İcmal dergisinin hazırladığı büyük bir gençlik şöleni idi Ehl-i Beyt gecesi.
Onur konuğu Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye’nin ihtiyacı olan ve halen net bir şe-kilde belirlenememiş “Müslüman Türk genci”ni aslında yetiştirmiştir.
Biz salonda, Peygamberine ve Ehl-i Beyt’ine sevdalı, Türk olmanın şuurunu ve onurunu taşıyan, vatanını canı pahasına korumaya hazır genç bir kadro gördük.
Ve bundan da gururu duyduk.
Katılımcılar, sayın Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatını içinde bulunduğumuz siyasi ortamla birleştirerek o kadar güzel değerlendirdiler ki, ortaya günümüz işgallerinden çıkışın formülü konmuş oldu.
Anahtar Ehl-i Beyt’in sevgisi etrafında birleşmek, Alevi - Sünni - Caferi ayrımı yapmadan bir olmak…
1200 kişilik salon küçük geldi. Salonun doluluğu nedeniyle giremeyerek dışarıdan takip edenler yüzlerce kişi idi. Ancak ayakta durmaya dayanamayarak evlerine dönenler de çok fazla idi.
Konuşmaları ile Hz. Ali’nin eseri Nehc’ül Belağa’yı tam metin olarak yayınlayan İran’ın ilim havzası Kum’dan gelen Seyyid Muhammed Sadık Musevifer ile Kerbela diyarından Ayetullah Uzma Seyyid Sadık Şiraze’nin temsilcisi Şeyh Muhammed Celal programa renk kattılar.
Her ikisi de Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatını tamamlaması için dua ettiler.
Kapanış konuşmasını Sayın Baş yaptı. Binlerce kişi, dört saatten fazla bu anı bekledi-ler. Ancak Sayın Baş’ın konuşmaya başlaması ile yorgunluk yerini büyük bir muhabbete ve manevi ziyafete bıraktı.
Bizce Sayın Baş’ın, bir Sünni olarak yetişmesine rağmen, İmam Ali’ye ve Ehl-i Beyt’e olan sevdası Ehl-i Beyt’in birlik harcı olduğunun en güzel ispatıdır.
Konuşmasında hadislerin yazımı konusuna vurgu yapan Sayın Baş, tarihi bir tespitte bulunmuştur. Hadis yazılımı ile ilgili eserlerde izah edilmesine rağmen bu şekli ile bizce İslam tarihinde ilk defa dile getirilen görüş hadisler konusunda Sünni ve Şia dünya için son noktayı koymaktadır.
Sayın Baş özetle şöyle ifade etmiştir: “Hadislerin yazılımı işini Hz. Peygamber (sav) sağlığında İmam Ali (as) Efendimize vermiştir. Onun dışındaki herkese de benden Kur’an dışında bir şey yazmayın diye emretmiştir.
Hz. Ebubekir bu emir üzerine “bize Kur’an yeter” buyurmuştur ve Hz. Ömer bu emir üze-rine hadisleri yaktırmıştır.
İmam Ali ise Peygamberden duyduğu bu hadisler bir sandık içinde saklamıştır. Onun vefatı sırasında oğlu İmam Hasan a ve sonra İmam Hüseyin’e, sonra imam Hüseyin’in oğlu İmam Zeynelabidin’e ve sırası ile diğer imamlara aktarılmıştır bu kutsal emanetler.
İmamlar bir mesele ile karşılaştıklarında bu hadis külliyatına bakarak cevaplamışlardır.
Burada İmam Hüseyin’den sonra babadan oğula geçen emanetlerin kaynağı direkt Resulüllah’a dayanır. Bu sebeple ravi zincirine ihtiyaç yoktur.
Ehl-i Beyt dünyasının hadis kaynakları da bu külliyattır. Mesela Usul-u Kafi bu hadislerin toplanmasından oluşmuştur.
Ancak Sünni dünyanın hadis yazılımı halife Ömer b. Abdülaziz dönemine kadar gecikir. Hicri 1. asrın sonuna doğru başlanmıştır.
Burada son noktayı koyuyor Sayın Baş. Aslında Ömer b. Abdülaziz de haddi aşmış, yetkisinde olmayanı yapmıştır. Yani Hz. Peygamber’in sadece İmam Ali’ye verdiği yetkiyi gasp etmiştir.”
Sünni hadis külliyatı olan Kütüb-ü Sitte yazarlarının hicri 2. ve 3 asırda yaşadıklarını ifade eden sayın Baş, Sünni külliyatının da çok saygın olduğunu ve bunların da okunması gerektiğini özellikle vurgulamıştır.
Ehl-i Beyt gecesinde gördük ki, bu maya tutmuştur. Salonlardan taşan kalabalıkların coşkusu bunun izahıdır.
Sayın Baş, oyunu bozmuş, birliğin mayasını atmıştır.
Ve o gecede gördük ki, ne Ehl-i Beyt’i sevmek Sünniliğe engeldir, ne de Ehl-i Beyt’i sevmeden İslam olabilir.
Konuşmasında yapacakları yeni bir Ehl-i Beyt konferansında, Türklerin İslam ile şeref-lenmelerinin Ehl-i Beyt nefesi ile olduğunu detayları ile izah edecekleri müjdesini de veren sayın Baş’a çalışmalarından başarılar diliyoruz.
Onur konuğu Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye’nin ihtiyacı olan ve halen net bir şe-kilde belirlenememiş “Müslüman Türk genci”ni aslında yetiştirmiştir.
Biz salonda, Peygamberine ve Ehl-i Beyt’ine sevdalı, Türk olmanın şuurunu ve onurunu taşıyan, vatanını canı pahasına korumaya hazır genç bir kadro gördük.
Ve bundan da gururu duyduk.
Katılımcılar, sayın Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatını içinde bulunduğumuz siyasi ortamla birleştirerek o kadar güzel değerlendirdiler ki, ortaya günümüz işgallerinden çıkışın formülü konmuş oldu.
Anahtar Ehl-i Beyt’in sevgisi etrafında birleşmek, Alevi - Sünni - Caferi ayrımı yapmadan bir olmak…
1200 kişilik salon küçük geldi. Salonun doluluğu nedeniyle giremeyerek dışarıdan takip edenler yüzlerce kişi idi. Ancak ayakta durmaya dayanamayarak evlerine dönenler de çok fazla idi.
Konuşmaları ile Hz. Ali’nin eseri Nehc’ül Belağa’yı tam metin olarak yayınlayan İran’ın ilim havzası Kum’dan gelen Seyyid Muhammed Sadık Musevifer ile Kerbela diyarından Ayetullah Uzma Seyyid Sadık Şiraze’nin temsilcisi Şeyh Muhammed Celal programa renk kattılar.
Her ikisi de Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatını tamamlaması için dua ettiler.
Kapanış konuşmasını Sayın Baş yaptı. Binlerce kişi, dört saatten fazla bu anı bekledi-ler. Ancak Sayın Baş’ın konuşmaya başlaması ile yorgunluk yerini büyük bir muhabbete ve manevi ziyafete bıraktı.
Bizce Sayın Baş’ın, bir Sünni olarak yetişmesine rağmen, İmam Ali’ye ve Ehl-i Beyt’e olan sevdası Ehl-i Beyt’in birlik harcı olduğunun en güzel ispatıdır.
Konuşmasında hadislerin yazımı konusuna vurgu yapan Sayın Baş, tarihi bir tespitte bulunmuştur. Hadis yazılımı ile ilgili eserlerde izah edilmesine rağmen bu şekli ile bizce İslam tarihinde ilk defa dile getirilen görüş hadisler konusunda Sünni ve Şia dünya için son noktayı koymaktadır.
Sayın Baş özetle şöyle ifade etmiştir: “Hadislerin yazılımı işini Hz. Peygamber (sav) sağlığında İmam Ali (as) Efendimize vermiştir. Onun dışındaki herkese de benden Kur’an dışında bir şey yazmayın diye emretmiştir.
Hz. Ebubekir bu emir üzerine “bize Kur’an yeter” buyurmuştur ve Hz. Ömer bu emir üze-rine hadisleri yaktırmıştır.
İmam Ali ise Peygamberden duyduğu bu hadisler bir sandık içinde saklamıştır. Onun vefatı sırasında oğlu İmam Hasan a ve sonra İmam Hüseyin’e, sonra imam Hüseyin’in oğlu İmam Zeynelabidin’e ve sırası ile diğer imamlara aktarılmıştır bu kutsal emanetler.
İmamlar bir mesele ile karşılaştıklarında bu hadis külliyatına bakarak cevaplamışlardır.
Burada İmam Hüseyin’den sonra babadan oğula geçen emanetlerin kaynağı direkt Resulüllah’a dayanır. Bu sebeple ravi zincirine ihtiyaç yoktur.
Ehl-i Beyt dünyasının hadis kaynakları da bu külliyattır. Mesela Usul-u Kafi bu hadislerin toplanmasından oluşmuştur.
Ancak Sünni dünyanın hadis yazılımı halife Ömer b. Abdülaziz dönemine kadar gecikir. Hicri 1. asrın sonuna doğru başlanmıştır.
Burada son noktayı koyuyor Sayın Baş. Aslında Ömer b. Abdülaziz de haddi aşmış, yetkisinde olmayanı yapmıştır. Yani Hz. Peygamber’in sadece İmam Ali’ye verdiği yetkiyi gasp etmiştir.”
Sünni hadis külliyatı olan Kütüb-ü Sitte yazarlarının hicri 2. ve 3 asırda yaşadıklarını ifade eden sayın Baş, Sünni külliyatının da çok saygın olduğunu ve bunların da okunması gerektiğini özellikle vurgulamıştır.
Ehl-i Beyt gecesinde gördük ki, bu maya tutmuştur. Salonlardan taşan kalabalıkların coşkusu bunun izahıdır.
Sayın Baş, oyunu bozmuş, birliğin mayasını atmıştır.
Ve o gecede gördük ki, ne Ehl-i Beyt’i sevmek Sünniliğe engeldir, ne de Ehl-i Beyt’i sevmeden İslam olabilir.
Konuşmasında yapacakları yeni bir Ehl-i Beyt konferansında, Türklerin İslam ile şeref-lenmelerinin Ehl-i Beyt nefesi ile olduğunu detayları ile izah edecekleri müjdesini de veren sayın Baş’a çalışmalarından başarılar diliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018