Eğitim sistemimizin yetiştirdiği çocuklarımız, yine sistemin kendisi tarafından çürütülmeye mahkum kılınıyorsa; bu sistemin baştan sona milli hedefler doğrultusunda yeniden ele alınması gerekmektedir. Milli olmayan eğitim çerçevesinde yetişen nesillerin kendi kültürüne, kendi değerlerine, dolayısıyla kendi topraklarına sahip çıkabilmesi imkansızdır. Sömürgeciliğin çağdaş adı "küreselleşme" olurken, küreselleşme ile de milletler her yönden boyunduruk altına alınmaya çalışılmaktadır.Küresel güçlerin boyunduruğu altında kalan milletler, kendi kültürlerinden de uzaklaştırılarak belli güç odaklarının dayatmalarıyla, kendi özlerine ait olan her şeyden vazgeçirilmektedir. Tarih sahnesinden silinmek istemeyen milletlerin mutlaka kendi eğitim ve kültür yapılarını korumaları gerekmektedir. Şöyle dönüp geriye baktığımızda belki de en çok değişikliğe uğrayan unsurun, eğitim sitemimiz olduğuna şahit oluruz. Bu ne garabet ki; dünyaya medeniyet getiren, ilim kültür öğreten asil bir milletin evlatları, eğitim sistemleri "yamalı bohça" misali sürekli değişiklikle karşı karşıya kalmıştır. Yapılan değişiklikler asla tekamül olarak değil, "eskiyi yıkıp yeniyi yapmak" şeklinde olmuştur. Bu kadar garabete rağmen eğitim yapmak isteyenlerin önüne bir başka engel, maddi imkansızlıklar çıkmaktadır.Zorlaşan hayat şartları, kabiliyetli gençlerin tahsil şanslarının da önünü kesmektedir. Eğitim sistemimize ve yaşanan olaylara baktığımız zaman, bir yerde çok ciddi bir hata yapıldığını kabullenmek zorundayız. Yaz boz tahtasına dönen eğitim sitemimiz hâlâ rayına oturmamışsa, milletimizin yapısına ters bir şeylerin olduğuna kanaat getirilmeli ve bir millet heba olmadan çözümler üretilmelidir.***Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, isteyen her vatandaşın eğitim hakkına sahip olması gerekliliğine dikkat çekerek çözüm sunmaktadır. Sosyal devlet milli devlet kitabında, sayfa 145'te; "Gençlerin eğitim masraflarının, anne babalarının sırtında değil, devletin sorumlulukları içinde olduğudur. Bireylerin sahip oldukları kabiliyetleri açığa çıkarmak, onları kendi kültürüne göre eğitmek, çağdaş bilgilerle donatmak öncelikle devletin vazifesidir ve her vatandaşın hakkıdır." Şimdi bu bağlamda toplumdaki eğitim meselesine baktığımız zaman yük; ilk öğretimden üniversite eğitimine varıncaya kadar, öğrenci ve ailelerin sırtındadır. İsteyen her vatandaş eğitim hakkına sahip değildir. Hani bir söz vardır; "deveye sormuşlar boynun eğri, o da; nerem doğru ki" demiş...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Umre nasihatleri -3- / 02.02.2025
- Umre nasihatleri -3- / 01.02.2025
- Umre nasihatleri -2- / 31.01.2025
- Umre nasihatleri -1- / 30.01.2025
- ‘Kutlu Dava’ kaderin olsun Oğlum! / 27.01.2025
- Kişi arkadaşının dini üzeredir / 25.01.2025
- Arkadaşlık ilişkileri nasıl olmalıdır? / 23.01.2025
- ‘Sabrın sonu selamettir’ atasözüne güzel bir yaklaşım / 22.01.2025
- Görevin ve hizmetin kutlu olsun Fuat Şengül ağabey / 21.01.2025
- Ateşkes bahane, İsrail katliama devam edecektir / 20.01.2025
- Umre nasihatleri -3- / 01.02.2025
- Umre nasihatleri -2- / 31.01.2025
- Umre nasihatleri -1- / 30.01.2025
- ‘Kutlu Dava’ kaderin olsun Oğlum! / 27.01.2025
- Kişi arkadaşının dini üzeredir / 25.01.2025
- Arkadaşlık ilişkileri nasıl olmalıdır? / 23.01.2025
- ‘Sabrın sonu selamettir’ atasözüne güzel bir yaklaşım / 22.01.2025
- Görevin ve hizmetin kutlu olsun Fuat Şengül ağabey / 21.01.2025
- Ateşkes bahane, İsrail katliama devam edecektir / 20.01.2025