Sayın Hocamız Prof. Dr Haydar Baş'ın "Ehl-i Beyt Üniversitesi açacağım" şeklindeki sözlerini duyunca, gönül dünyama adeta ilk kez güneş doğmuş gibi oldu. İlgilenen herkes gibi oturup açılacağı günü ve yeri beklemeye başladım. Daha sonra, Sayın Hocamızın söylediği bu Ehl-i Beyt Üniversitesi'nin öğrencisi olduğumu, benim gibi binlerce öğrencisinin bulunduğunu ve rektörlüğünü de Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığını fark ettim. Bu noktada aklımıza şu soru gelebilir: Böyle bir üniversite yok ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlarla buraya öğrenci alınmıyor. O halde olmayan bir üniversitede nasıl öğrenci olabilirsin? Bir üniversiteden beklenen, öğrencilerini seçmiş olduğu alanlardaki mevcut bilgilerle donatmak, bu konuda araştırma yapmaya yönlendirmek ve yeni ufuklar açacak bakış açıları kazandırmaktır. Böylece öğrenciler ilim şehrine gidebileceklerdir. Bu açıdan baktığımızda, bir üniversitenin kocaman binalara, kocaman bir kampuse ve bir tabelaya sahip olması gerekmez. İşte Ehl-i Beyt Üniversitesi, bu şekilde kampus olarak bütün dünyayı, derslikler olarak da öğrencilerin evlerini kullanan ve sevenlerinin gönlünde kocaman bir tabelası olan bir üniversitedir. Sayın Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş, çevresinde bulunan insanları sürekli kendi alanlarında araştırma yapmaya teşvik ederek teknik ve bilimsel açıdan gelişmelerini ve kendi sahalarında söz sahibi olmalarını sağlamaktadır. Ayrıca Hocamız yazmış olduğu "Milli Ekonomi Modeli" ve "Sosyal Devlet Milli Devlet" eserleri ile bütün öğrencilerini birer devlet adamı olarak yetiştirmektedir ki, Ehl-i Beyt Üniversitesi öğrencileri böylece çift ana dal eğitimi almış oluyorlar. Özellikle Ehl-i Beyt serisi kitapları ile Ehl-i Beyt Üniversitesi öğrencileri, Ehl-i Beyt'in iman, aşk ve çile dolu hayatlarını öğrenmelerinin yanında, Ehl-i Beyt'in sağlam dünya görüşünü, insan hakları ve hukuk anlayışını, devlet idaresi yöntemlerini öğrenmektedir. Böylece öğrenciler asıl 'ilim şehrine' yol almaktadır. Bütün bu yaptıkları ile Ehl-i Beyt Üniversitesi, Ehl-i Beyt ekolünün günümüzdeki temsilcisi olup Ehl-i Beyt ekolünün yaşamasını sağlamaktadır. Bu vesile ile Ehl-i Beyt Üniversitesini bir orkestra şefi gibi ahenk içinde yöneten Sayın Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş beye şükranlarımı sunar, Allah'tan Hocamızın yar ve yardımcısı olmasını, Allah'ın hidayetinin, Ehl-i Beyt'in şefaatinin ve himmetinin bütün Ehl-i Beyt Üniversitesi camiası üzerinde olmasını ve ahiret hayatımızda Peygamber Efendimiz (sav) ve Ehl-i Beyt'i ile bir ve beraber olmayı dilerim. Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012