir darbeciyle dostsunuz" sorusu da soruldu. Cevap ilginçti; "Gazze ile Darfur'u birbirine karıştırmamak lazım. Gazze'de (o zamanki İsrail katliamında) bin 500 insan öldürülmüş. Darfur'da böyle bir şey olsa, onun da sonuna kadar takipçisi oluruz. Ben bunu Netanyahu'yla rahat konuşamam ama Ömer Beşir'le rahatlıkla konuşurum. 'Bu yaptığınız yanlış' derim, bunu da yüzüne derim. Bir Müslüman soykırım yapamaz. Varsa böyle bir şey, tespit etmemek mümkün değil. Rahat rahat onu da söyleriz. 'Böyle bir şey yapamazsın, buna hakkın yok' deriz?"Bu açıklamayı Erdoğan 2009 yılında yapmıştı. Ömer El-Beşir'in, "evet, katliam yaptık ama 300 bin sayısı abartılı?" şeklindeki itirafı ise 2011 yılındaydı. Demek ki, Erdoğan bu katliamdan habersizdi!!! (yılların yutturmacası işte?)2. örneğe yine Erdoğan'ın sözleriyle başlayalım; "Bunun tek adı, darbedir. Ve darbeler iğrençtir. Hiçbir darbe devrim filan olamaz. Darbe, her zaman her yerde karşı devrimdir. Mısır'da olan da budur. Tam adı odur."Pervez Müşeref. O da asker. 1999'da darbeyle yönetimi ele geçirdi. Defalarca ülkemize geldi. Erdoğan tarafından karşılandı. Yine masa etrafındaki sandalyelerde oturdular, yediler, içtiler? Kısa bir hafıza turu atalım?Ağustos 2003: Müşerref, Erdoğan'a bir mektup gönderdiğini belirtti: "İsrail'i tanımamız için Türkiye'den telkin alıyoruz. Türkiye üzerinde Yahudi lobisi etkili. Türk dostlarımız, Türkiye'nin İsrail'i tanımakla elde ettiği çıkarları dile getiriyor."Eylül 2005: New York'ta BM zirvesi sırasında Erdoğan, Müşerref'le de bir araya geldi. Erdoğan, İsrail Başbakanı Şaron ile de görüştü. Şaron "Türkiye'nin İsrail ile Pakistan'ın bir araya gelmesinde gösterdiği çaba ve ev sahipliğinden ötürü" Erdoğan'a teşekkür etti? Bir yıl önce Erdoğan'a "Cesaret Madalyası" veren ABD Yahudi Kongresi bu kez Müşerref'i konut etti, bir konuşma yaptırdı?" Temmuz 2007: Amerikan Yahudi Kongresi Başkanı Rosen, "Pakistan'da Lal Mescidi'ndeki İslamcı teröristlere ordunun yaptığı baskından dolayı Müşerref'i kutladı. Lal Mescidi'nde 50'den fazla öğrenci ile imam Abdürreşid Gazi öldürüldü.Esra Erdoğan ile Berat Albayrak'ın nikah şahitlerinden biri de darbeci Müşerref'ti. (Bu haberlerin detaylarını yandaş Sabah gazetesinin arşivlerinde bulabilirsiniz)2008'de iktidarı bırakıp ülkesinden kaçan ve vatana ihanet suçundan yargılanan Müşerref, Kasım 2012'de yine ülkemize gelmiş ve Erdoğan'la görüşmüştü. Kısaca Erdoğan, darbe, darbeci konusunda da tutarlı bir duruş gösteremedi. Kendisiyle ters düştü. Ama milletimizin hafıza kayıtları silindiği için alkış alıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025